AKP döneminde yerel yönetimlerin “çıkar tezgâhı” gibi çalıştığını söyleyen TMMOB Genel Başkanı Soğancı, yolsuzlukların artığını belirterek, 3 binin üzerinde dava açtıklarını söyledi. Bunlar elde belge olduğu için dava açılabilenler. Bilinmeyenler ve de belgesi temin edilemeyen yolsuzluklar ne kadardır? Abdüllatif Şener “Ben Başbakanın ciğerini bilirim. AKP rant elde etmezse 1 km bile asfalt dökmez” diyor. Ne demek istiyor beni aydınlatır mısınız!
Son 10 yıl içinde 5 bin 360 personeli öğretmen olarak Diyanet İşleri kadrosundan MEB kadrosuna geçmiş. 6 bin 302 personel diğer kurumlara geçmiş.2002 yılında 74 bin olan Diyanet kadrosu, bugün itibariyle 129 bin 376’ya çıkmış. Diyanet 5 milyar 442 milyon liralık bütçesi ile 13 bakanlığı geçti. Ülkede 5 bin okul İmam Hatibe dönüştürüldü. Eğitim sistemi alt üst oldu. Hükümet fen derslerini öğrenmeye gerek yok, İmam Hatipli olacaksınız, biz dindar ve kindar gençlik yetiştiriyoruz mu demek istiyor? Ben cahilim aklım ermiyor aydınlatınız!
Başbakan geçen dönem M. Gökçek’i Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı yapmak için çok zorlandı ve son anda karar verdi. Bu dönem ise hiç tereddütsüz başkan adayı olarak açıkladı. Gökçek, cemaate çok yakın isim, onlarla birleşir beni hırpalar diye mi korktu acaba? Başka da nedenler var mıdır? Aydınlatırsanız memnum olurum!
2001 ekonomik krizden sonra bankalara borçlu sayısı 1,6 milyon kişiydi. Bugün 14 milyon kişi borçlu. Takibe düşen borçlar 9,5 milyar TL. İcrada 21 milyon dosya var. 2014 yılında devletin 230 milyar dolar dış borç ödemesi var. 2014 yılında ekonomi dar boğaza gireceğe benziyor. Beni aydınlatın ekonomi tıkırında mı?
Avrupa’da ki Türklerden, Mısır halkı için toplanan paraların Kahire Büyükelçisi H. Avni BOTSALI tarafından, ihtiyaç sahibi olan halka değil de (Deniz Feneri) yasa dışı örgüte teslim ettiğinin, Mısır istihbaratı belirlemesidir ki, sınır dışı edilmesinin nedeni budur. Bu terörü desteklemektir. Suçtur. Suriye’de de terör örgütlerine Konya’dan yüklenen 931 adet havan mermisi gönderilmişti. Tır şoförü daha önceden olduğu gibi “Mit ve Jandarmanın” bilgisi dahilinde ve onların gösterdiği adrese teslim ettiğini ifade etmişti. Böyle malzemeler başbakanın bilgisi dahilinde gönderilir. Terör örgütünü desteklemektir. Bu durumda başbakan, Uluslararası Adalet Divanında “Terör örgütünü desteklemek ve yataklık etmekten” yargılanır mı? Bu yargı organı uluslararası teröre yataklık dahil pek çok konuya bakar da, başbakanın yolu Lahey Adalet divanı mıdır? Beni aydınlatan olursa memnum olurum.
MGK kararları gizlidir. Bakan bile açıklayamaz. Açıklaması suçtur. Ama ne gariptir ki bütün kararlar valizlerde ve tek tek açıklanıyor. Nasıl bir devlet bu? Demek ki devletin en hayati konuları dahi biliniyor.2004’de MGK karar alıyor, imzalar atılıyor. Karar cemaati bitirme kararı. Hükümet karar aldık ama yok hükmünde diyor. İcraata geçirmedik demek istiyor. Hükümet yanlısı yalaka yazarlar durumu kurtarmak için şöyle yazıyorlar. “Başbakan Erdoğan MGK toplantısında irticadan bahseden bir Generale kes lan” dedi. (Yazarda herhalde oradaydı ve bunları duydu Z.Ö.) O yazara sormak lazım, generale “kes lan” diyen Erdoğan neden “Ben o imzayı atmam lan” diyemedi. Yağcılığın ve yalakalığın bu kadarı da fazla kaçmıyor mu? Bir aydınlanabilsem.
Hükümet yanlısı bir gazetenin Ankara Temsilcisi köşe yazısında cemaate soruyor. “2004 öncesi kaç valiziniz vardı, şimdi kaç oldu? 2004 öncesi kaç vekiliniz vardı, şimdi kaç oldu?” diyerek serzenişte bulunuyor. Bugün daha çok var haddinizi bilin demek istiyor. Anlaşılıyor ki bu hükümet, bu devleti cemaatlerle beraber idare etmiş. Dini siyasete alet eden bir siyasi iktidar var. Devlet yönetimini cemaatle paylaşmış. Bu nasıl iştir. Aydınlanmak istiyorum.
Hükümet 1 milyar 860 milyon liralık konut ihalesini İhlas Holding’e vermiş. Ahmet Hakan diyor ki, “İhlas sahibi olmanın insanlara öteki dünyada çok büyük kazançlar sağlanacağı öğretilmişti. İhlas sahibi olursan bu dünyada da 1 milyar 860 milyon liralık bir mükafat elde edilebilirmiş” Özdemir İnce’de köşesinde AKP’ye oy verenleri ne güzel değerlendirmiş. Okuyalım, “Ey ihlas sahibi emekçi, memur, emekli ve genç kardeşim, dünyanın en ahmağı sen misin? Sen neden kendi çıkarlarını düşünerek sendikaya girmiyorsun. Neden eksiksiz grev hakkı istemiyorsun. Neden ailene bu dünyada iyi bakmak için grev yapmıyorsun. Neden seni değil, İhlas gibi holdingleri kayıran, seni adam yerine koymayan AKP’ye oy veriyorsun. AKP döneminde hırsız ve madrabazları (sözde ve geçersiz) besmele çektikleri, alınları secdeye değerken, şeytanla pazarlık ettikleri için mi?
Kişi 1 ton kömüre, 1 torba gıdaya oyunu satar mı? Birileri beni aydınlatsın!