Karacabey’de salçalık domatesteki sıkıntıların masaya yatırıldığı Domates Çalıştayı, üretici ve fabrika temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. İki ayrı oturumla yapılan çalıştayda, “Sözleşme sorunları ve çözüm önerileri” ile “Fire komisyonu kurulması” konuları tartışıldı. Karacabey Belediyesi, domates üreticileri ile fabrika temsilcilerini bir araya getirdi. Ticaret Borsası Konferans Salonu’nda gerçekleşen çalıştayda, Kaymakam Ahmet Yurtseven, Belediye Başkanı Ali Özkan, Ziraat Odası Başkanı Hasan Karahasanoğlu, Meclis Başkanı Nuri Karaca, Ticaret Sanayi Odası Başkanı Naci Güncü, Ticaret Borsası Başkanı Murad Bertan, Emniyet Müdürü Hacı Ömer Şen, İlçe Tarım Müdürü Çağdaş Çeki ve Müftü Hikmet Yazıcı da hazır bulundu. Sektörün üretici ve sanayici açısından çeşitli sorunları bulunduğunu dile getiren Belediye Başkanı Ali Özkan, taraflara sağduyu çağrısı yaptı. Çalıştayda bir yol haritası belirlenmesini dileyen Özkan, “Sektörün hem üretici hem de sanayici açısından çeşitli sıkıntıları var. Bu sıkıntılara bir nebze de olsa çözüm getirebilmek için çalışma içindeyiz. Sıkıntıları kendi aramızda konuşmaktansa, her iki tarafı da bir araya getirmek istedik” dedi. Türkiye’de ilk sözleşmeli tarım uygulamasının Karacabey’de başladığını dile getiren Ziraat Odası Meclis Başkanı Nuri Karaca, “Sözleşmeli tarım, önümüzdeki yıldan itibaren hem üreticiyi hem de sanayiciyi büyük sıkıntıya sokacaktır. Bu yıl etkisini iyice gösteren küresel iklim değişikliği önümüzdeki yıllarda da üretimi büyük derecede etkileyecektir. Karacabey’de ortalama yıllık 85 bin dekar alanda salçalık domates ekimi yapılıyor. 900 bin ile 1 milyon 300 bin ton arasında üretim oluyor. Türkiye’nin yıllık 2 buçuk milyon ton üretiminin yarısı Karacabey’den karşılanıyor. Bunlar önemli rakamlardır. Karacabey’in özel bir durumu var. Sözleşmeli tarımı tam oturtabilmemiz için tarımsal yapıda bir takım değişiklikler yapılması gerekiyor. Küçük çiftçinin, küçük arazi sahiplerinin çok olduğu ilçemizde, bir de üstüne ton ekimi eklenince hem çiftçinin hem sanayicini dengesi bozuluyor. Ton karşılığı ekim, dünyanın hiçbir yerinde yapılan bir tarım şekli değildir. Sözleşmeli tarımda bıçak kemiğe dayandı. İki tarafın da hak ve menfaatlerinin korunması için fedakarlık yapılması gerekiyor. Masaya ön yargılı oturmamamız gerekiyor. Çiftçiliği spor için yapmıyoruz. Bu yüzden makul bir fiyat istiyoruz” diye konuştu. Konuşmalarının ardından geçilen ilk oturumunda, tek taraflı yapılan sözleşmelerden kaynaklanan sıkıntılar dile getirildi. Ziraat Odası’nı temsilen konuşan Ziraat Mühendisleri Fatih Erdem, Hakan Pullu ve üretici İlhan Yıldırım sözleşmelerden kaynaklanan sıkıntıları anlattı. Çiftçi ve sanayicinin birbirine güvenmediğini dile getiren Beylik Mahallesi çiftçilerinden İlhan Yıldırım, birçok çiftçinin tarımdan çekilmek zorunda kaldığını söyledi. Sanayicinin, ‘Ben yaptım oldu’ anlayışından vazgeçmesi gerektiğini dile getiren İlhan Yıldırım, “Sıkıntılar ortada. Her yıl birçok arkadaşımız aramızdan ayrılıyor. Sanayici bindiği dalı kesmemek için uzlaşma yapılması şart” dedi. Ziraat Mühendisi Fatih Erdem, sözleşme metinlerinden örnekler vererek çiftçinin nasıl zan altında bırakıldığı anlattı. Sözleşmelerde, çiftçinin ekeceği domates cinsine bile müdahale edildiğini belirten Fatih Erdem, “Dekar başına maliyet yaklaşık bin 700 TL. Ortalama 8 buçuk ton üretimde çiftçini cebine 255 TL giriyor. 100 dekar eken çiftçi 170 bin TL yatırıyor, herhangi bir aksilik olmazsa 25 bin 500 TL kazanabiliyor. Fabrikalar bu maliyetleri hesaplamadan fiyat belirliyor. En az yüzde 30 kar istiyoruz. Çiftçi yüksek tonaj ümidiyle domatese yöneliyor. Sözleşmelerde fide ve gübrenin fabrikadan alınması şart koşuluyor. Sözleşmede belirtilen tonajın altında yada üstünde domates teslim edildiğinde birim fiyatı düşük ödeniyor. Sahip çıkacağımız bir birlik kurmalıyız. Bu birlik sanayici ile oturup sözleşmeyi ortak hazırlamalı” dedi. Kapalı sulama sistemine bir an önce geçilmesi gerektiğine vurgu yapan Fatih Erdem, ayrıca drenaj sistemlerinin iyileştirilmesinin önemine değindi. Domates üreticileri arasında yapılan ankete değinen Ziraat Mühendisi Hakan Pullu ise, çiftçilerin çoğunun sözleşmeyi okumadan imzaladığını kaydetti. Sanayicileri temsilen konuşan Salça, Dondurulmuş ve Konserve Gıda Sanayicileri Derneği (SALKONDER) Genel Koordinatörü Ahmet Özmumcu, “Çiftçi ve sanayiciye taraf gözüyle bakılmamalı. Domates varsa sanayi olur. Salçada kaliteyi kaybettik. Altın meyveyi bakıra çevirdik. Plan, programa ihtiyacımız var. Fiyatlar, Avrupa ile aynı düzeyde. İhracı göz önünde bulundurarak fiyat belirliyoruz. Ancak kalitemizde düşüşler var. 5.8 kilogram domatesten 1 kilogram salça üreten ülkelerle yarışamıyoruz. Bizde 7 kilogramdan 1 kilogram salça çıkıyor. Ortalamaları dekar başına 17 ton. Bizim de verimliliği arttırmamız gerekiyor. Hasatta büyük sıkıntılarımız var. Olgunlaşmamış domatesin yanı sıra toprak, bitki yaprakları fabrikalara getiriliyor. Arıtmalarımızda çıkan toprakları artık hasat erozyonu olarak görüyoruz. Eskiden 90 gün süren hasat zamanı şimdi 45 günde bitiyor. Fabrikalar plan yapamadığı için erkenci, orta ve geç cinsi fide veriyor. Hasadı 90 güne yamalıyız” diye konuştu. Daha sonra söz alan çiftçiler, bazı sıkıntıların fabrikaların zorlaması nedeniyle oluştuğunu söyledi. Verim artınca fiyatların düştüğüne dikkat çeken çiftçiler, diğer ülkelerdeki şartların kendilerine sağlanmadığının altını çizdi. Dünya ortalamasının 17 değil 11 ton olduğunu belirten Ziraat Odası Zirai Danışmanı Yüksek Ziraat Mühendisi Orhan Karaca, “Sanayici vicdan istiyorsa öncelikle çiftçiye boş senet imzalatmamalıdır. Sanayici yaklaşmadığı sürece çiftçi olgunlaşmamış domates de getirir fabrikaya toprak da” dedi. Birlikte yenilen öğle yemeğinin ardından ikinci oturuma geçildi. Fabrika temsilcilerinin ağırlıklı olarak söz aldığı oturumda, “Fire komisyonu kurulması” tartışıldı. Çalıştayın sonunda şu kararlar alındı; 1) Domates Üretici Birliği, finansal desteği sağlanarak kurulmalı.2) %100 sözleşme yapılmalı. Buna tüm sanayiciler muhakkak uymalı.3) Referans laboratuarı kurulmalı. Üretici ve sanayicilerden temsilciler yer almalı.4) Brix kalkmalı. Buradaki materyal karşı tarafa sadece fire olarak değerlendirilmeli.