”
Kaymakam Dursun Balaban, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine çıkan tayini sonrası, Ramazan bayramın ardından ilçeye veda edecek. Peki 6 yıldır Karacabey’de görev yapan Kaymakam Balaban, Karacabey’e ne kazandırdı?
Bence hiçbir şey kazandıramadı. Mesela Mısır Kurutma Tesisini çalıştıramadı. 2006 yılından bu yana tam 6 yıl geçti ama çiftçinin yararına olacak olan bu tesis faaliyete geçirilmedi. Gerçi tesisin çalıştırılmamasında başka birilerinin de parmağı vardı. Çünkü tesisin faaliyete geçmesi demek, aynı işi yapan bu kişilerin zararına olacaktı.
Sonuçta Kaymakam Balaban bunu beceremedi. Ama Balaban, kendisine bir makam aracı kazandırdı. Bunu nasıl yaptı? Tabii ki Köylere Hizmet Götürme Birliği adı altında toplanan yardım paralarıyla. Muhtarlardan alınan yardım paralarıyla. Makam aracı almak için toplanan yardım paralarıyla.
Peki sonra ne oldu? Makam aracı alındı. Fakat bu makam aracı Kaymakamlığa ait değildi. Bu araç 16 TY 999 plakalı Köylere Hizmet Götürme Birliği’ne ait araçtı. Ya sonra. Bunun plakası Kaymakamlığa ait mavi Ford Focus’a takıldı, Focus’un plakası da diğerine. Yani araç başka plaka başka oldu.
Şimdi benim iki aracım var. Canım sıkıldı plakalarını değiştirdim. Polis durdurdu, plaka başka araç başka. Sizce ne olur? Bence kötü olur. Peki Kaymakam gezerse ne olur. Ne polis görür, ne jandarma! Çünkü onların özel hayatta da öncelikleri var!
Neyse sonuçta Kaymakam Balaban, öylede olsa bir makam aracı kazandırdı(!) Kaymakamlığa.
Şimdi düşünüyorum başka bir şey bulamıyorum. Acaba ne kazandırdı.
Buldum, Arama Kurtarma Ekiplerine bir adet sonar cihazı kazandırdı ki bunun için tebrik ediyorum. Bunda da Balaban, devletin bitmek bilmeyen bürokrasi engelini yaptığı girişimler sonucu aştı ve bu cihazı kazandırdı.
Aslında Kaymakam Balaban yardımsever bir kişiydi. Yaşanan her asayiş olayında bulunur ve olayın çözülmesi için elinden ne geliyorsa yapardı. Bir o kadarda iyi niyetliydi. Kimsenin hakkını yemezdi. Doğrucuydu. Duyduğunu söylerdi, duymadım demezdi. Asla hak yemezdi!
Konu haktan açılmışken, şimdi nereden çıktı diyeceksiniz ama nedense birden söylemek geldi içimden. Ben hakkımı yiyenlere HAKKIMI HELAL ETMİYORUM.
Neyse ben kendi payıma Balaban’a güle güle diyorum. Unutmadan, Kaymakam Balaban, gitmeden önce bir şey daha verdi Karacabey’e. 1 çuval kapak…!
“