Kuruluşunun 40. yılında 1 milyar dolar ciroya ulaşan Sütaş A.Ş., önce 5 yılda 2 milyar doları yakalamayı, ardından da dünyanın ilk 25 süt üreticisinden biri olmayı hedefliyor. Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, “Bu vizyon bizi gelişmiş pazarlara hatta Amerika’ya bile taşıyabilir.” dedi.
Muharrem Yılmaz, babasından aldıkları Sütaş bayrağını kardeşleriyle birlikte daha ileriye taşıyıp son 10 yılda büyük atılımlar gerçekleştirdi. Karacabey’den sonra Aksaray’da süt fabrikası, yem fabrikası, eğitim tesisi, enerji birimi ve çiftliklerden oluşan dev bir kompleks oluşturdu. Ekonomik Etki Analizi’ne göre Sütaş Grubu, 2011 yılı itibariyle Aksaray ve çevre illerine 2.1 milyar liralık katkıda bulundu. Sütaş’ın şimdiki hedefi ise Tire ve Bingöl’e benzer bir kompleks inşa etmek. Her iki yatırımın da, Tire ve Bingöl’deki çevre ekonomilerine büyük katkı sağlaması bekleniyor.
Tire’deki yatırımın başladığını, Bingöl’dekinin ise proje çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Muharrem Yılmaz, “Bu konuda yerel ve merkezi yönetim destek veriyor. Bir an önce bürokratik işlemlerin tamamlanıp yatırımın başlamasını umuyoruz.” diye konuştu.
Sütaş A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, “1 milyar dolar ciroya ulaştık. Hedefimiz önce 5 yılda 2 milyar dolara ulaşmak. Sonrasındaki 5 yılda ise dünyanın 25 büyük süt üreticisi içinde yer almayı arzuluyoruz. Bunun için hem ülke içindeki kökleri güçlendirmek hem de dünya ile entegre olmamız gerekiyor. Bu vizyon bizi gelişmiş pazarlara hatta Amerika’ya bile taşıyabilir. Ufka bakınca Amerika’yı bile görüyoruz.” dedi.
Özel bakım
Sütü en iyi şekilde temizleyen, paketleyen tesis olmak için yola çıktıklarını belirten Muharrem Yılmaz, “Çok süt üretmemiz, tüketiciye ulaştırmamız lazım. Fabrika yatırımlarımız dışında ineklerimize de iyi bakmalıyız. Örneğin ineklerin ayakları taşıdıkları yük nedeniyle çok problemlidir. Tırnak bakımı için ABD’den uzman ve alet getirdik. Ekiplerimiz eğitim aldı, şimdi onlar bu bakımı yapıyor. Günde 2 kez üreticiyle bir araya geliyoruz. Sürekli iletişim halindeyiz. 10 sofranın 8′inde artık Sütaş var.” dedi.
Sütaş gibi markaların daha uzun süre dayansın diye yoğurtlarına katkı maddesi koyulduğuna ilişkin iddialara şiddetle karşı çıkan Muharrem Yılmaz, “Yoğurda niye katkı koyalım. Madem koyacaktık bu kadar yatırımı niye yapıyoruz. Evdeki yoğurtun hijyenik olmamasının nedeni; sütün içinde bakteriler ürer.
Sütaş’ta yoğurt yaparken süt önce uygun dereceye yükseltilir içindeki kötü bakteriler yok edilir. Ardından mayalama adı verilen işlemle sütü yoğurda çeviren iki bakteri bu temiz süte dahil edilir. Eğer siz bu mayalanmış sütün hava ile temasını kesip yeniden zararlı bakterilerin girmesini engellerseniz ve uygun ısıda korursanız yoğurdunuz uzun dayanır. Biz 3 saat boyunca 42 derecede bekletiyoruz. Evde yoğurt yaparken bu koşullar sağlanamadı için yoğurtlar daha çabuk bozulur. Bizim yoğurdun dayanıklılığı katkıdan değil yüksek hijyenden.” diye konuştu.