“
Bu haftaki yazıma başlamadan önce yazılarımı okuyarak,
tavsiyelerini ve değinmemi istedikleri konuları bana ileten ‘Takip’çi okurlarıma
teşekkür ederim. Memnuniyetiniz beni çok mutlu ediyor.
Geçen hafta Osmanlı Devleti
öncesinde Balkanlara olan Türk akınlarına değinmiştim. Bu haftada Balkanlardaki
Osmanlı Fethine değinmek istiyorum.
Çimpe Kalesi’nin alınması ile
Osmanlı’ya Balkanlar için bir kapı açılmıştır. Nasıl ki 1071 Malazgirt Savaşı
Anadolu’nun kapısını Türklere açtıysa, Çimpe Kalesi’nin alınması da Balkanların kapısını Osmanlı’ya açmıştı.
İlginçtir ki o yıllar Gelibolu, Tekirdağ civarları depremler sebebiyle tamamen
boşaltılmış, halk kuzeye Bulgaristan tarafına göç etmişti. Bölge Türk iskanı
için müsait haldeydi. 1353’te Gelibolu Kalesi de ele geçirilince, artık
Anadolu’dan geçirilen Türkmenlerle Balkanların fethine girişilebilirdi.
Osmanlılar, Gelibolu
Yarımadası’na geçmelerinden sonra Meriç Boyu Edirne’den Enez’e kadar ilk
yayılış güzergahıydı. Osmanlılar, Balkanlarda çok hızlı yayılmışlardı. Süleyman
Paşa’nın atından düşüp öldüğü 1359 yılına kadar geçen beş yıllık sürede, bütün Gelibolu Yarımadası, Malkara, Keşan,
Çorlu ve Tekirdağ’a kadar bütün Marmara sahilleri ele geçirilmiştir. 1. Murat
döneminde Edirne başkent yapılmış, Kosova Savaşı’nda Sırp, Boşnak, Ulah ve
Arnavutlardan oluşan ordu yenilmiştir. 1396’da Yıldırım Bayezıd Dönemi’nde
Niğbolu’da Haçlılar dağıtılmış bu durum Bizans’ın ve Balkanların tamamıyla
Türklerin kucağına düşmesi sonucunu doğurmuştur.
Balkanlarda Osmanlı ilerleyişini
Haçlılar durduramamışlardır. Ancak, doğudan gelen Moğol hükümdarı Timur’un, 28
Temmuz 1402’de Ankara Savaşı’nda Yıldırım’ı yenmesiyle, Osmanlı Ordusu
dağılmış, can çekişmekte olan Bizans dirilmiş, Osmanlı Balkan ilerleyişi bir
müddet durmuştur. Anadolu Türk birliğinin kurulması bir asra yakın gecikmiş ve
Osmanlı Devleti karışıklık içine girmiştir.
Böyle bir durumda dahi Anadolu’nun parçalanmışlığı Balkanlara
tesir etmemiş, oluşan dumanlı havadan Balkan
Milletleri yararlanıp isyan
etmemişlerdir. Devletin güçlü halindeki tavırları neyse, Ankara Savaşı’ndan
sonra da aynı davranışları devam ettirmişlerdir. İsyan girişiminin aksine
siyasal birliğin yeniden tesisi için bölgeden destek görülmüştür.
Çelebi Mehmet Dönemi’nde tekrar
toplanan Osmanlı Devleti, 2. Murat devrinde ilerleyişine devam etmiş, 2. Kosova
Savaşı ile Balkan egemenliği pekiştirilmiştir. 2. Mehmet daha büyük bir iş yaparak Konstantinapolis’i alıp İstanbul(İslambol) yaparken; Bizans
İmparatorluğu’na da son vermiştir. Bizans İmparatorluğu’nu tarihe gömen Fatih
Sultan Mehmet, Bizans’ın mirasını da üstlenerek Osmanlı Devleti’ni bir
imparatorluk haline getirmiştir.
Muhteşem olarak tanınan Kanuni
Sultan Süleyman ise 1526’da Viyana’yı kuşatmıştır. Fetihlerle ele geçirdikleri
bu topraklarda Osmanlı Devleti’nin egemenliğini kabul ettirebilmesi sistemli
bir politika sayesinde olmuştur.
Diğer yazımda bu konunun devamı
olarak Osmanlı Devleti’nin uyguladığı Fetih Politikası’na değineceğim.
“