”
Pazarlamacı şimdi kendini pazarlamaya başladı. Bu pazarlama işinde en büyük yardımcısı BDP olacaktır. Tabi kolay değil Türkiye’ye başkan olmak, bunun taviz verilmeden elde edilmesi kolay değil.
Türkiye’yi değiştirmenin ilk aşaması CHP’yi değiştirmektir.
Bunun için de her fırsatta kahve ve sokak ağzıyla CHP’ye yüklenmektir. CHP’yi
parçalamaktır. Son Sinop ve Samsun olaylarında bile CHP’yi suçlamak olmuştur.
Söylemleriyle toplumu ayrıştırmaya, toplumu enayi yerine koymak istediğinden bu kıvılcımların çıktığını anlayamamıştır. Pazarlamacı için, hedefe ulaşmak için her yol mubahtır.
Şimdi bir süreç başlatıldı. ‘’Analar ağlamasın, kan
akmasın’’ Hepimizin temennisi budur. Habur, ABD planıydı. Oslo, İngiliz planı,
İmralı da 2. ABD planıdır. Batıda kan mı akıyor? Madem Öcalan etkin, söylesin
PKK’ya silahları bıraksınlar analar ağlamasın.
Pazarlamacı, ben Öcalan ile görüşüyorum diyemiyor,
‘İmralı’ diyor. İmralı adadır, toprakla görüşülmez. ‘Kandil’le görüşebiliriz’
diyor, ki görüşüyor. Kandil bir nenedir, ışık verir. Halkı kandırmak için ben
PKK ile görüşüyorum demeye dili varmıyor.
Pazarlamacı, ‘’BDP’nin PKK ile bağlantısı vardır. PKK’yı
kınamadığı sürece kendilerini muhatap almam’’ demişti. Ne odluda şimdi muhatap alıyor. Yani muhatapları 3’lü saç ayağı. 1’nci ayak Öcalan, 2’nci ayak PKK, 3’üncü ayak BDP.
Pazarlamacının, bu 3’lü ile muhabbetinin tek amacı var BAŞKANLIK.
Yeni anayasa yapılacak, Türkiye başkanlık sistemine
geçecek. Bu anayasanın 2000 yıllarında pek çok maddesi değiştirilmedi mi? 2011 yılında yine ileri demokrasi(!) için birçok maddesi değiştirildi. Sözde Türkiye değişiyormuş. ABD 200 yıldır aynı anayasa ile idare ediliyor, ABD değişmiyor mu? Türkiye’de amaç belli, bir kesim var rahatsız olanlar için ilk 3 madde değiştirilmeli, bunlar değiştirilirken pazarlık sonucu da BAŞKANLIK sistemi getirilmeli.
Anayasa maddeleri için uzlaşma komisyonunda dört parti
anlaşamıyor. AKP kendisine yama arıyor, bu konuda BDP kendilerine yama olur düşüncesindeler. Başbakan yardımcısı Beşir Atalay, ‘Eğer anlaşma olmazsa o zaman BDP olur, neden olmasın?’ diyor. Kürt siyasetine taviz üstüne taviz
veriliyor.
BDP’ye sıcak görünmek için, AKP meclisten ‘Anadilde
savunma hakkı yasası’nı çıkarttı. Seçim zamanı propagandayı kendi dillerinde
yapabilmeyi onayladı. AB üyesi Bulgaristan’da, Türkler azınlık statüsünde
olduğu halde bu yasaklandı. AB herhalde demokrasiyi bilmiyor.
Belediyeler yasasını çıkarttı ki, gelecekte eyalet
sistemine geçmeyi düşünüyorlar. 4’ncü yargı paketini çıkarıyorlar. Böylece
milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarından bir çoğu düşecek. Şuanda
mecliste 923 dokunulmazlık dosyası var. Bunların 738’i BDP’li vekillerin, 57
tanesi de BDP’li bağımsız vekillerin. Ayrıca KCK’dan tutuluların pek çoğu
serbest kalacak. Ordunun ise güzide subayları sudan sebeplerle 18 yıl hapiste
kalacak.
Şuanda AKP sayesinde Türkiye’nin doğu ve güneydoğusu
çatladı. AKP, anadilde eğitim hakkı verirse biliniz ki Türkiye’nin doğusu
kırılır. AKP ihtiraslarını devam ettirirse 8-10 yıl sonra Türkiye’nin doğusu
kopar.
Bir ülkeyi birbirine bağlayan en büyük unsur dildir.
Ülke parçalanırsa, buna sebep olanlar yaşarlarsa,
Vahdettin gibi bu ülkeden kaçarlar. Bazıları buna sevinir, bazıları kaçanlara
el sallar amma bu ülkenin %80-85’i bu insanlara lanet okurlar.
Başbakan, ihtirasın için bu ülkeye yazık etme. Ben sadece
şunu söyleyeceğim. Ne mutlu TÜRKÜM diyene.
“