”
Geçen hafta başlayan tiyatro oyununa devam ediyorum.
Perde açılır. Akillerin fonunda Atatürk posteri ve Türk Bayrağı yoktur. Aklı devşirilmek istenen (ADİ) insanlar sorulara devam ederler.
ADİ – Hükümetin, Atatürk, Türk Bayrağı ve TC ile sorunları var da, size bu görev verilince toplantılarda Atatürk portresi ve Türk Bayrağı konulmaması için talimat verildi mi?
ADİ – Sizler, milletimizin dağıtılması, diniyle, vatanıyla, kültürüyle, siyasetiyle bölünmesine yönelik hükümet çalışmalarının kamufle edilmesi için mi görevlendirildiniz?
ADİ – Diyarbakır’da bulunan sizin kolunuz akiller grubu halka bu süreçte Kürtler ne istiyor diye soruyor. ‘’Öcalan’a özgürlük, Kürtlere statü ve genel af’’ talepleri ön plana çıkıyor. Sizde böyle mi düşünüyorsunuz?
ADİ – Kürt siyasetçiler anadilde eğitim istiyor. Lozan konferansında İngiliz delegesi Lord Kurzon, ‘’Ülkenizdeki ırklara din ve dil özgürlüğü vermelisiniz’’ dedi. Başbakanın, bir zamanlar Hitler’e benzettiği İ.İnönü, bunu şiddetle reddetti. Lord Kurzon da bir daha bunu ağzına alamadı. 1991 yılında, Fransa’da ırkların dil konusu gündeme geldi. Fransa başbakanı, ‘’Fransız dili bu devletin çimentosunudur, biz balkanlaşamayız’’ dedi ve şiddetle reddetti. Sizler Türkiye’de, Kürtlerin anadilde eğitim yapmasını onaylıyor musunuz?
ADİ – Büyükşehir yasası, eyalet sistemine dönük çalışmadır. Terör örgütü Türkiye’yi 12 eyalete böldü. Başbakanda, ‘’Eyalet sistemine geçilebilir’’ dedi. Sizde Türkiye’nin eyaletlere bölünerek gelecekte parçalanmasına olanak sağlanmasını mı öneriyorsunuz?
ADİ – Sizler çözüm süreci nutukları atıp, PKK Türkiye’den çekilecek diyorsunuz. Silahlı, silahsız çekilme değil, biz silahları bıraktık, bundan sonra silahlı mücadele yapmayacağız, diyorlar mı? K.Irak’ta PKK liderlerinden Duran Kalkan, ‘’Şuanda çekilme diye bir şey yok, aksine K.Irak’tan Türkiye’ye gelmek istiyorlar’’ diyor. Daha evvel ‘açılım’ dendi, bunun içi boştu, topçularla, popçularla toplantı yapıldı. Sonu kof çıktı. Şimdide bu, barış (olmaz), müzakere (olmaz) eh çözüm süreci olsun. Bu boş bir hayal değil midir? Öcalan Türkiye’nin kaderini belirler hale geldi de, başbakan neden hiç konuşmuyor. Başbakan esir mi alındı?
Adi – Öcalan, akil insanlar istedi, siz görevlendirildiniz. Yasal güvence istedi, yasal güvence TBMM getirildi. Başbakan bu talebe, ‘’Meclisin işi değil, hükümetin işi’’ demişti. Türkiye karanlık dehlize doğru gidiyor. Şimdi ne değişti?
ADİ – ABD dışişleri bakanı Türkiye’ye iki ayda üçüncü defa geliyor ve ‘’Süreci alkışlıyoruz, şiddetle destekliyoruz’’ diyor. ABD, kendi (BOP) planlarını Türkiye’ye oynatmıyor mu?
ADİ – Bülent Arınç, ‘’Biz terör örgütü ile pazarlık yapacak kadar şerefsiz miyiz?’’ Başbakanda, Oslo görüşmeleri için, ‘’Terör örgütü ile pazarlık yaptığımızı ispat etsinler. İspat etmeyenler şerefsizdir’’ demişti. Sonra görüştükleri meydana çıktı. Şimdide pazarlıklar had safhada, ipler Öcalan’da. Türkiye pazarlanıyor mu, açıklar mısınız?
ADİ – Başbakan, Türk milliyetçiliğini ayaklar altına almıştı. Ülkemin milliyetçilik gururuyla oynanmıştı. Sizde başbakanla hemfikir misiniz? Atatürk’ün kurduğu T.C. kazanımları birer birer bu hükümet tarafından koparılıp atılmaya çalışılıyor. Sağlık Bakanlığı’ndan ve Valiliklerden T.C. sökülüp atıldı. Sağlık Bakanı T.C. ile uğraşacağı yerde sağlıkla uğraşsın. Birde utanmadan ‘’Kötü niyetlilere konu çıktı’’ diyor. Yazıklar olsun. Sosyal medyadaki 10 milyon T.C. yazısını görünce, bu milletin değerleri ile oynamanın ne olduğunu biraz hafızası varsa anlar. Siz akillerde kafanızdan, T.C.’yi sildiniz mi?
ADİ – Yurdumda PKK bayrakları serbest, Türk Bayrağına yasak getiriliyor. Milli bayramlar kuşa çevriliyor. 10 Kasım’da Anıtkabir’e çıkmak yasaklanıyor. Türk adını silme planları yapılıyor. Cumhuriyetle kavgalılar. Ergenekon global bir operasyon. Sizler, bize narkoz vermek için mi buradasınız?
ADİ – Daha fazla dayanamıyor. Sesinin çıktığı kadar bağırarak, ‘’Benim ülkem etnik şantaja boyun eğemez. Hükümet bunu bilsin ve Ata’sının Türk Gençliğine Hitabesi’nin, ‘Memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve delalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler’ Ne acıdır ki Türkiye bu noktaya doğru sürükleniyor. Ne Mutlu Türküm Diyene’’ diye bağırır.
“