”
İnsanlar onuru için yaşarlar. Şeref ve haysiyetine, onuruna bağlı yaşayan insanlar toplum içindeki yerini daima alırlar. O insanlar onurlu yaşadıkları için gururludur. Gururları insanlara karşı değildir. Onurlu yaşamalarının felsefesidir. Onurlu insanlar daima şahıslara ve yaşadıkları toplumlara hizmet eden insanlardır. Bu hizmetlerine, karşılık beklemezler. Yeter ki yaşadıkları toplumdan kendilerine bir zarar ve onur kırıcı hakaret, davranış, söz gelmesin.
Ben böyle bir insan tanıdım. Yaşım ilerlemiş olduğu için ve pek çok şehirde, pek çok insanla tanıştım. İnsanlarla diyalog kurdum, insanları tahlil ettim, değerlendirdim ve o insanlar hakkında kanaat oluşturdum. İşte bu insanlardan bir tanesi de M.K.Paşa Devlet Hastanesi Dahiliye Hekimi Hüseyin Erener’dir.
Dr. Hüseyin Erener ile tanışmamız, yeğenimin böbrek rahatsızlığı sebebiyle M.K.Paşa’daki kendisine ait diyaliz ünitesinde olmuştur. Yeğenimin haftada 3 gün gittiği bu diyaliz ünitesine bende sağlığıyla bilgi almak için zaman zaman giderim. Orada bulunan doktor ve hemşirelerin hastalarla ilişkileri çok iyi, hastaların sağlığına kendilerini adamış insanlar. Bir taraftan sağlığına kavuşurken, diğer taraftan moral depoluyorlar. Temennim bütün sağlık sektörlerinin bu inançla çalışmalarıdır.
Dr. Erener, 1998-2002 ve 2004-2007 yılları arasında M.K.Paşa Devlet Hastanesinde 8 yıl başhekimlik yapmış bir insan. Yetkili olduğu bu yıllarda hastanenin çehresini değiştirmiş, bütün personeliyle birlikte hizmeti ön plana çıkarmıştır. M.K.Paşa halkı kendisine inanarak bir trilyonun üzerinde para toplamış ve bu paralar hastanenin ihtiyaçlarını karşılamakta kullanılmıştır. Toplanan bu paralarla Türkiye’de ilçe bazında ilk defa Tomografi cihazı hastaneye kazandırılmış, hastaların hizmetine sunulmuştur. Bu dönemde sadece Bursa UÜ Tıp Fakültesinde ve Devlet Hastanesinde bulunuyordu Tomografi cihazı. Başka hiçbir hastanede yoktu.
Toplanan bu paralar ve temin edilen cihaz, Başhekim Hüseyin Erener’e duyulan itimat ve güvenden kaynaklanmıştır. Dr. Erener’de dürüst kimliğiyle bu güven ve itimadı sarsmamış ve o gururla yaşadığı inancındayım.
Geçtiğimiz günlerde ulusal bir gazetede, Bursa’da hasta olmayan insanların diyaliz makinesine bağlanmış ve tedavi edilmiş gibi gösterilerek, bunun karşılığı devletten haksız kazanç sağladığı iki doktor ile üç eczacının hapse atıldığı haberi vardı. Bu haberle beraber Dr. Hüseyin Erener’inde fotoğrafı konulmuştu. Şoke oldum. Benim tanıdığım dürüstlüğüne inandığım bir insan, haysiyetsiz bir olayın içinde olabilir mi? Doğal olarak konuyu araştırdım.
Dr. Erener, diğer diyaliz ünitesi sahibi insanlarla beraber, telefon takibine alınıyor. Tabii olarak bu dinlemeden hiçbir şey çıkmıyor. Sadece 7-8 ay önce başka bir konudan dolayı bir şikayet neticesi savcılığa çağrılıyor, ifadesi alınıyor. Savcılık yapılan incelemeden ve ifadelerden sonra Dr. hakkında takipsizlik kararı veriyor.
Ulusal bir gazete, bir insanın fotoğrafını hemen nerden temin edebilirde bu haberle beraber gazetesinde basardı. Anlaşılıyor ki, diyaliz işi yapan başka bir ünite sahibi sırf rekabetten dolayı bu fotoğrafı temin etmiş ve gazeteye servis etmiştir. Aynı işi yapan insanlar arasında rekabet vardır. Bu rekabet o işte daha iyiyi yapmak, daha güzeli yapmak, hizmeti insanlara sunmak ve yaptığı işi cazip hale getirmekle olur.
Hapse atılan doktorların fotoğrafı yok, fakat Dr. Erener’in fotoğrafı var. Bunu gören insanlar, o insan hakkında ne düşünürler? Hayal kırıklığına uğramazlar mı? Rekabet için Dr. Erener’in fotoğrafını servis edenler ve onu karalamaya kalkanlar vicdan azabı çekmeyecekler midir? İnsanların onur ve haysiyetiyle oynamak insanlığa yakışır mı? Ayıp ve günah değil midir? Haysiyetsizlik değil midir?
Sayın Dr. Hüseyin Erener, siz onur ve haysiyetinizle yaşıyor ve yaşayacaksınız. Bu fani dünyadan göç ettiğinizde de hizmetlerinizle ve onurunuzla anılacaksınız.
“