Türkiye’de salça fabrikalarının istediği sanayi domatesinin her yıl yarısını karşılayan Karacabeyli domates üreticilerinin, bu yılki hasat sezonunda çevredeki diğer firmaların domates fiyatını sürekli yükseltmeleri nedeniyle ‘düşük fiyat’ sıkıntısı yaşadıkları belirtildi.
Üreticilerin piyasa koşulları altında ezilmeden korunması gerektiğini savunan Karacabey Ziraat Odası Meclis Başkanı Nuri Karaca, “Çiftçilerimiz salça fabrikalarıyla et ve tırnak gibi ayrılmaz birer parça halinde. Her iki tarafın ekonomik koşullar çemberinde birlikte yaşaması ve yaşatılması gerekir. Bu yılın fiyat uygulamalarına baktığımızda fabrikalara sözleşmeli olarak domates teslim eden çiftçi kardeşlerimizin piyasa koşullarında mağdur edildiği net olarak görülmektedir.
Bu nedenle, salça fabrikalarının kendileri için ana madde kaynağı durumundaki ve firmalarına bağlılık gösteren domates üreticilerini ekonomik yönden korumaları gerekmektedir. Bugünkü koşullarda sözleşmeli üreticilere kilosu 21-22 kuruştan değil; 26 kuruştan ödeme yapılması haklarıdır; fabrikaları bu konuda duyarlı olmaya ve gerçekleri görmeye davet ediyorum.” diye konuştu.
Ziraat Odası Başkanı Hasan Karahasanoğlu ise, Rusya’nın Türkiye’den gıda maddeleri satın almak istemesini, “Dikkatli davranılması halinde her iki ülke halkının yararına olacaktır. Fiyat düşürme bahaneleri olmazsa, Türk üreticileri bu ihracat fırsatından memnun kalacaktır.” sözleriyle yorumladı.
Aşırı yağışlar nedeniyle Karacabeyli çiftçilerin domates ekimini geç yaptıklarına değinen Karacabey Ziraat Odası Meclis Başkanı Nuri Karaca, bunun sonucunda domates üreticilerinin hasat zamanı ile bitkisel hastalıklar konularında bazı sorunlarla karşılaştıklarına işaret etti. Geç domates ekimiyle birlikte, üründe ‘çiçek kaybı’, ‘güneş yanıkları’ ve ‘Mildiyö hastalığı’ risklerinin görüldüğünü belirten Nuri Karaca, hasat sürecini şu anlatımla değerlendirdi:
“Bahar aylarındaki aşırı yağışlardan sonra, hasat dönemine geldiğimizde üreticiler aşırı sıcaklarla boğuşmak zorunda kaldı. Bunlara ayrıca gece-gündüz arasındaki büyük ısı farkları da eklendi. Şu günlerde üreticiler bir yandan üründe çiçek kaybı yaşarken; diğer taraftan güneş yanığı tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Her iki sıkıntı ise, Mildiyö hastalığına kapıyı araladı. Üretici kardeşlerimiz bugünlerde aşırı ilaçlama denilecek noktada ilaçlama yaparak, Mildiyö hastalığını bastırıyor, hastalığın yayılmasını engelliyorlar. Kısacası, hasat sezonu yarı yarıya riskli bir süreçle geçiyor.”
Ülkenin en fazla sanayi tipi domates ekimiyle adından söz ettiren Karacabeyli üreticilerin 2014 hasat sezonunda ‘fiyat mağduru’ durumuna düşürüldüğünü dile getiren Ziraat Odası Meclis Başkanı Karaca, “Bu yılın fiyat uygulamalarına baktığımızda fabrikalara sözleşmeli olarak domates teslim eden çiftçi kardeşlerimizin yaşanan piyasa koşullarında mağdur edildiği net olarak görülmektedir. Bu nedenle, salça fabrikalarının kendileri için ana madde potansiyeli durumundaki ve firmalarına bağlılık, fedakârlık gösteren domates üreticilerini ekonomik yönden korumaları gerekmektedir.” dedi.
Karaca, ilçedeki domatesi üreticilerinin yüzde 80 oranında salça fabrikalarına sözleşmeli olarak domates ekimi yaptıklarını kaydetti. Tarımıyla ünlü Karacabey Ovası’nda yaklaşık 100 bin ton domates ekimi gerçekleştiren üreticilerin piyasa koşulları altında ezilmeden korunmasını savunan Karacabey Ziraat Odası Meclis Başkanı Nuri Karaca, şu sözlerle fabrikalardan sözleşmeli üreticiler için ek zam yapılması çağrısında bulundu:
“Çiftçilerimiz salça fabrikalarıyla et ve tırnak gibi ayrılmaz birer parça halinde. Her iki tarafın ekonomik koşullar çemberinde birlikte yaşaması ve yaşatılması gerekir. Çevredeki diğer salça firmalarının domates fiyatını sürekli yükseltmelerine tanık oluyoruz. Böyle bir piyasada sözleşmeli domates ekenler büyük mağduriyet yaşamaktadır. Üreticilerin kendilerine gösterdikleri güven, bağlılık ve fiyat fedakârlığı karşısında sözleşmeli domates alan fabrikaların da fedakârlık yapması, ‘yaşat ki, yaşayasın’ ilkesi çerçevesinde haklı ve adil bir uygulama olacaktır. Bugünkü koşullarda sözleşmeli üreticilere kilosu 21-22 kuruştan değil; 26 kuruştan ödeme yapılması haklarıdır; fabrikaları bu konuda duyarlı olmaya ve gerçekleri görmeye davet ediyorum.”
Ziraat Odası Başkanı Hasan Karahasanoğlu ise, son günlerde Rusya’nın Türkiye’den gıda maddeleri satın almak istemesini, geçmişte yaşanan bazı sorunları hatırlatarak değerlendirdi.
Karahasanoğlu, “Dikkatli davranılması halinde her iki ülke halkının yararına olacaktır. Geçmiş yıllarda iki ülke arasında önce iyi başlayan gıda maddeleri ticaretinde daha sonra örneğin, domateste Rusya’nın “Üzerlerinde zirai ilaç kalıntısı var.” diyerek, üründe indirim taktiği uyguladığına tanık olduk. Son gelişmeyi de yoğurdu üfleyerek yemek şeklinde görmemiz gerekir. Çok iyimser olmak ve hayaller kurmak bizi yanıltabilir.” diye konuştu.
Yapılacak anlaşmanın her iki ülkenin lehine olması dileğinde bulunan Ziraat Odası Başkanı Karahasanoğlu, fiyat düşürme bahaneleri olmadığı takdirde, Türkiye’deki yaş sebze ve meyve üreticilerinin Rusya ile ihracat fırsatından memnun kalabileceklerine inanmak istediklerini belirtti.