Ak Parti’li Belediye Meclis Üyesi Orhan Güzel, Belediye Başkanı Ergün Koç’a bu son uyarım diyerek, “AKP’den atıldın, görevden alınmadan, başka hallere düşmeden istifa et” dedi.
Belediye Başkanı Ergün Koç ile AKP İlçe Teşkilatı ve AKP Belediye Meclis Üyesi Orhan Güzel arasındaki sürtüşme devam ediyor.
Son olarak AKP İlçe Başkanı Mustafa Çelik ile karşı karşıya gelen Başkan Koç’a bu kez bir tepkide AKP’li Belediye Meclis Üyesi Orhan Güzel’den geldi.
Başkan Koç’u, riyakarlık ve yağcılıkla suçlayan Güzel, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
“Son günlerde, bitmişliğin, tükenmişliğin, çaresizliğin ve Ak Parti’den atılmanın vermiş olduğu eziklik psikolojisi ile yapmış olduğunuz açıklamalarınıza baktığımızda, Ak Parti ile Milletvekilimiz Önder Matlı’yı aşağılama ve küçük düşürmeye çalışıyorsunuz. Oysaki daha geçen yıl sayın vekilimize ve diğer parti büyüklerine yağ çekerken kendinden geçiyordun. Ak Parti’miz derken ağzından sahte ballar damlıyordu.
Senin riyakar, iki yüzlü olduğunu ve bu partiye zarar verdiğini, Karacabey tarihinin en başarısız belediye başkanı olduğunu ve en kısa zamanda seni bu partiden attıracağımızı partililerin ve senin yüzüne defalarca söyledim. Ve yaptığımız çalışmalardan sonra Ak Parti’den ihraç edilip atılan ilk ve tek ilçe belediye başkanı oldun.
Ak Parti’den atıldıktan sonra maskeni çıkardın ve gerçek yüzün ortaya çıktı. Sen atıldıktan sonra Ak Parti rahatladı ve huzura erdi. Eksik olan, seni görevden alma gerçekleşmediği için Karacabey halkının cefa ve çilesi devam etmekte. İnşallah Karacabey haklıda Ak Parti gibi en kısa zamanda senden kurtulup rahat ve huzura erer.
İnsanların gözünün içine bakarak çok rahat yalan söylüyorsun. 9 yıldır devamlı kendini övmekten başka bir şey yaptığın yok. Paranın cambazıyım diyerek belediyeyi batırdın. Başkanlığın döneminde yaklaşık 400 trilyon belediyenin parasını har vurup harman savurarak içine ettin. Yazık oldu Karacabey halkının paralarına. Şimdi sana soruyorum, hiç borç almadan bir tesis yatırım yapabildin mi? Bırakacağın borçlar Karacabey halkının gelecek 10 yılına ipotek olacak yazık değil mi?
Senden önceki belediye başkanı Erol Onur, belediyenin bütün tesislerini ve Karacabey sokaklarının asfaltlanmasını belediye imkanlarıyla borçlanmadan peşin parayla yaptı. Belediyeyi sana devrederken 1 yıl belediye bütçesi kadar nakit ve alacak bıraktı. Ama ne yazık ki senin zamanında belediye tesislerinin ve yolların bakımı bile yapılmıyor. Geçen yıllarda Bursa Büyükşehir Belediyesi hibe asfalt vermese bozulan yolların yamalarını bile yapamayacaktın. Ve hala yolları en bozuk ilçe Karacabey.
En sevdiğin şey ihale yapmak. Defalarca seni uyarmamıza rağmen Karacabey’in trilyonlarını heba ettin. Oysa harcanan parayla Karacabey’in köylerinin bütün sokakları asfaltlanabilirdi. 9 yıldır belediye başkanısın, basit bir kanalizasyon işini yapamıyorsun. İstiklal İlkokulu önünde ve yeni yapılan hastanenin yanından kanalizasyon kış aylarından dışarıdan akıyor ve defalarca bizim ve Mecidiye Mahalle muhtarı ile sakinlerinin söylemelerine rağmen hiçbir şey yapmadın. Yazık değil mi?
Türkiye’nin en çevreci belediye başkanı olduğunu söylüyorsun ama bu zamanda, üstelik okul ve hastanenin önünden kanalizasyon dışarı akıyor. Karacabey’in çöpünü Bursa’ya taşıyoruz diyorsun. Çöp kamyonları her gün çöpleri Atatürk Parkı’nın önündeki eski çöplüğe döküyor. Sen utanmadan yalan söylüyorsun.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e yağ çekmek için, SGK’ya tahsis ettiğin arsayı, partiden atılınca geri almanda aslında yadırganacak bir şey yok, klasik Ergün Koç davranışı. Bütün suç, konu gündeme geldiğinde bizim uyarılarımızı dinlemeyerek seni adam yerine koyup, sana güvenip, projeyi yaparak 2013 yılı yatırım programına alan bakanlıkta. Karacabey’e güzel bir tesis yapılacak, partiden atıldığın için tesisin yapılmasını engellemek istemen beyhude.
Ak Parti’den atılınca Karacabey’in içinden umudu kestin köylere şirin görünmek için 2 salıncak, 1 kaydırak, oyun parkı ve mezarlık temizleme ile basit 5-10 bin liralık işler yapmaya çalışıyorsun. Koskoca 40 trilyon bütçesi olan belediye, köylerin yollarına, sokaklarına neden asfalt dökemiyor. Çünkü para yok, beceri yok, yetenek yok, samimiyet yok. Belediyeye iş yapanlar paralarını aylarca alamıyorlar, her yere borç takarak belediyenin itibarını bitirdiniz.
Soruyorum, 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarında hangi camiyi temizledin. Partiden atılınca, o şaşkınlıkla ve seçim yaklaştı diye milleti kandırma düşüncesiyle cemileri temizliyorum diyorsun. Cami cemaatine şirin görünmek ve kandırmak istiyorsun. Ancak o cemaat seni çok iyi tanıyor. Tahıl dükkanları ile camiyi de yıktın. Cami yıkıp yapmayan ilk ve tek belediye başkanısın. Zaten eski tahıl dükkanları esnafı ve cami cemaatinin sana ettikleri beddualar yeterde artar bile. Ulucami’yi üç ayda yapardım diyorsun. Sen yapsan, bol kumlu döktüğün kaldırımlara benzerdi.
Senede birkaç gün okullara süt vermekle sanki her gün veriyormuş gibi anlatman doğru mu? Eski park ve bahçeler müdürü, belediye meclis toplantısında herkesin önünde ‘usulsüz alımları imzalamadığım için beni görevden aldınız. Sizin yolsuzluklarınıza göz yummadım diye beni işten çıkardınız’ diye bağırdığında niye cevap veremediniz. Zaten mahkemelerde 7 yıldan fazla hapis cezası aldın. Devam eden birçok soruşturman olmasına rağmen görevde kalmam, Karacabey’de beraber yemek yediğin eski içişleri bakanının kıyağı herhalde.
Birde utanmadan son genel seçimlerde Önder Matlı’nın seçilmesinde çok katkım oldu diyorsun. Senin kendine hayrın yok ki başkasına faydan olsun. Sen seçildiğin 2009 yerel seçimlerinde, Ak Parti’nin Türkiye genelindeki oylarının yarısı kadar olmayan yüzde 22 ile Türkiye’de en düşük oyla seçilen belediye başkanı oldun. Seçim çalışmalarında kahvehanelerde konuşma yapamadın. Konuşmaya çalıştığın bir iki kahvehanede vatandaşlar tepki gösterip seni konuşturmadılar. Korktuğundan biz kahvehaneleri gezerken sen dışarıda bekledin.
Bütün özel işlerinde de kullandığın, defalarca kaza geçiren makam aracın Audi iki aydır ortalıkta gözükmüyor. Ne oldu, vatandaş merak ediyor.
Benim Ankara’da gezindiğim yerlerde sizin hayalleriniz dolaşamaz diyorsun. Karacabey’de yaptıklarını gördükten sonra Türkiye’nin niye onlarca yıl IMF’nin esiri olduğunu çok iyi anlamış olduk. Ankara’da senin çevrende sana ne lakap takıldığını çok merak ediyoruz.
Sana son uyarım, görevden alınmadan başka hallere düşmeden istifa et. Hem Karacabey hemde senin hayrına olur.”