Karacabey Ziraat Odası Başkanı Hasan Karahasanoğlu, yönetim kurulu adına yaptığı basın açıklamasıyla, Karacabeyli üreticilerin ‘Dünya Çiftçiler Günü’nü kutladı.
Milli ekonominin temellinin tarıma dayandığını ifade eden Karahasanoğlu, konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında şu ifadeler yer verdi; “1984 yılından bu yana tüm dünyada her yıl 14 Mayıs eli nasırlı, alnı terli, aklında üretmek ve üreterek bu ülkenin topraklarına değer katmaktan başka düşüncesi, ekmeğini helalinden kazanmaktan başka gayesi olmayan, milyonlarca üreticinin hatırlanma günü olarak kabul edilmiştir. Bu münasebetle çiftçi kardeşlerimizin ‘Dünya Çiftçiler Günü’nü kutlarım.
Tarım, temel ihtiyaç maddelerinin üretildiği bir sektör olmasının yanı sıra, geniş istihdam yaratması, hammadde temini, tüketim harcamaları ve ihracattaki payı gibi özellikleriyle önemini arttırmaktadır. Biz Türk çiftçisi olarak, artan dünya nüfusu nedeniyle, tarımın daha da önem kazanacağını, ekonominin bel kemiği olan tarımımızın, üreticilerimizin devlet tarafından daha fazla kollanması ve desteklenmesi düşüncesindeyiz.
Tarım Kanunu’na göre, ‘bütçeden ayrılacak kaynak, gayri safi milli hasılanın yüzde birinden az olamaz’ denilmesine rağmen, 2003 yılında tarımı desteklemek için milli gelirin % 0,67 ‘si, 2007 yılında % 0,62 ‘si, 2010’da % 0,51‘i bu oran 2011’de % 0,49 olmuştur. Halen istihdamın % 26’sından fazlasını taşıyan tarım sektörüne, kanunla verilmesi gereken asgari miktar verilmelidir.
Dünya pazarlarında yüksek destekli ürünlerle rekabet etmeye çalışan sektörümüz için, en azından Tarım Kanunu’na uygun bir destek bütçesi oluşturulmasını istemek, çiftçimizin hakkıdır. Dünya ve ülkemiz nüfus artışına karşılık oransal olarak, tarım alanlarının azalması nedeniyle, üretimde artış ve çeşitlilik sağlayabilmek, tarımda en önemli sorun haline gelmiştir. Üretimde artışı sağlayabilmek için tarımın bilimle, teknolojiyle ve sermaye ile buluşturularak aynı tarım alanlarından daha fazla ürün alınması zorunluluk halini almıştır.
Karacabey ovamızın, bereket ve cömertliğini zenginliğe dönüştürme kabiliyeti ve tecrübesi çiftçimiz de mevcuttur. O zenginliği harekete geçirmek için beklenen tek şey, toprağın yoramadığı, dün olduğu gibi bu gün de üreticimizi yoran, tarım dışı yüklerin Türk çiftçisinin omzundan kalkmasıdır.
Son yıllarda, ürünlerimizin değerinde pazarlanamaması nedeniyle, gelirlerimizin azalması yanında, elde ettiğimiz gelirin satın alma gücü de düşmüştür. Çünkü ürünlerimizin fiyatlarındaki artışlar (Tabii bazen azalma bile olmakta), maliyet artışlarının çok gerisinde kalmaktadır.
Mazot ve gübre desteği verilmesine rağmen, fiyat artışları karşısında yetersiz kalmaktadır. Özellikle gübrede sanayici, gübre tüketim dönemlerinde, fiyatları aşırı bir şekilde arttırmaktadır. Bu da, alım gücü düşük olan ve ucuz olduğu dönemde gübre alamayan çiftçiye aşırı maliyet getirmektedir. Bu nedenlerle mazot ve gübre desteği arttırılmalıdır.
Tarımı güçlü, çiftçisi mutlu bir ülkenin güneşinin daha parlak, geleceğe dair umudunun daha güçlü, ufkunun daha aydınlık olacağına dair inancımızı ifade ederek, tüm üreticilerimizin ‘Dünya Çiftçiler Günü’nü bereket ve bolluk dileğiyle kutlarken saygı ve sevgilerimi sunarım”