”
Göğüs hastalıkları Uzmanı Dr. İlkay Keskinel, zatürrenin
hasta kişinin öksürmesiyle havaya karışması ve kişinin bunu soluması ile
bulaştığını söyledi.
Yaşlılar, altta yatan kalp veya solunum yolu hastalığı
olanlar, diyabetliler, böbrek yetmezliği olanlar, bağışıklık yetmezliği
bulunanlar sigara ve alkol kullananların risk altında olduğunu belirten
Keskinel, zatürrenin gripten sonra da gelişebilmekte olduğunu ifade etti.
Klima sistemleri, su kaynakları ve birikintileri de
zatürreye yol açan 'agionella' adlı bakteriyi barındırabildiğini vurgulayan
Keskinel, “”Bu bakteri ilk kez 1976'da Philadelphia'da bir otelde
düzenlenen lejyoner kongresi sırasında tanımlanmıştır ve neden olduğu hastalığa
'Lejyoner hastalığı' adı verilmiştir”” dedi.
Zatürrenin belirtileri arasında öksürük, balgam, ateş,
göğüs ağrısı, nefes darlığı ve kimi zaman kan tükürme olduğunu dile getiren
Keskinel, “”Bazen 'Tipik olmayan zatürre' söz konusu olabilir. Bu durumda
ateş fazla ön planda değildir. Baş, vücut, eklem ve karın ağrıları olabilir.
Öksürük ya kurudur ya da az miktarda balgam görülebilir. Zatürre tanısında
akciğer filmi, kan tahlili ve balgam incelemelerinden yararlanılır. Tümöral
durumlar da bazen bronşları tıkayarak zatürreye zemin hazırlayabilir. Özellikle
ileri yaşta, sigara içme öyküsü olan hastaların mutlaka bu yönden de
araştırılmaları gerekmektedir”” diye konuştu.
ZATÜRRE GÜNÜMÜZDE
BAŞARIYLA TEDAVİ EDİLEBİLMEKTEDİR
Kişinin durumuna göre ayakta ya da yatarak tedavi
seçeneğinin uygulandığını ifade eden Keskinel, “”Antibiyotiklerin keşfinden
önce son derece öldürücü olan zatürre, günümüzde başarıyla tedavi edilebiliyor.
Başka bir hastalığı bulunmayan, genç ve genel durumu iyi olan hastalarda
zatürre ayaktan tedavi edilebilir. Ancak 65 yaşın üzerindekilerin, altta yatan
başka hastalığı olanların, solunum yetmezliği bulunanların ya da ağır zatürresi
olanların hastanede yatırılarak tedavi edilmeleri uygun olur. Tedaviye
başlandıktan sonra genellikle birkaç gün içinde ateş düşer ve kişi kendini daha
iyi hissetmeye başlar. Muayene bulgularının ve akciğer filminin düzelmesi daha
uzun zaman alır”” ifadelerini kullandı.
İYİ BESLENMEK VE
SİGARADAN UZAK DURMALIYIZ
Zatürreden korunmada genel sağlık tedbirlerine
uyulmasının yararı olacağını söyleyen Keskinel, “”İyi beslenmek ve
sigaradan uzak durmak önemlidir. Özellikle soğuk havalarda, kapalı ve kalabalık
ortamlarda enfeksiyonların yayılması kolaylaşır. Zatürreye neden olan mikroplar
hava yoluyla yayılabileceğinden bu tür yerlerde mümkün olduğunca bulunulmaması
ve kapalı ortamların sık sık havalandırılması gerekir”” şeklinde konuştu.
Zatürre için genelde tek doz aşının yeterli olacağını
dile getiren Keskinel şöyle konuştu: “”Her zatürre aynı mikrobik etkenlerle
ortaya çıkmaz. Zatürrenin sık rastlanan sebeplerinden biri olan 'Pnömokok'
isimli mikroplara karşı aşı da, risk grubundaki kişilere uygulanabilir.
Pnömokok aşısı, bu mikrobun çeşitli tiplerini içerir. Bağışıklık yetmezliği
olanlar, altta yatan kronik bir hastalığı bulunanlar, 65 yaşın üzerindekiler ve
dalağı alınmış olanlar zatürre gelişimi açısından daha büyük risk taşırlar. Bu
kişilerde zatürre daha ağır seyirli olabileceğinden aşı önerilmektedir.””
Aşının yan etkileri genellikle hafif olduğunu belirten
Keskinel, “”Aşı yapılan yerde küçük bir kızarıklık, şişlik ve ağrı
görülebilir. Aşı sonrası ilk bir gün içinde hafif bir ateş olabilir. Nadiren de
olsa alerjik reaksiyon gelişebilir. Aşı, ateşli hastalıklar, enfeksiyonlar gibi
aktif başka bir hastalık sırasında uygulanmamalıdır. Yılın herhangi bir
zamanında yapılabilen aşı, ölü bir aşıdır. Aşıya bağlı zatürre hastalığı
geçirilmez. Pnömokok aşısının grip aşısı gibi sürekli uygulanması gerekli
değildir. Genellikle tek doz aşı yeterlidir. Özellikle 65 yaş üzerindekilerde
ve bağışıklık yetmezliği olanlarda ilkinden 5 yıl sonra ikinci bir aşı
gerekebilir”” şeklinde konuştu.
“