”
Bizim başbakan, Türkiye’yi bıraktı artık dünyayı dizayn ediyor. Nasıl olsa Türkiye’de herhangi bir konuda Tİ borusu çaldımı, bakanı, genel müdürü, AKP yandaşı, milletvekili, besleme basının, talimat gereği borazanları çalmaya başlıyorlar, o konuda ahkam kesmeye. Onlar için doğru mu, yanlış mı, halkı kandırmaya yönelik mi, yalan mı hiç mühim değil. Yeter ki Tİ borusu çalsın.
Başbakana, ‘Uludere istihbaratını kim verdi’ diye soruldu. Başbakanda, ‘yerli istihbarat kaynakları’ dedi. Yalan söyledi. ABD’li gazeteci, ‘istihbarat bizden’ dedi. Başbakan, ‘ABD’de seçim var. Obama’yı yıpratmaya yönelik çalışmadır’ dedi. Obama’nın avukatlığına soyundu. Türkiye’de yalanla toplumu yönetmek mümkün, nasıl olsa araştırılmaz. ABD’de ise en büyük suç, yöneticilerin halkına yalan söylemesidir. Pentagon, ‘istihbaratı biz verdik’ dedi ve başbakanın yalan söylediği meydana çıktı.
Başbakan şimdide dünyayı dizayn ediyor. ‘’Libya’da NATO’nun ne işi var’’ dedi. Daha sonra aldığı emir gereği Libya’nın bombalanması için İzmir’i merkez üssü yaptı. Bugünlerde de Suriye yönetimi için söylemediğini bırakmıyor. Her fırsatta ağzında Suriye var ve Esad gitmelidir. Suriye ve Irak’a ihracat sıfırlanmış, Doğu Anadolu kan ağlıyormuş, bunlar mühim değil. Tabi Ortadoğu’nun eşbaşkanı olmak kolay değil, okyanus ötesinden verilen talimatlar yerine getirilmelidir. Başbakan, Medeniyetler İttifakı konferansında yaptığı konuşmasında, Suriye yönetimine yönelik ifadesinde, ‘Zulme rıza zulümdür, zalimlerin yanında yer almak zalimliği benimsemektir’ diyor.
Suriye’deki muhaliflere kim mali dersek sağlıyor, kim silah temin ediyor, Türkiye’de muhalif kumandan yaşıyor mu, Suriye’ye gidip geliyor mu, Türkiye’den ABD silahı girişi var mı? Bunlardan hiç bahsetmiyor. Gelecekte egemen güçlerin Türkiye içinde aynı tezgahı sergileyeceklerini bilmiyor mu? Suriye’de, Türkiye’de emperyalist güçler için stratejik ülkedir. Suriye’den sonra sıra Türkiye’ye gelecektir.
Başbakan, bırak dünyayı dizayn etmeyi de sen Türkiye’ye bak. Bakınız, bir sağlık prof. muayene ücreti 350-400 TL’dir. Bu muayenenin süresi de 10-15 dakikadır. Asgari ücretle çalışan bir insanda bir ay çalışarak 700 TL ücret alıyor. Her mesleğe saygılıyız fakat birazda insaf olmalı diye düşünüyoruz. Prof. muayene sonu reçete de yazmıyor, not kağıdına şu ilacı kullanın diye yazıyor. Vergi de yok, hem halk hem devlet soyuluyor.
Devlet hastanesinde sıraya yazılmış bir günlük hasta sayısı 120-150 kişi oluyor. Bir Dr. bu kadar hastayı bir günde normal olarak muayene edebilir mi? Biçare kalan hasta yakını da, gereğinde prof. gidiyor, hastasını muayene ettirmek zorunda kalıyor. Eğer bu insan asgari ücretliyse yaklaşık 20 gün muayene ücretine çalışmak zorunda. İnsaf, el insaf…
Başbakan, işte zulüm budur. ‘’Zalimlerin yanında yer almak, zalimliği benimsemek’’ ise, bunu siz yapıyorsunuz. Bir aylık çalışma ücreti 700 TL, 10 dk. muayene ücreti 350-400 TL. Siz ilk önce bunu düzeltiniz.
“