Kanser hastalığında ölümlerin 3’te birine neden olan sigara, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) için de en büyük risk faktörü.
Kanser hastalığında ölümlerin 3’te birine neden olan sigara, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) için de en büyük risk faktörü. İlerleyici, geri dönüşümü olmayan bir hava yolu hastalığı olan KOAH, yaşam kalitesini bozan, işgücü kaybına neden olan ve kişiyi zaman içinde kendi bakımını bile gerçekleştiremeyecek hale getiren bir hastalık olması nedeniyle uzmanlar tarafından en az akciğer kanseri ve kalp krizleri kadar öldürücü olarak gösteriliyor.
Doruk Sağlık Grubu Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Serap Ket Alkan, en çok ölüme neden olan hastalıklar listesinde 4. sırada yer alan KOAH hakkında uyarılarda bulundu. Erken tanı ile hastanın yaşam kalitesinin arttırılabileceğini belirten Alkan, şunları dile getirdi: “Sigara içen, nefes darlığı yaşayan, geçmeyen öksürük ve balgam çıkarma yakınması olanlarda KOAH düşünülerek, solunum fonksiyon testi yapılmalı ve teşhis konulmalıdır. Tanıda, solunum fonksiyon testi temel olarak kullandığımız bir yöntemdir. Maliyeti düşük, kolay ve tekrarlanabilir bir testtir. Göğüs hastalıkları uzmanlarınca yapılarak, yorumlanmalıdır.”
Türkiye’de sigara bağımlılığının çok yüksek olduğunu, halen 17 milyon sigara içicisi olduğunun tahmin edildiğini ifade eden Alkan, şöyle devam etti: “KOAH için en önemli risk faktörü tütün kullanımıdır. Sigara içen kişilerde, içmeyenlere göre KOAH riskinin 30 kat kadar arttığını söyleyebiliriz. Sigara bırakıldığı takdirde solunum fonksiyon kaybının azalacağı unutulmamalı… Ülkemizdeki tütün kontrol yasasından sonra tütün kullanımının yüzde 2 oranında azalmış olsa da, maalesef bağımlılık oranımız hala çok yüksek.”
KOAH hastalığının yeterince bilinmediğini ve bu nedenle tedavisinin geciktiğini belirten Alkan, hastalığı ‘sinsi bir tehlike’ olarak tanımladı. Alkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “KOAH hastalığı maalesef yeterince bilinmiyor. Uzun süren öksürük, balgam ve yürüyüş ve yokuş tırmanmakta oluşan nefes darlığı en sıkça görülen yakınmalar olmakla birlikte, bazen ileri evrelere ulaşıncaya kadar hasta tarafından hissedilmediği de oluyor. Hastalık erken dönemde saptanabilirse, risk faktörlerinden kaçınarak ve ilaç kullanarak hastalığın ilerlemesini durdurmayı sağlayabiliriz. Kendinizi ihmal etmeyin. Nefes darlığı, öksürük, balgam gibi yakınmalarınız varsa, mutlaka bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurun.”