17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sırasında Halkbank Genel Md. Süleyman Arslan’ın evinde, ayakkabı kutusuna dolduruluşmuş dolar ve euro’lar çıkmıştı. Bu para 4.5 milyon dolar açıklanmıştı. Son açıklamalarda ve kayıtlarda 2.5 milyon dolar + 2.5 milyon euro olduğu belirtildi. Bu durumda ayakkabı kutularında toplam 5 milyon 950 bin dolar yani ortalama 6 milyon dolar.
Süleyman Arslan, “bu paralarla imam hatip yaptırılacak” demişti. Ne imam hatip yeri, ne binası, ne projesi, ne yapacak kuruluş meydana çıktı. Bunlar imam hatip’li ya dürüst, namuslu, hak yemez, yalan söylemez, insanları aldatmaz, Allah’ına iman eder, doğruluktan ayrılmazlar ya, paranın nereden geldiği söylemez, nereye gideceğini sinyalini de vermezler. Allah sizin gibi imam hatiplilerden devleti ve vatandaşı korusun.
Ömer Seyfettin’in DİYET hikâyesi vardır. Herkes bildiği için yazmıyorum. Neticede diyet için vatandaş bileğini keser ki, elin insanlar için hayati önemi vardır. Banka Genel Md. Süleyman Arslan paranın nereden geldiğini, nereye gideceğini itiraf etmediği halde yargıya çıkmadan, hesap vermeden yargılanmadan hangi diyete istinaden, Ziraat Bankası yönetim kuruluna alındı. Kıyak maaşa mazhar edildi, hayret!
Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlunun evinde 1 milyon 200 bin dolar çıkmış. Güler’e 10 milyon dolar verilmiş. Zafer Çağlayan’a hediye 700 bin TL hediye saat verilmiş. Çikolata kutularında 1.5 milyon dolar verilmiş, Umre’ye özel rüşvet uçakla gidilmiş, villadaki paralar için Başbakan oğluna paraları sıfırlayın talimatı vermiş. Bakan çocuklarının evlerinde para kasaları ve para sayma makineleri çıkmış ve bunların hepsini Fethullah Gülen yapmış, Başbakanda dik durmuş. Meğer bu rüşvetler, para kasaları hükümete darbeymiş.
Rüşvetin adı hükümete darbe mi oldu? Başbakan bu demogajiyi halka çok iyi yutturdu ve seçimde %43 oy aldı.
Benim Müslüman vatandaşlarım, çalanla gözetleyen eylemi beraber yapmıyor mu? Çalan ve rüşvet alan senin oy verdiğin hükümetin, bu kesinleşti de sende oy vererek gözetleyen olarak bu günaha neden ortak oldun? Benim hırsızım iyi hırsızdır mı diyorsun?
Başbakan, Anayasa mahkemesinin HSYK için almış olduğu karar için “cübbenizi çıkarın, siyaset yapın” diyor. Adana’da komiserleri serbest bırakan hakime bağırıyor. Erdoğan’ın hukuka müdahalesi tüm yargı mensupları ve kuruluşlarından tepki çekiyor. Hukuk ve adaleti yaraladığını yargıya müdahale ettiğinin farkında değil mi? O zaman kaldırın hukuku Erdoğan ne derse icraat odur. Hukuk odur, olsun bitsinde devlet içinde devletmiş gibi davranan, Diyarbakır’da çıkan petrolden pay isteyen Belediye Bşk. Gülten Kışanak’a neden veremiyorsun. PKK sınır il ve ilçelerde silahlarıyla konuşlandı, neden önlem almıyorsun Başbakan.
Bağırıp çağırmak kolayda, ülke parçalanmasın diye önlem almak çok mu zor yada verilen söz mü var?