Adana Valisi, vatandaşına ‘Gavat’ (karısını para karşılığı satan adam) diye küfür etti. Tepkiler üzerine Başbakanda, “Devletimizin valisini yemek isteyen bir grup gözü dönmüş yamyama yedirmem” dedi. Başbakanda halkını, insan eti yiyen yamyam yaparak hakaret etti.
Bu olayın başına dönersek, Başbakan, İst. Belediye Başkanlığı döneminde hakkındaki soruşturmayı mülkiye müfettişi sıfatıyla yapan bütün açık delil ve belgelere rağmen kimliğini gizleyerek masumiyet kararı veren bugünün Adana Valisi Hüseyin Avni Çoş’tur. Bugün Başbakanın valiyi yedirmemesi görevden almaması da bir vefa borcudur. Yemez yedirmez de.
2002 yılında seçim oldu. AKP iktidara geldi. Mülkiye müfettişi H. A. Çoş’ta anında Bingöl valiliğine getirildi. Daha sonra sırayla Aksaray, Kırklareli, Aydın ve Türkiye’nin 5’nci büyük şehri Adana Valisi oldu. Her gittiği yerde olumsuz haberlerle gündeme geldi. Olsun mühim olan başarı değildir. Vefadır vefa.
Hukukun egemen olduğu ülkelerde kamu yöneticilerin uyması gereken kurallar, görev tarifleri ve her kamu görevlisi ne yapması kurallara bağlıdır. Hata yapan suç işleyen görevini ihmal eden ve kötüye kullananlar görevden alınır. Ama bizim gibi hukuk dışı yönetilen ülkelerde vatandaşına küfür eden vali inceden bir soruşturmaya tabi tutulur. Soruşturma tamamlanmadan İçişleri Bakanı “Valinin öyle söylemesi şık olmadı” diye konuyu geçiştirmeye çalışırken, tek adam otoriter lider “Ben valimi yedirmem” derde akan sular durur, durdu da.
Başbakan herhalde şöyle düşündü. Ben vatandaşıma “Artistlik yapma al ananı da git, şehitlere kelle” diyorsam, benim valimin de “Hükümet istifa” diye tezahürat yapan vatandaşa “Gavat” deme hakkı vardır. Vatandaş bunu iltifat kabul etsin diye değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu, Başbakana şöyle seslendi, “Kendisini protesto eden bir vatandaşa ‘Gavat’ diyen vali Çoş’u hükümet sözcüsü yap. Böylece AKP’nin gerçek yüzünü de sadece Türkiye değil bütün dünya görür” ve ilave etti, “Ahlaklı adam deniz fenerine sahip çıkmaz (Almanya mahkemesi asrın soygunu dedi Z.Ö.) yolsuzluklara göz yummaz, devlet malını yandaşlarına peşkeş çekmez, alın teriyle ekmek kazanan gazetecilerin ekmeği ile uğraşmaz. Milletin oylarıyla seçilmiş vekilleri hapishanelerde tutmaz. Kadını kılık kıyafetiyle uğraşmaz. Milletin inancı ile uğraşmaz. Zekat paralarını yiyenlerin sırtını sıvazlamaz. Ahlaklı adam kul hakkı yemez. Ahlaklı adam kendi vatandaşını muhbirlik yapmaya teşvik etmez”
AKP Adana Milletvekili Ali Küçükaydın da şu ifadeleri kullandı. “Eğer bir kişi bunun (Vali Çoş’un) yaptığının yüzde birini yapsaydı şimdi çoktan meslekten bile atarlardı. Ama ben onu artık suçlamaz oldum. O valinin suçu yok bana göre, eğer suç kusur aranacaksa onu orada tutanlarda koruyanlarda arayacağız” Kim niçin koruyor sorusuna “özel bir durum var demek ki” demekle yetiniyor.
Küçükaydın haklı, Başbakanı, Devleti, Cumhurbaşkanını temsil eden kişi nasıl olurda vatandaşına küfür eder. Bu cumhurbaşkanının halkına küfür etmesi değil de nedir? Öyleyse o koltukta oturabilir mi?
Son dönemde Afyon, Eskişehir ve Adana valileri söylemleri ile dikkat çekti de, hele Adana valisi “Başbakanın her sözü benim için emirdir” sözü ile ön plana çıktı. İşişleri Bakanı Muammer Güler kendisine dikkat etsin. Önümüzdeki dönemde yapılacak olan Bakanlar Kurulu değişikliğinde Vali Çoş taltiflendilerek içişleri bakanı da olabilir.
İNŞA EDİLECEK YENİ TÜRKİYE
AKP İstanbul il başkanı Aziz Babuşcu, “10 yıllık iktidar döneminde, şu yâda bu şekilde bizimle paydaş olanlar (yani yetmez ama evet’çiler Z.Ö.) gelecek 10 yılda bizimle paydaş olmayacaklar… Gelecek inşa dönemidir. İnşa dönemi onların arzu ettiği gibi olmayacak, çünkü inşa edilecek Türkiye ve ihya edilecek gelecek onların kabulleneceği bir gelecek ve bir dönem olmayacak”
Babuşcu şunu demek istiyor, “Özgürlük, hukuk, adalet duyguları çerçevesinde işbirliği yaptığımız liberaller ile yolarımız ayrılacak”
Hadi bakalım “yetmez ama evet’çiler “ yolunuz nereye? Başbakanın yolu belli. İslamcı ver her türlü yetkilerle donatılmış bir diktatör olarak son durakta Transilvanya’da inmek.