29 Ekim Cumhuriyet bayramını doya doya yaşadım. Hükümet istediği kadar resmi bayramları yasaklamaya kalksın. Ulusallığı bitirmek için savaş açsın. Hiç bir zaman başarılı olamayacaktır. Cumhuriyeti örselemeye karşı halk her geçen gün tepkisini arttırıyor. “Türkiye laiktir, laik kalacaktır” diyor.
Bursa Nilüfer’de 5990 genç, Atatürk posterini oluşturmak için yarışıyordu. İzdiham yaratıyorlardı. Kendileriyle iftihar ettim. Atatürk gençliği bu olmalıdır dedim. Türbanlı genç kızlarımızı da görmek isterdim, fakat maalesef yoklar. Onlar Atatürk’ün devrimlerinden istifade ederler amma Atatürk devrimlerini muhafaza ve savunma görevini üstlenmezler. Çünkü onlar hükümetin bir piyonudur. Onları hükümet yönlendirir, istediği kalıba sokar, türbanından rant elde eder. Laikliğe düşman haline getirir.
Akşam fener alayına katıldım. Sanki Bursa, Fatih Sultan Mehmet bulvarına akın etmişti. 7’den 70’e binlerce insan coşku içinde Türk bayrağı ellerinde bayramların kutluyorlar. Genci, ihtiyarı, çocuğu hepsi bir araya gelmişler marşlar söylüyorlar. “Atatürk’ün askerleriyiz” diyorlardı. Aman Allah’ım ne kadar güzel bir manzaraydı. Ne kadar güzel duygu. Atatürk’ün askerlerinin coşkularını görmek.
Atatürk’ün askerlerinin içinde 70-75 yaşlarında sırtlarına bayrağımızı bağlamış, dini inancı gereği başı eşarplı kadınlarımızda vardı. “Atatürk’ün askerleriyiz” diye bağırıyorlardı. Cumhuriyeti özümsemişlerdi. Cumhuriyetin verdiği nimetlerden istifade ediyorlardı.
Benim dikkatimi çeken, badem bıyıklı erkekler ve türbanlı kadınların olmamasıydı. Onlar cumhuriyeti benimsemiyorlar mıydı? Akıl babaları “türban velev ki siyasi simge olsa ne olur” diyordu. Onun emirlerine mi uyararak böyle bir etkinliğe katılmıyorlar. Yoksa cumhuriyeti, laik demokratik rejimi mi istemiyorlar? Onların felsefesinde ulus devlet olmayacak, laiklik olmayacak, hukuk olmayacak, Arap harfleri ile eğitim, ümmetçi bir yönetim özlemi mi var?
AKP’nin hedefi, Atatürk ilkelerini, demokratik, laik, sosyal hukuk devletini ortadan kaldırmaktır. Türbanlı kadınlar sizinde amacınız bumudur? Unutmayınız ki, Afganistan’da erkeksiz sokağa çıkamaz, S.Arabistan’da araba kullanamazsınız. Çocuk yaşta gelin olur, söz hakkınız olmaz, yaşlı erkeklerin 4.’cü eşi olur, çocuk yapma makinesi olursunuz. “Kadının yeri evidir” AKP felsefesine uyarsanız.
Şunun çok iyi bilinmesini istiyorum. Cumhuriyet ulu bir çınardır, vatanını sevenleri gölgesinde serinletir. Nimetlerinden istifade ettirir.
ESKİ İSİMLER GERİYE
Başbakanın açıkladığı demokratikleştirme paketinde “yerleşim birimlerine, eski isimler verilebilecek” ifadesi var. Bu ifadeye göre başbakanın eşinin doğduğu Siirt’in, Aydınlar ilçesinin eski adı Tillo isminin geri verilmesi. AKP’nin yağcı milletvekillerince yasa teklifi olarak meclis başkanlığına verildi. Muhakkak yasalaşacaktır.
Benim merak ettiğim. Başbakanın doğduğu Güneysu ilçemizin eski adı da Petomya’dır. Başbakan bir siyasi gezi sırasında Güneysu’ya uğramış ve “Petomya’ya hoş geldiniz” pankartlarıyla karşılanmıştı. Başbakan “burası Petomya değil, Güneysu’dur kaldırın o pankartları” diyememişti. Hadi bakalım Rize’nin milletvekilleri göreyim sizi. Güneysu ilçesinin adını Petomya olarak değiştirme teklifini Meclis Başkanlığına verebilecek misiniz?