”
Açılarak gittiğimiz bir ülke olarak Milli Eğitim Bakanlığı önümüzdeki ders yılı müfredatına Kürtçe dersi eklemiş. Anadili savunanlar en çok neden yakınıyorlardı! Doğu bölgesinde ki okullarda Türkçe bilmeyen çocukların eğitimi alamadıklarından dem vuruyorlardı.
Peki, bu halde bizi yönetenlere düşün görev ne olmalıydı. Tüm ülkede Türkçeyi tam anlamıyla herkese öğretmek. Başaramadık, neden. Çünkü eğitim topluluğu can çekişiyorsa. Görevli atadığın öğretmenlerimiz kurşuna diziliyorsa. Çoğu batı illerinde bile olmayan okulların çapulcularca ateşe veriliyorsa bu işi başaramadık demektir.
Bunlara kafa yoracağımıza seçmeli dersle işin açılımına kaçıyoruz. Bir takım üçüncü dünya ülkelerin çocuklarına bir grup tarafından Türkçe öğretilebiliyorsa. Statlarda Türkçe Olimpiyatı gerçekleşiyorsa. Devlet olarak biz bunu hala başaramadıysak. Buna yanarım. Bunun devamında sos olarak Gürcüce, Tatarca, Lazca, Boşnakça, Çerkezce bu müfredata alınmıyorsa sadece belli bir etnik kimliğe özel olanak sağlanıyorsa. Bölücülerin yıllardır söylev haline getirdiği anadilde eğitim tavizi sağlanmış oluyor!
Yazarınız olarak yazacak bir kelime bulamıyorum. Ülke olarak yüzme ve uçma bilmediğimiz halde bir açılım furyası aldı başını gidiyor. Sanırım yüzme bilmediğimizden bizler boğulmaya mahkumuz. Bir sonraki hafta görüşmek dileğiyle.
“