“
Saygıdeğer Takip okurlarım. Gün geçmeden gelen şehit
haberleri ile yüreklerimiz dağlanmakta. İçimiz kan ağlamakta. Her gözü yaşlı
ailenin ardından da bir dram çıkmakta. Saf temiz asil Anadolu evlatlarıda bir
bir yitirilmekte.
Peki ama neden?
Yazarınız olarak bakın sizlere
açıklayayım. Yeni yeni açılımlar sunarak eli kanlı bebek katili PKK terör
örgütünü Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) gibi meşrulaştırılmaya çalışılmakta.
Devleti ve milleti bölme gayesi taşıyan terör örgütünü azaltmak bir yana adeta
çoğaltma derdine düşmüşüz. En son internet sitelerine düşen MİT müsteşarı Hakan
Fidan’ın kabak gibi yayınlanan ses kayıtlarından bunları aşikar gördük. Bilmem
hala duymayan görmeyen kaldı mı.
Yapılan açılımlardan olsa
gerek artık terörle mücadele yerine müzakere dönemi start aldı. Buradaki en
büyük tehlike bakın bir daha söylüyorum PKK’yı yasal muhatap kabul etme ve bu
yola doğru çıktık. Bir tarafta bebek katilleri diğer tarafta devlet
yetkilileri. Sanırsınız 30 yıllık dostlar!!
Zaten yaşadığımız zaman içinde
Türk insanı sürekli ısmarlama bir gündemle oyalanmakta. Bir tarafta Arap baharı
bir tarafta İsrail ile restleşmeden edilen siyasi rantlar. Türk insanına
sunulan halk kahramanı rolleri. Ama bu kahramanlar! Türk insanın göğüslerine
düşen şehit haberlerine bir çare getirememekte. İnsanımıza bu sorun mücadeleyle
çözülmedi belki müzakere ile çözülür. Yoksa her gün kan ve göz yaşı olacak
dayatmaları.
İleri demokrasi
müjdeleyicileri geçinen güzide basınımızın kodaman basın yazarları da bu olan
bitene ön ayak olmakta. Her gün farklı farklı bir haber kanalında Kandil’de
yapılan röportajlar verilmekte. Mücadele bir yana derhal müzakereye başlanması
sinyalleri yapılarak Türk insanında bu durum bilinç altına sokulmaya
çalışılmakta.
Yemezler. Terörle müzakere
yolundan bir an önce uzaklaşılmalıdır. Eli kanlı bir örgütü meşrulaştırmaya
sebep olacak uygulamalardan, açılımlardan bir an önce uzaklaşmalıyız. Elit
devletler sorunlar büyük mü küçük mü diye bakmaz derhal çözer. Birde şu olay
vardır. Yaşanan bu süreç milletimizi nasıl etkileşmiştir. Türk toplumu
psiko-sosyolojik olarak mutlaka araştırılması lazımdır. Yaşanan bu sözde
müzakereye geçiş olayı toplumu pekte olumlu etkilememiştir. Özellikle birileri
Türk insanını kendi istedikleri gibi düşünmesini sağlayacak, kendi istedikleri
konulara tepki veren mankurt pozisyonuna sokmaya çalışmaktadırlar.
Takip okurlarım tüm bunlara
cevap olarak yüzyıllar öncesinden bir sözle Göktürk hitabelerinden bir
alıntıyla cevap veriyorum. ”EY TÜRK
TİTRE ve KENDİNE DÖN”
Bir sonraki hafta görüşmek
dileğiyle. Gözünüzü dört açın…
“