Eğitim hayatlarına dijitalde devam eden öğrenciler, 16-20 Kasım tarihleri arasında ara tatile giriyorlar ve ara tatilde, dijitalde eğitim dışında daha fazla vakit harcayacaklar. Bu durum onları siber zorbalara karşı savunmasız bırakabilir.
MEZO Dijital Yönetim Kurulu Başkanı ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, çocukların siber zorlardan nasıl korunması gerektiğini anlatırken, ebeveynlere düşen görevler hakkında da bilgi verdi.
Ara tatil dönemi geldi. Pandemiden beri çocuklar dijitalde eğitim dolayısıyla daha fazla vakit geçiriyorlar. “Wearesocial” raporuna göre ülkemizde 62 milyon internet kullanıcısı, 54 milyon sosyal medya kullanıcısı ve 77 milyon mobil kullanıcısı bulunuyor. Bu rakamlar pandemi dönemiyle birlikte yüzde 40’lık bir artış göstermesine rağmen ne yazık ki dijital okur yazarlıkta sınıfta kaldık.
Dijital okur yazarlığa sahip olmayan anne babalar, çocukları için “Acaba interneti yasaklayayım mı?”,“Hiç kullandırmasam?”, “Ne kadar süre kullansın?” gibi konularda destek arayışı içindeler. Uzaktan eğitim sürecinde anne babalar bazı temel ilkelere dikkat ederlerse hem tatil hem de eğitim döneminde çocuklarını koruyabilirler.
MEZO Dijital Yönetim Kurulu Başkanı ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, “Siber zorbalık konusunda farkındalık oluşturmak gün geçtikçe önemini artırıyor. Konya’da 9-14 yaş arasında 462 çocukla yapılan araştırma, çocukların yüzde 62’sinin siber zorbalık yaşadığını göstermiş. Konya örneği bize, İstanbul gibi nüfus yoğunluğu yerlerde siber zorbalığın derecesine işaret ediyor. Bu nedenle çocuklara medya hesabında güçlü şifre oluşturma konusunda püf noktalar öğretilmeli. ‘Oltalama’ dediğimiz kimlik (ç)alma ya da gerçek olamayacak vaatler veren kişiler, yaşanmış örnekleriyle anlatılmalı. Çocuk hangi duyguları hissettiğinde zorbalığa maruz kalmış olabileceğini bilmeli. Zorbalardan korunmak için neler yapabilir, kimlerden yardım isteyebilir bilinçlenmeli” derken, dijital bir ebeveyn olabilmek adına ebeveynlerin dijital okuryazarlık eğitimleri almalarını tavsiye ediyor ve ekliyor; “Çünkü yenilikleri takip ederek onları uygulayabilir olmak, gizlilik esas ve kurallarını anlayabilir olmak, dijitalin sorunlarıyla baş edebilir olmak ebeveynleri de sürekli bir yeniliğe sokacaktır”
İnternette geçirdiği süreyi azaltmayın, kaliteli zaman geçirmesini sağlayın
Ailelerin en sık başvurdukları yöntem ise çocukların internette geçirecekleri vakti sınırlandırmaları. Oysa süreyi minimuma indirmek yerine çocuklara internette nasıl kaliteli zaman geçirebileceklerini öğretebilmek daha değerli. İnternet servis sağlayıcılarından çocuklar için hazırlanmış internet paketleri, Google’ninfamilymodu ve Youtube Kids gibi yerlerden de yararlanarak zararlı içeriklerden çocuklar zararlı içeriklerden korunabilir.
Garakhanova, aynı zamanda ailelere şu tavsiyelerde de bulunuyor:
- Çocuğa erken yaştan itibaren dijital alışkanlıklar ve farkındalıklar kazandırılmalı. Ülkemizde çoğu yetişkin dijital medya okuryazarlığı konusunda bilinçli değil. İyi yönlendirilmeyen çocuklar dijital ortamda savunmasız oluyor ve istismar edilebiliyor.
- Çocukla birlikte zaman yönetimi yapılması çok önemli. Çocuk kaç yaşında olursa olsun sosyal medya kullanma sıklığını, ekrana bakma süresini ve çevrimiçi oyun oynama süresini kendisi planlamalı. Çocuğun kendi iyiliği için karar almasında anne ve baba onu yönlendirebilir.
- Çocuğa eleştirel düşünme yeteneği kazandırmak da olası zararları en aza indirir. Çocuk, ekrandaki bir içeriğin eksik veya yanlış olabileceği şüphesini taşımalı. İçeriği sorgulamayı öğrenmeli, uygun olmayan bilgilere karşı şüphe duyma alışkanlığı olmalı. Kötü niyetli kişilerin onu yönlendirebileceği konusunda dikkatli olmalı, hangi bilgileri paylaşmaması konusunda bilinçlendirilmeli.
- İnternetteki bazı özel programlarla çocuklar, sadece ebeveynleri tarafından uygun görülen uygulamalara erişebiliyor. Ebeveyn kontrolü ve çocuk kilidi gibi özellikler çocuklara güvenli bir dijital ortam sağlar, bunlardan yararlanılabilir. Ayrıca bazı uygulamalarla, örneğin ekran süresi belirleme, kısıtlı mod koyma ya da doğrudan mesajları kısıtlama gibi güvenlik önlemleri alınabilir; böylece aileler kontrol mekanizması sağlayabilir.