”
Meclis Genel Kurulunda konuşan BDP’li Altan Tan, İskilipli Atıf Hocanın mazlum ve mağdur bir Müslüman olduğunu iddia ederek, Atatürk’ü diktatörlükle suçladı. CHP ve MHP’liler, ‘’Kurtuluş Savaşına dil uzatıyorsun’’ diye ayağa fırladılar. Meclis başkanından kınama talep ettiler. Meclis başkanı uyarı cezası verdi fakat kınama talebini oylattırmadı.
Altan Tan’ın, ‘’Kemalist diktatörlüğün bir huyu var, öldürüyor, asıyor, işkence kuruyor’’ sözlerini bazı AKP milletvekilleri (MV) alkışlamışlardır. AKP Şırnak MV Emin Dindar da, Altan Tan’ı elini sıkarak kutladı. Bunun üzerine MHP’li Oktay Vural da, ‘’Bakın görüyor musunuz? AKP ile BDP’nin işbirlikçilerini görün’’ diye bağırdı. CHP’li Muharrem İnce de, ‘’Bu ülkede Kemalist diktatörlük yok ama bir terörist diktatörlük var. PKK kontenjanından MV olacaksın, geleceksin Atatürk’ün meclisinden hakaret edeceksin. Haddini bileceksin.’’ diye bağırdı.
AKP’lilerin alkış ve tebrikleri ile Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının kan kardeşlikleri meydana çıktı.
BDP’yi anlıyorum ama AKP’de nedir bu Atatürk düşmanlığı. Bugün için bunu çok dillendirmiyorlar fırsat buldukça Başbakan, İnönü’ye çatarak aslında Atatürk’e vurmak istiyor, öyle görünüyor ki, gelecekte Atatürk’e çok vuracaklar. Atatürk’ün koruma kanununu kaldırmak istiyorlar. Atatürk’ün gençliğe hitabesini yozlaştırmaya çalışıyorlar.
Ey benim AKP’ye oy veren saf ve temiz kardeşlerim, gerçeği görünüz. Atatürk ilke ve inkılaplarına, Cumhuriyetine dinamit koymak istiyorlar. Bu kadrolara (bazılarını tenzih ederim) hala oy verecek misiniz? Hürriyet, İstiklal, Cumhuriyet kelimelerine tahammül edemeyip, bu caddelerin adlarını değiştirenler, bu kadroların içinde. Atatürk’ün meclisteki kalpaklı fotoğrafının kaldırılmasını isteyenler bu kadroların içinde. O Atatürk ki, silah arkadaşları ile yurdumuzdan düşmanı atarak, Osmanlı’nın küllerinden bir devlet yaratmış, minarelerimizde ezan seslerini dinlememizi sağlamış insanlardır. Bu kadrolar Atatürk düşmanlığı ile Türkiye’de ne yapmak istiyorlar. Bu ülkede bir başbakan meclis kürsüsünden MV’ne hitaben, ‘’Siz isterseniz hilafeti bir getirebilirsiniz’’ demişti. Bu günde gelecek için hilafeti hedeflemektedir.
Altan Tan’ın mağdur Müslüman dediği İskilipli Atıf Hoca, yurdumuzu işgal eden Yunan askerlerine ‘’Halifenin ordusu,’’ yurdumuzu işgalden kurtarmak isteyen Kuvayi Milliyecilere de ‘’Haydut’’ demiştir. Kurtuluş Savaşı’na ve Mustafa Kemal’e karşı Tealli-i İslam Cemiyetini kuran kişidir. Bu cemiyet adına yazdıklarını Yunan uçakları ile Anadolu’nun her tarafına attırarak, Kurtuluş Savaşı direncini kırmak isteyen vatan hainidir. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanıdır. 1926 yılında vatana ihanetten idam edilmiştir.
Bülent Arınç’ta, Aralık 2000 tarihlerinde İskilipli Atıf Hoca’yı dillendirerek, ‘’Atıf Hoca’nın neyle suçlandığını, neden idam edildiğini, ona yapılan zulmü, Türkiye’nin artık konuşması lazımdır’’ demişti. Meğer AKP ve BDP aynı tüfeğin demirleriymiş. Ülkesine ve Cumhuriyete ihanet edenleri kollamak ve korumak gibi bir misyonları var.
Merve Kavakçı
TBMM Başkanlık Divanı’nın tutuklu 8 MV’nin maaşlarını ödeme kararı ile 1999 yılında yemin etmeden MV’liği sona eren eski Fazilet Partili Merve Kavakçı’nın özlük hakları içinde kapı aralanmıştır. Yani Kavakçı’ya da emekli maaşı bağlanmak istenilmektedir. Hangi ülkede çalışmadan, hizmet vermeden maaş ve emekli maaşı alma hakkı vardır. Seçilmiş olmak, çok ayrıcalıklı olmak değildir. 8 MV’ninde çalışmadan bu ülkeden maaş almalarına karşıyım. Suçluysalar düşürün MV’liğini, suçlu değilseler çıkarın hapishaneden görev yapsınlar, maaşlarını alsınlar. İktidar şahsa mahsus yasa çıkarıyorsa bunlar içinde çıkarsın ve dışarından yargılansınlar, suçları sabit olursa MV’liği düşürülsün.
Merve Kavakçı, ABD’de İslam ümmeti Örgütü’nün mürididir. Bu örgütün kurucusu Elijah Muhammed, kendisini ‘’Peygamber’’ olarak ilan etmiştir. Elija Muhammed, ‘’Zinanın günah olmadığını’’ söyleyecek kadar İslamiyet’in temel kurallarından kopmuş birisidir.
Merve Kavakçı, meclis iç tüzüğüne aykırı, yasaları, tüzükleri hiçe sayarak, Cumhuriyet ilkelerine rest çekerek türbanı ile meclise gelmiştir ve yemin ettirilmemiştir. Daha sonrada ABD vatandaşı olduğu ortaya çıkmıştır. Bakanlar kurulu kararıyla da Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır.
Türk vatandaşı olmayan, mecliste hiçbir hizmet vermeyen, meclis kayıtlarında sadece seçilmiş olarak görülen bir şahsa iade-i itibar verilmesi ve emekli maaşı bağlanmak istenmektedir. Bu insanların vicdanını sızlatır.
Borçlu ülkemizin çöpe atacak parası olmamalıdır.
“