Öncelikle Türk İslam Aleminin Ramazan ayını kutluyorum. İşte yine bir Ramazan ayındayız ve yine reklam kokak hareketleri izlemeye devam ediyoruz.
Her Ramazan ayında olduğu gibi kurum ve kuruluşların ‘tok’lara yönelik iftarları başladı. Buradan isim vermeye gerek yok zaten sizler basından bu ‘reklamsever’ kuruluşları takip ediyorsunuz.
Geçtiğimiz yıl İlçe Müftülüğü de verdiği iftarda yine Karacabey’deki ‘tok’ları ağırlamıştı. İlçe Müftüsü Hikmet Yazıcı, yemekte yaptığı konuşmada, “Bu tür zengin sofralarda, muhtaç ve ihtiyaç sahibi ailelerinde olması gerekir” dese de, biz o akşam o sofrada pek ihtiyaç sahibi görememiştik.
Bu yılda yine aynı senaryo devam ediyor. İşte geçtiğimiz günlerde yine bir kuruluş, ilçede o kadar ihtiyaç sahibi ‘aç’ varken topladı tüm ‘tok’ları yaptı reklamı. Diğerleri de onu takip etmeye devam ediyor.
Neymiş bunun adı birliktelikmiş. O akşam iftara katılan herkes zaten 11 ay birliktelik içinde laylaylom. Bırakında 1 ay o birlikteliği gerçekten ihtiyaç sahipleri yapsın. Bakın iftar sofralarına hep aynı isimler. “Kaymakam, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü, Garnizon Komutanı, Jandarma Komutanı, Borsa Başkanı, Banka Müdürleri, Parti Başkanları, Daire Amirleri, Oda Başkanları, vs..” yani hep ihtiyaç sahipleri(!)
Ben merak ediyorum, o etleri löp löp mideye indirirken, sonrada yemek duasında, orada olmayan ihtiyaç sahipleri için yapılan dualara amin derken vicdanınız ne kadar rahat?
Bir o kadar yenmeyen etler çöpe atılırken acaba bu etlerin tadını bile bilmeyen bir çocuk sizin aklınıza hiç geliyor mu?
Bence de yeter artık bu kadar duvara karşı konuşmak… Afiyet olsun beyler… Bol fotoğraflı iftarlar…