Özel Hayat Hastanesi Diyetisyeni Selime Aladağ, ramazan sonrası ve bayramda beslenme ile ilgili uyarılarda bulundu. Diyetisyen Selime Aladağ, “Ramazan Bayramı süresince yemek çeşitlerinin ve porsiyonlarının artması, tatlı ve şekerli besin tüketiminin çoğalması, düzensiz beslenme saatlerinin olması tartıda sürprizlere sebep olabilmektedir. Bu noktada tartıda kilo artışıyla karşılaşmamak ve oruç döneminde alınan kiloları verme adına Ramazan Bayramı’nda yeterli ve dengeli beslenmek oldukça önemlidir” dedi.Ramazan ayı bittikten hemen sonra 3-5 gün içerisinde veya bayram döneminde hızlı kilo kaybetme amacı ile çok düşük kalorili veya tek tip besin grubu içeren sağlıksız diyetler uygulanmaması gerektiğini belirten Diyetisyen Selime Aladağ, “Metabolizmanın eski hızına ulaşması için, 3 ana öğüne ek en az 1-2 ara öğünden oluşan bir beslenme düzenine geçilmelidir. Eğer ara öğün sayısının 1-2’nin üzerine çıkarılması gerekiyorsa; birden değil, gün geçtikçe teker teker arttırılarak olmalıdır. Yatmadan 2-3 saat önce mutlaka yemek yeme kesilmelidir. Bayram döneminde dengeli beslenme sabahın erken vakitlerinde yapılacak 1 saatlik tempolu yürüyüş ile desteklenmelidir.Ramazanın ertesinde bayram sabahı hafif bir kahvaltı yapılarak güne başlanılabilir. Kahvaltıda mideye hem ağırlık hem de rahatsızlık verebilecek kızartma ve kavrulma yönetimiyle pişirilmiş besinlerden, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş ürünlerden, börek, poğaça gibi hamur işlerinden kaçınılmalıdır. Peynir çeşitleri, yumurta, salatalık, domates gibi söğüş sebzeler, süt, azyağlı bol sebzeli menemen ile tam tahıllı ekmekler kahvaltı için iyi alternatif seçenekleri olabilir” şeklinde konuştu.ÖĞÜNLER BAKLAVA VE BÖREK İLE GEÇİŞTİRİLMEMELİBayram ziyaretlerinde ikram edilen tatlı ve börekleri öğün olarak kabul edilmemesi gerektiğini söyleyen Özel Hayat Hastanesi Diyetisyeni Selime Aladağ şunları söyledi: “Ramazanda oruç süresince öğün sayısının azalması ve besin tüketiminin akşam saatlerinde fazla olması sebebiyle bayramda da öğün atlanabilmektedir. Burada yapılan en büyük hatalardan biri bayram ziyaretlerinde ikram edilen tatlı ve börekleri öğün olarak kabul etmektir.Daha hızlı acıkmaya, daha fazla kalori ve şeker alımına sebep olarak ve bununla birlikte sindirim problemlerine neden olacağı için öğün baklava ve börekle geçiştirilmemelidir. Ziyaret öncesi ana öğün vakti gelmişse hafif bir yemek yenilmelidir. Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak Ramazan döneminde sık olarak kabızlık problemiyle karşılaşılmaktadır. Bunu önlemek adına bayram süresince kuru baklagiller, kepekli tahıllar ve ıspanak, lahana, kereviz, semiz otu, bamya gibi lif oranı yüksek sebzeler tercih edilebilir.Salatalara ek olarak zeytinyağı ve keten tohumu eklenebilir. Ara öğünlerde elma gibi posası yüksek kabuklu meyveler ile incir, kayısı, üzüm, çilek gibi taze meyveler; gün kurusu, kuru incir, kuru erik gibi kuru meyveler veya bunlardan yapılmış komposto tüketimi hem oruç döneminde yaşanan kabızlığın önüne geçilebilir hem de zengin vitamin-mineral içeriği sayesinde oruçla birlikte düşen bağışıklığı güçlendirebilir.Bunların dışında ceviz, fındık, badem gibi kuruyemişler yine ara öğünlerde tercih edilmelidir. Yine bayram süresince gece ara öğün olarak kefir tüketimi bağırsak fonksiyonlarını düzenleyerek, kabızlığa iyi gelecektir”KAYBEDİLEN SU YERİNE KONMALIÖzel Hayat Hastanesi Diyetisyeni Selime Aladağ, ramazan sonrası ve bayramda beslenme ile ilgili uyarılarında son olarak su konusuna dikkat çekti ve “Oruç döneminde su ve sıvı tüketiminin azalmasından dolayı oluşan sıvı kaybını dengelemek için günde en az 2-2.5 litre su içilmelidir. Bayram ziyaretlerinde asitli içecekler ve hazır meyve sularından uzak durulmalı bunların yerine ayran, taze sıkılmış meyve suyu, az şekerli limonata, maden suyu ve komposto gibi içecekler tercih edilmelidir. Bayram süresince gün içerisinde 1-2 bardak tarçın, karanfil ve limon ilaveli su içmek yeme isteğini, iştah ve tatlı isteğini bastırmaya yardımcı olacaktır” dedi.