”
Takip okurlarım merhaba. Nerede boynu bükük bir halk görsek hemencecik sınır kapılarını açıveririz. Hulusi Kentmen misali babacan rolle yaklaşıp sorunları bizim sorunumuz olarak hemen üstümüze alırız.
Peki neden?
Bu bize kalan Osmanlı dönemi mirasıdır da ondan. Güçsüzlere bir şekilde sahip çıkmalıyız. Hâlbuki 85 milyon vatandaşımızın karnı tok sırtı pektir(!) İşte bu yüzden kelli felli gariban babası rolünü oynarız bu coğrafyada. Bu sebeple ki nerde bir isyan-savaş-çıksa kapılarımız açıktır. Mağdur olan halk Türkiye’dedir. Ben bu filmi daha öncede seyretmiştim ama bu yeni versiyonu.
Suriyeli mültecilere şimdi hem Gaziantep’te hem de Hatay’da kamp kurulur. Aş çıkarılır. Sosyal olsunlar diye spor tesisleri yapılır. Hem sağlık hizmeti verilir. Hem de güvenlikleri sağlanır. Üstüne üstlük bir de gündemde cep harçlığı verilmesi konuşuluyor. Ne kadar güzel memleket.
Derken ne olur?
Geçen hafta G.Antep’in İslâhiye ilçesindeki kampta ayaklanma olur. Türk bayrağımız indirilir. Güvenlik güçlerimiz rehin alınır. Yazarınız olarak bana göre bunu tek bir açıklaması var. Evet, ağzımızla kuş bile tutsak bizler sınır komşularımıza yaranamıyoruz. Ne yaparsak yapalım onlar bizi Sevmiyor ve Sevmeyecek.
Dedim ya bu filmi daha önce seyrettik diye. Saddam zulmünden kaçanlara da kapılarımız açmıştık. Sonra tüm bunlar bize yol, su, köprü olarak dönmüştü. Yedikleri yemeğe karşılık dağlara çıkıp Mehmetçiğimize kurşun sıkmadılar mı. Suriye gerilimi daha yeni başlıyor ama daha şimdiden kak Mesut dediğimiz kişiden Suriye’deki boşalan yerlere peşmerge gönderilmedi mi.
Bu coğrafyada kimse kimseye acımaz. Öyle din kardeşliği,kültür kardeşliği hepsi hikaye. Herkesin kan emdiği coğrafyada sırtından vurmak için ortam kolladığı bölgede öyle iyilik yap iyilik bulursun tamamen bir hayaldir. İyilik yaparsan kötülük bulursun bundan normal bir şey daha beklemeyin. Bir sonraki hafta görüşmek dileğiyle.
“