Kılıçlar çekildi, havada çarpışıyorlar, sesler geliyor. Sesler yetmiyor. Kasetler, belgeler havada uçuşuyor. 76 milyonda seyrediyor, merak ediyor. Nereden çıktı bu savaş, bu savaşın sonucu nereye varacak diyor. Bu savaşın sonunda birisi kılıcını aşağı indirecek, karizması çizilecek.
Başbakan, 6 gündür hiç konuşmuyor. Oysa bir olay oldu mu ilk fırsatta, o fırsatı da bulamazsa 2-3 saat zarfında bir yerlerden fırsat yaratır esip gürlemeye başlardı. Merak ediyorum kaç gün sonra konuşacak diye. Belki de hiç konuşmaz. Çünkü PKK’ya, Abdüllatif Şener’e ve Osman Baydemir’e karşı konuşamıyor.
AKP ve Fethullah Gülen kankaydı. Ne oldu bunlara diyen çıkabilir. Bunların ortak bir düşmanı vardı. Bu TÜRK ordusuydu. Bu ordunun yetiştirdiği ama okyanus ötesi politikalara dik duran güzide subaylardı ve bunlar bertaraf edilmeliydi. Bunda başarılıda oldular. Nereden geldiği belli olan çuval dolusu sahte evraklarla, sahte dijitallerle, gizli tanıklarla ve Anayasa ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da ele geçirilerek, bu devletin Genel Kurmay Başkanı’nı bile Terör örgütü başı yaptılar ve müebbet hapse mahkum ettiler.
Kaleler zapt edilmişti, surlar içinde kalanların tek elden yönetilmesi gerekiyordu. İkinci bir ortağa, cemaate ihtiyaç yoktu artık. Restleşme zamanı gelmişti. Ortak düşman yok edilirken diyet ödenmişti. “Ne istedilerse verdik” diyen başbakan, daha fazlasını artık vermek istemiyordu.
AKP vekili Şamil Tayyar’ın sosyal medyada yazdığı cümleye dikkatinizi çekmek isterim. “Doğru cemaati bitirme kararı 2004 yılında alındı. Ama sonra emniyet cemaate bağlandı.” Ş. Tayyar, Türkiye’de 928 okul, dershane ve ışık evlerine de göz yumduk demeyi unutmuş. Tayyar, suç işlediklerini itiraf ediyor da savcılar nerede adalet nerede.
Şimdi bu konuyu biraz da diğer yönleri ile değerlendirelim. Taraf Gazetesi yazarı Mehmet Baransu, 25 Ağustos 2004 tarihi MGK kararını nasıl elde etti. Böylece MGK kararlarının gizliliği kalmadı. Orada ne kararlar alınıyorsa bütün dünya biliyor da, Türk halkı bilmiyor.
2004 tarihinde MGK’da, Gülen cemaatini bitirme kararı alınıyor. Bunu başbakanda, cumhurbaşkanı A. Gül’de, bakanlarda imzalıyor. Baransu, gazetesinde bu kararı açıklıyor ve “Daha bavulu açmadım, bu klasördeki belge” diyor.
Demek ki daha çok şeyler öğreneceğiz. Bağırsaklar temizlenecek. Kötü kokular olsa da bağırsakların temizlenmesinde fayda var. Başbakanın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan’da, “2004 MGK hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiş ve hiçbir Bakanlar Kurulu kararı alınmamış, hiçbir işlem yapılmamıştır” diyor. Peki, o zaman neden muhteremler imza attı. “Şartlar böyleydi” diyerek geçiştirmek istiyorlar. Takkiye yapıyorlar. Neden 28 Şubat sürecinde “Erbakan hoca imza attı direnmedi” diyerek hocadan ayrıldınız. 28 Ekim 2004 tarihinde “İrticai faaliyetlere karşı ek eylem planı hangi plana ekleme olarak” yapıldı. CHP vekili Ali Özgündüz, Ağustos 2012’de başbakana bu planı soruyor. Mayıs 2013’de soruyu tekrarlıyor. Anlaşılıyor ki ek plan var. Başbakan yok dese de bir gün meydana çıkar diye korkuyor.
Yalçın Akdoğan yukarıdaki açıklamalara göre “İmzalar atıldı ama teşebbüste kaldı faaliyete geçilmedi” diyor. Kurmay Albay Dursun Çiçek, seminerdeki eylem planına imza attı. (Kesin belgelenemedi Z.Ö) Hem seminer yok hem de eylem yok nasıl olurda cezalandırırsınız? Orduda emir demiri keser olduğu halde. Siz başbakan ve bakanlar olarak imza atıyorsunuz. Fiili yete dökmedik diyorsunuz da Balyoz ve Ergenekon davalarından dolayı TSK’lıları hapse atıyorsunuz. Onlar fiili yete geçtiler mi? Hükümeti devirmeye teşebbüs ettiler mi? Yazık değil mi o insanlara, hapishanelerde çürütüyorsunuz. Ailelerini perişan ettiniz.
Erdoğan, “Ne istedilerse verdik” diyor. Emniyeti cemaate bağlıyor. Bunları bilen Ahmet Şık “İmamın ordusu” diye kitap yazıyor. Neden bu yazarı yıllarca hapishanede tuttunuz? Bu iddiaları dile getiren ve kitap yazan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’yı hapse ettiniz. Şimdi gerçekler ortaya çıktı. Bu günahsız insanları serbest bırakacak mısınız?
Türkiye’de hukukun iflas ettiği görülüyor. Bir gün hukuk herkese lazım olabilir. Ama gelecekte AKP hükümetine çok daha fazla lazım olacaktır.