”
Af edersiniz der telefondaki ses. Kusura bakmayın bizim boys’lar bir eşeklik etmiş. Ben bağırdım onlara. Bir daha yaparlarsa onların kulaklarını çekerim. Büyüklük ne olur sizde kalsın. Üç günlük bu dünyada. Ay em sori. Ne olur affedin.
Tabi ki bizimkiler bu duygusal havayı hemen yakalarlar! telefon karşısında. Netanyahu’nun bu sori’si kabul edilir.
Bunları biz tabi ki gördük. Bütün yandaş medya bunları bize yansıttı. Ama bundan önce ne olmuştu?
Nevruz, evet haklısınız.
Gündem değiştirmek için mi? Hiçte öyle değil.
iZrail başbakanı, kendisine özrün arkasında ne olduğu sorusunu zorda olsa açıkladı. ‘’En çok korktuğumuz da kimyasal silahların terör gruplarının eline geçmesi’’ (ek:1)
Netanyahu’nun bu sözleri bizleri ne eski Türk filmlerindeki zengin erkek ve fakir kızları yanıltmaya çalışan Hulusi Kentmen
rollerindeki, fabrikatör ebebeyinleri senaryosuna götürdü, ne de gerçekti hayal oldu ya.
Ne mavi Marmara dedi Netanyahu, nede Filistin dedi. Bize öyle yansıdı. Özür diledi diye.
Aslında başladı Suriye dedi. Bitirdi Suriye dedi. Çünkü Netanyahu’nun başından beri özür dileme isteği olmadı aslında.
Golan tepelerinde iZrail halkını tehdit eden gruplar var ve bu tehdidi ancak Türkiye engeller. Bizde buna kandık. Rahmetli Hulusi
Kentmen’den yazdık, onun filmlerinde her şey mutlu sonla biterdi.
Bizler onun filmlerinde büyüdük. İşte size Mavi Marmara’nın sonu. Birileri ay em sori dedi mi, dedi. Karıştırmayayım ben oni…
Ek=1: http://www.internethaber.com/netanyahu-neden-ozur-diledigini-acikladi-515470h.htm
“