Saadet Partisi İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, 15 Temmuz 2016 Cuma günü yapılmak istenen darbe girişimi sonrasındaki olayları değerlendirdiği bir basın açıklaması yaptı. Koçak, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yüksek İstişare Kurulu Başkanımız Oğuzhan Asiltürk ve Genel Başkanımız Prof. Dr. Mustafa Kamalak’ın da söylediği gibi, Saadet Partisi olarak her darbeye karşı olduğumuz gibi bu darbe girişimine de karşıyız. Bu münasebetle, darbe teşebbüsüne kararlılıkla karşı duran tüm halkımıza teşekkür eder, ölenlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Terör gibi, darbe gibi musibetlerle de bir daha karşılaşmamayı Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz. Yüce Allah güzel ülkemizi bütün şer odaklarından korusun. Özellikle de ABD, AB ve İsrail ile içli dışlı olan münafıklardan bizleri korusun. Darbelerden en çok mağdur olan biz Milli Görüşçüleriz. Türkiye, Milli Görüşün iktidarı ile güçlenmesin, ayağa kalkmasın diye dış güçler ve içerideki işbirlikçileri vasıtası ile darbeler hep bize karşı yapılmıştır. Gerekçesi ne olursa olsun ve nereden gelirse gelsin, darbeler ve terör olaylarını asla tasvip etmiyoruz. Bu darbe teşebbüsünün arkasında ABD olduğu apaçık ortada iken, Ankara’yı bombalayan savaş uçaklarının yakıt ikmallerini İncirlik üssünden yaptığı ortaya çıkmışken, hükümet yetkilileri bu darbe teşebbüsünü Amerika’nın organize ettiğini söylerken, ne acıdır ki, neredeyse tüm toplum olarak, hala maşalar ve kuklalar konuşuluyor, kuklacıdan bahseden ve konuşan yok. 15 Temmuz’da darbe teşebbüsünde bulunanlar farklı düşünce ve inanca sahip oldukları halde, karşı oldukları bir iktidara karşı birleşerek hareket etmiş gibi görünmektedirler. Nitekim Türk Silahlı Kuvvetleri personelinden darbe girişiminde bulundukları gerekçesiyle yakalanan, gözaltına alınan ve mahkemelerce haklarında tutuklama kararı verilen general ve yüksek rütbeli subayların bir kısmının FETÖ terör örgütü olarak adlandırılan örgüte bağlı olmadığı, TSK bünyesinde de bilinmektedir. Hatta bunlardan bazıları mahkemede verdikleri ifadelerinde bahsedilen örgüte karşı olduklarını açıkça söylemişlerdir. Şu anda FETÖ terör örgütü diye isimlendirilen topluluğa bağlı olanlar 14 yıl boyunca devletin en kritik noktalarına gelmiş, birçok gizli bilgi ve belgeye kolayca ulaşabilecek konumda oldukları için ordu içinde ihtilal yapma niyetinde olanlar bu durumu dikkatlice değerlendirmiş, Cumhurbaşkanının yaverlerini bile kullanarak kapsamlı bir teşkilatlanma imkânını elde etmişlerdir. Ancak şerefli ordumuzun inançlı mensupları, başta Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları olduğu halde, bütün Silahlı Kuvvetlerimizin birlik ve beraberlik halinde karşı tavır koyması ve milletin desteğiyle darbe başarılı olamamıştır. Bunu lütfettiği için Allah’a şükrediyor, Silahlı Kuvvetlerimize de takdir ve teşekkürlerimizi sunuyoruz. Aynı şekilde milletin takdirlerine mazhar olan Emniyet ve asayiş kuvvetlerimizi de şükranla anıyoruz. Bütün bu saydığımız değerli görevlilerin yanında hiçbir görevi olmadığı halde sadece inançlarının gereği olarak meydanları dolduran ve hain kurşunlara hedef olan memleket evlatlarının şehitlerine Allah’tan rahmet yaralananlarına acil şifalar diliyoruz. Herkes bir hesap yapar. Fakat hiçbir hesap Allah’ın takdirini değiştiremez. Hesap kullar içindir. Allah takdir eder. Allah hükmeder. Genel Kurmay Başkanımız 17 Temmuz saat 17.00 itibariyle TSK’nın bütün Türkiye’de duruma hâkim olduğunu, darbe girişiminin sona erdirildiğini bildirmiştir. Bundan sonra sokakları dolduran insanlar büyük bir belâ ve musibetten bizi koruduğu için Allah’a şükür manasında meydanlara çıkmalılar. Sözüne güvenilir bir komutan olduğunu darbe sırasındaki tavrıyla bir kere daha ispat eden Genel Kurmay Başkanımızın bu beyanına Milli Görüşçüler inanırlar. Bundan sonra sokaklara çıkanlar ancak büyük bir beladan milletimizi koruyan Cenabı Hakk’a şükürlerinin gereği olarak sevinçlerini ifade etme manasında çıkabilirler. Yoksa henüz sonlandırılmamış ve devam etmekte olan bir darbe tehlikesine karşı bir tavır koymak için değil. Milli Görüşçüler ise daha da manalı olarak seccadelerinin üzerinde boyun büküp Allah’a iltica ederek dua etmeliler. Bütün milletimizi Allah’a emanet ediyoruz.”