İzmir’in Urla ilçesi Zeytineli köyü Hacılar koyunda 16 kaçak yapılaşmakta olan villa ortaya çıktı. Arsa sahibi “35 yıldır inşaat halindeyiz” diyor. Nasıl inşaatmış ki bu 35 yılda bitiremiyor. Villalar için 2010 yılında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından ve 2012 yılında 4’ncü idare mahkemesi tarafından 2 yıkım kararı var, ancak uygulanamıyor. Villaların ikisi başbakanın, diğerleri arkadaşlarının.
Başbakan inkar ediyor amma kızının tadilat için konuşmaları tapelerde. 1. derece sit alanı içinde olan inşaat 3. derece sit alanına çevrilmesi için başbakan devrede ve bilirkişilere de gerekli talimat veriliyor. İnşaata mani olmak isteyen valinin tayini çıkartılıyor. İki yıkım kararına rağmen sıkıysa yık. İzmir İl Genel Meclis Başkanı Serdar Değirmenci, “Yıkım kararını hangi babayiğit uygulayacak” diye soruyor. Yeni atanan vali, 300 bin lira masrafla buraya yol yapıyor. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı mı oda ne. Allah birilerinin gözünü doyursun. Gelir belli, mülk belli, yolunu bulmak belli de hesap sorulmaz, hesap verilmez. Bu rezaletin ortaya çıkarılması, başbakan tarafından “hükümete darbe girişimi” diye sunuluyor. Hükümetin yaptığı her yolsuzluğu açıklamak hükümete darbe girişimidir, vatan hainliğidir, unutmayınız.
BASIN ve İNTERNET KONTROL ALTINDA
2010 yılında hükümet internet yasasını değiştirdi. O gün öyleydi. Şimdi ise hükümet bulaştığı yolsuzluk ve rüşvet açıklanabildiği kadarıyla internette. İnternete düşen yazılar hükümetin idam fermanı gibi, halk bunları bilmemeli, halkın gözü açılmamalı, oy kaybı yaşanmamalı, hükümet bu internet belasından kurtulmalı.
İnkar etmek, yalan söylemek, her konuda olduğu gibi bu konuda da başbakanın görevi. Ne diyor, “Yok düşünce özgürlüğünü engellemek, yok fikir özgürlüğünü engellemekmiş böyle bir şey yok” diyor da, “Türkiye’de her şey sansürleniyor” diye herkes ayakta, TÜDİAD ayakta, TBB ayakta, Basın kuruluşları ayakta, STK’lar ayakta, Avrupa Basın Birliği ayakta, başbakan hala “özgürlükleri sonuna kadar savunduk ve savunuyoruz” diyor.
Siz muhalefet liderinin konuşmasını TV’den alt banttan veren TV kanalına taa Fas’tan müdahale ediyor ve kaldırtıyorsunuz. Muhalefet oylarını da anketlerden çalıp yer değiştiren insansınız. Bu milli irade hırsızlığıdır. Bunun içinde internet yayıncılığına karşısınız.
Başbakan, Devlet Bahçeli’nin şu tespitlerine ne diyorsunuz? “Başbakan hırsızlığın küçüğüne de, büyüğüne de tevessül edecek kadar Allah’tan ve Allah korkusundan uzaklaştın. Parayı götürmekle kalmadın, rüşvet almakla yetinmedin, Fatih’ler uşak olmuş, senin kurşun askerlerin olmuşlar”
“Bu iktidar, hırsızlığın kaptan köşkünde, rüşvetin ana karargahındadır. Pisliklerin limanı, haramilerin sığınağıdır. Yolsuzluk sel olmuştur. Adı yolsuzluğa karışan bakanların fezlekesi kim vurduya gitmiştir. Başbakan rüşvetçileri yargıdan saklamakta, TBMM’den gizlemektedir. Oluk oluk kir akmaktadır”
“Başbakan, ayakkabı kutusuna giren 4,5 milyon dolarla ilgili yorum yapmamaktadır. Eski bakan Binali’nin %50 olarak isim değiştirmesini rüşvet havuzundan ise bahsetmemesi, oğlun Bilal’ın Yasin El Kadılarla Usuma Kutuplarla ilgili çevrilen dolaplardan hiç bahsetmiyorsun”
Bahçeli diyor ki, “Türkiye sizden kurtulmalıdır. Türk milletini hırsızların elinden almalıyız. Hükümete sesleniyorum, ekmek Bedir’in, su Hıdır’ın, yiyin kudurun, için kudurun. Unutmayınız süreniz doluyor hesap gününüz yaklaşıyor.”