Dünya Turizm Günü’nde sektör paydaşları sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, ülke turizminin daha da gelişmesi ve dünya turizm pastasından daha fazla pay alınması için yapılması gerekenleri dile getirdi.
TÜRSAB Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Burkon Turizm ve Network Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Eker, turizmin bacasız endüstri olduğunu belirterek, sektörün özellikle istihdama ve cari açığa katkısının herkesin malumu olduğunu söyledi.
Turizmin Türkiye’de devlet politikası olması gerektiğinin altını çizen Eker, “Ülkemizde turizm ana ekonomilerden biri ama bu konuya daha fazla önem vermemiz lazım. Çünkü turizmden hak ettiğimiz potansiyeli alamıyoruz. Türkiye, turizm alanında dünyada 6. sırada ancak ilk üçe girebiliriz. Çünkü böyle bir potansiyelimiz var. Bunun için kamu ve yerel yöneticilerin de turizmle ilgili daha fazla ve ciddi, işin temelini kapsayan çalışmalar yapması lazım. Yani sadece bir broşür basmakla ya da YouTuber getirerek turizm geliştirilmiyor. Özellikle küçük ve büyük altyapı yatırımları çok önemli. Kamudan tek beklentimiz bu altyapı yatırımlarını yapmaları. Geri kalanını biz turizmciler hallederiz. Pazarlama kısmını seyahat acentelerine bırakmaları yeterli olur” dedi.
BÖLGESEL TURİZM PLANLAMASI YAPILMALI
Eker, Türkiye’de turizmin tüm bölgelere yayılması gerektiğine dikkati çekerek, “Antalya, İstanbul bölgesine hapsedilmiş bir turizm var. Türkiye’nin dört bir tarafına da yurt dışından turistleri çekmemiz lazım. Bazı yerlerde şehir, bazı yerlerde bölge olmak üzere bölgesel turizm planlamaları yapılmalı. Bununla ilgili yönetim şekillerini de doğru kurgulamak gerekiyor. Sektörde her bir paydaşın ayrı bir yasası olmalı. Bunları da koordine edecek çatı bir anayasa olması gerekiyor. Bunları yaparsak ülkemizin önü açık. Çünkü turizm ithalata dayanmayan bir sektör. Ülke olarak kârlılığı ön planda tutan bir ekonomi modelimiz olmalı. Burada halkımıza da çok iş düşüyor. Halkımızın da taşın altına elini koyması gerekiyor. Bir şehri ya da ülkeyi turizme göre planlarsanız bu yolla sanatı da, trafiği de planlıyorsunuz, çevreyi de koruyorsunuz. Yani aslında bu yolla yaşanabilir bir şehir ve ülke planlamış oluyorsunuz. Tüm turizm emekçilerinin gününü kutluyorum, şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
TURİZM ATAĞA KALKTI
MÜSİAD Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve NİLTUR Seyahat Acentesi’nin sahibi Erol Bodur ise, turizmi insanları birbirine yaklaştıran, medeniyetleri, kültürleri tanımayı sağlayan ve seyahatin verdiği enerjiyle hayata anlam katan bir faaliyet olarak nitelendirirken, sektörün oteller, rehberler, yeme-içme gibi tüm paydaşlarıyla topluma büyük bir değer, ekonomiye de canlılık kattığını dile getirdi.
Bursa turizminin son yıllarda atağa kalktığını ifade eden Bodur, şöyle devam etti: “Yıllardır turizm zirveleri düzenliyoruz ve buradan çıkan sonuçları ilgililerle paylaşıyoruz. Bunların da sonuçlarını almaya başladık, bu yüzden mutluyuz. Herkesin taşın altına elini koyması gerekiyor. Ben Bursa’da da bunun yapıldığına inanıyorum. Eksiklerimiz elbette var ve bunları da tamamlayacağımıza inanıyorum. Kentimizin güzelleşmesi ve misafirlerimizin şehrimizden mutlu ayrılması adına tüm sektör paydaşlarının elinden gelen gayreti göstereceğine inanıyorum.
Bursa’da çevrenin ve doğanın korunması gerekiyor. Çünkü ziyaretçiler korunmuşluğa önem veriyor. Hisar bölgesinde yapılan çalışmalarla kentimizdeki turizm canlılığı daha da artacaktır. Cumalıkızık başta olmak üzere yeni lokasyonlar da oluşturmamız gerekiyor. Trilye, Gölyazı, Eskikaraağaç köyü, longoz gibi yerler bu anlamda önemli. Özellikle dağ ilçelerimizin de doğa ve ekoturizm ile canlanacağını görüyoruz ve bundan da mutluluk duyuyoruz. Dünya Turizm Günü vesilesiyle sektörümüze emek veren herkese başarılar diliyorum”
HER ŞEY DAHİL PAKETLERDEN VAZGEÇİLMELİ
BALKANTÜRKSİAD Yönetim Kurulu Üyesive Orko Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Örs de, pandemiden sonra en başarılı yılı yaşadıklarını belirterek, “İnşallah hedeflediğimiz 30 milyon turist sayısını aşacağız. Tabii pandemi öncesi turist sayısını daha yakalayamadık. Bizim pandemi öncesindeki sayıyı yakalamamız gerekiyor. Yerli turizminde gelişmesi çok önemli. Sadece yabancı turistlere odaklanmamalıyız. Yerli turizm konusunu açacak olursak, örneğin 80 milyon nüfusa sahip Almanya’da yıllık 100 milyon paket tur satılıyorken, bizde 80 milyonluk Türkiye’de satılan paket tur sayısı ortalama 15 milyonu yeni geçti. Bu sayılar bize şunu gösteriyor; her Alman vatandaşı yıl içinde en az bir sefer tatile gidiyor. Türkiye’de 4 kişiden sadece biri tatil yapma imkânı yakalıyor. Bu açıdan bakacak olursak insanımızın sadece yüzde 20’si tatil yapabiliyor. Halkımızın gelir seviyesinin düşüklüğü de tatil yapmanın önde bir engel teşkil ediyor” şeklinde konuştu.
Örs, her şey dahil sisteminden bir an önce vazgeçmesi gerektiğinin altını çizerek, “Gelen turist otele yerleşiyor ve çoğunlukla da bir hafta boyunca oradan çıkmıyor. Bu da hem esnafın satış yapamamasına hem de otellerin rekabetine neden oluyor. Otellerin dışında kalan bölgelere turist gitmeyince esnaf hiçbir şey kazanamıyor. Turist uçakla geliyor otele alınıyor ve bir hafta boyunca orada kalıyor sonra tatilini bitirerek yine uçakla ülkesine dönüyor. Ülkemize gelen turistler ortalama bin dolar harcama yapıyor. Avrupalılar için ülkemiz çok ucuz ve avantajlı. Bizim bu harcamayı daha yukarılara çıkartacak çalışmalara ihtiyacımız var. Diğer yandan ülkemiz tam bir cennet. Her şeyimiz mevcut ve biz turizmciler her projeye hazırız” dedi.
BURSA TURİZMDEN DAHA FAZLA PAY ALMALI
Bursa’nın sahip olduğu imkanlar ve konumundan dolayı turizmden aldığı %1’lik payın daha fazla olması gerektiğine vurgu yapan GESİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Bongo Turizm Seyahat Acentası Genel Müdürü Adnan Tulum da, “GESİAD’ın Bursa ekonomisine çeşitli iş kollarında bulunan üyeleri ve Yönetim kurulu ile katkısı çok değerlidir. Geçtiğimiz yıl 30.yılını kutlayan derneğimiz Bursa geleceğini rahat konuşabilir seviyeye taşımış, tüm şehrimizin sanayi, üretim, hizmet sektörlerinde başarılı faaliyetler göstermiştir.
Bursa turizmi konusunda Bongo Turizm Seyahat Acentası Genel Müdürü olarak; Türkiye genelinde Bursa’mızın almış olduğu %1’lik payın daha fazla olması gerekliliğine inanıyorum. Bursa ili bu payın arttırılması için öncelikle şehrimize havayolu ulaşımının direkt sağlanması ve çevre illerin ana kullanım alanlarının merkezi konumu olarak İstanbul değil, Bursa olması gerekliliğine inanıyorum. Bu konuda yerel yönetim ve idari yönetim birlikte hareket edebilir, İl ve ilçelerin birbirleri ile koordineli çalışabilme imkanı olur ise sektör olarak değerli şehrimiz Bursa‘yı belli bir noktaya taşıyabileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.