Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi Üyesi Gökhan Günaydın, CHP Bursa İl Başkanlığını ziyaretinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yönetilemediğini vurgulayarak, “En geç 25 Haziran 2023’te Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri yapılacak. Anayasanın 116 ve 167’nci maddelerini birlikte değerlendirdiğimizde Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için bir erken seçimin gündeme geleceği konusunda kuşku duymamak gerekiyor. 2023’e kadar da bu iktidarla yürüyebilmenin olanağı zaten kalmamıştır” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı İsmet Karaca ile birlikte düzenlediği basın toplantısında “Dünya Gıda Günü” çerçevesinde tarım üretimiyle ilgili görüşlerini dillendiren Günaydın, genel gündemle ilgili değerlendirmelerde de bulundu.
Türkiye’nin içinde bulunduğu ortama bakıldığında, ülkenin Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yönetilemediğinin anlaşılacağını belirten Günaydın şunları söyledi:
“Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yönetilemiyor. Başlıkları ekonomi, dış politika üzerinden Türkiye’nin iç barışı üzerinden, demokrasi, hukuk, yargı bağımsızlığı üzerinden kurabiliriz. 1923 yılından 2002 yılına kadar kullanılan kaynağın üç buçuk katını, son 18 yılda tek başına kullanan AKP hükümeti döneminde, acaba Türkiye’de yapılabilen yatırım nedir? Sanayi, tarım alanında Türkiye’nin ileriye gittiğini söyleyebilecek kimse var mıdır? Yol yapmaklar köprü yapmakla övünenlere şunu ifade etmek isterim ki yap-işlet-devret üzerinden yapılan köprülerin çocuklarımızın üzerinde bir borç yükü oluşturduğu konusunda hiçbir tereddüt yoktur. Türkiye Anayasa Mahkemesinin ışıkları mı açık İçişleri Bakanlığının ışıkları mı açık tartışmasına sıkışmaktadır. Bu sıkışma Anayasa Mahkemesi’nin açık kararını uygulamayan Ağır Ceza Mahkemesi kararını maalesef gölgelemektedir”
25 YIL ÖNCEYE KADAR İHRAÇ ETTİĞİMİZ TARIM ÜRÜNLERİ, ARTIK İTHAL EDİLİYOR
Türkiye’nin 25 yıl öncesine kadar çevre ülkelere ihraç ettiği tarım ürünleri konusunda bugün artık ithalatçı ülke konumuna gerilediğinin altını çizen CHP PM Üyesi Gökhan Günaydın, “Burada benim yerimde Tarım Bakanı otursaydı Türkiye’nin Avrupa’da 1. Dünyada 5. Büyük tarım ülkesi olduğunu anlatırdı. Oysa ben size rakamları veririm. Veri geldiğinde o sözler anlamını yitirir. Türkiye dünyadan buğday, soya, pamuk, kuru fasulye, nohut, arpa, saman, kurbanlık dahil büyük ve küçükbaş hayvan satın almıştır. Çok değil, çeyrek yüzyıl evvel, yakın coğrafyasına bu ürünleri ihraç eden Türkiye nasıl oldu da bütün bu ürünleri ithal eden bir ülke haline geldi? Bunun için AKP iktidarı döneminde tarımsal girdilerdeki fiyat artışlarıyla tarımsal çıktılardaki fiyat artışlarını karşılaştırmak yeterlidir” dedi.
Günaydın sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer siz mazotu 2 liradan 7 liraya çıkarttıysanız, gübrede, tarım ilacında ve benzer tüm girdilerde inanılmaz zamlar peş peşe geliyorsa buna karşılık çiftçinin ürünü pazar bulamıyor ve hatta fiyat elde edemiyorsa bu tarımın çökmesinden başka sonuç doğurmaz. Son 20 yıl içerisinde Türkiye’de 35 milyon dönüm alanı çiftçi ekmekten vazgeçmiştir ve çiftçilikten vazgeçen nüfus sayısı 700 binden fazladır. Peki nasıl bir ülkeyiz biz? Biz yılda 1 milyon nüfus artıran ülkeyiz. Bir ülke düşünün ki yılda 1 milyon nüfus artırıyor ama o ülkede 20 yıl içerisinde ekilebilen alanlar 35 milyon dönüm azalıyor. 35 milyon dönüm, 3 Trakya büyüklüğündeki bir alanı ifade etmektedir. 10 milyar dolar tarım ürünü ithalatı yapıyoruz. 6 milyar dolar da tarımsal hammadde ihracatı yapmıştır Türkiye. Açık 4 milyar dolardır ve bugünkü dolar kuru üzerinden bu 30 milyar liranın üzerindedir”
BUGÜN DÜNYA TARIM GÜNÜ AMA KUTLANABİLECEK BİR ŞEY YOK
Türkiye’nin ihtiyacı olan buğdayı, mısırı, soyayı, ayçiçeğini, şeker pancarını, nohutu, fasulyeyi bu topraklarda yetiştirebilmek için AKP’nin bugüne kadar herhangi bir tarım modeli olup olmadığını, herhangi bir üründe üretim artışından söz edilip edilemediğini soran Günaydın, tarımdaki acı tabloyu şu sözlerle özetledi:
“Bugün Dünya Gıda Günü ve ortada aslında kutlanacak bir şey yok. Çünkü çocukları, anneleri, babaları 20 milyondan fazla insanın yeterli ve dengeli beslenemediği, gıdaya ulaşamadığı bir memleketten söz ediyoruz. Bu memlekette kutlama yapmak yerine tam tersine durumu doğru dürüst analiz etmek, yalanları bir tarafa bırakmak ve gerekli önlemleri almak gerekiyor”
CHP İKTİDARINDA TARIMIN SORUNLARI ÇÖZÜLECEK
“CHP iktidara geldiğine ne yapacak?” sorusuna cevap verilmedikçe, mevcut tabloyu eleştiren ifadelerin bir anlamı olmayacağını kaydeden PM Üyesi Günaydın, değerlendirmelerini şöyle tamamladı:
“Bugün 4 milyon hektar yani 40 milyon dönüm alan bizden su beklemektedir. Su yoksa dönüme 300 kilogram buğday alırsınız ama sulama yaparsınız 900 kilogram buğday alırsınız. Her türlü lükse, şatafata para bulanlar maalesef tarımsal sulama yatırımları için para bulamamaktadırlar. Daha GAP’ın yüzde 50’si tamamlanamamış durumdadır. Bir iktidarın 20 yılda GAP’ı bitirememesinin herhalde bir açıklamasının olması gerekir. Tarıma mutlaka bilgiyi ve teknolojiyi iletmek durumundayız. Türkiye yılda 3 buçuk milyon ton soya ihtiyacı olan bir ülke ama üretebildiği 150 bin ton. Siz Tarım Bakanından ‘Bu sene 150 bin ton üretiyorum, seneye 250 bin ton üreteceğim, 10 yıl içinde soya açığını kapatacağım’ sözünü duydunuz mu? Ölçülebilir hedefler koymadan ne yapmaya çalışıyorsunuz? Türkiye yılda 25 milyon ton yem üretiyor, 13 milyon tonunun hammaddesi yurtdışından geliyor”
CHP’Lİ BELEDİYELERİN UYGULAMALARINA ÖVGÜ
Daha çok üretmek ve daha adil paylaşmanın Türkiye’nin önündeki en önemli görevlerden bir tanesi olduğunu vurgulayan Günaydın, CHP’li büyükşehir, il ve ilçe belediyelerinin bu anlamda önemli hamleler yaptığını da belirterek şöyle dedi:
“Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi ayda 750 bin litre sütü 3-6 yaş arasında olup da süte ulaşamayan ailelere dağıtmaktadır. 117 bin çocuğumuz her sabah 1 bardak süt içmektedir. Ücretsiz dağıtılan süt miktarı 6 milyon litrenin üzerindedir. Bu süt çok uluslu şirketlerden değil İstanbul Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği ile yapılan anlaşma çerçevesinde üreticiden alınmakta çocuklara dağıtılmaktadır. Kent yoksullarıyla kır yoksulları arasında bir dayanışma kurulmaktadır. Bunu sadece İstanbul değil, Ankara, İzmir, Adana ve diğer tüm belediyelerimiz yapmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi görevinin farkındadır. Yerel yönetimleriyle ve gelecekte üstleneceği merkezi hükümette de bu görevleri eksiksiz yapacak ve en dezavantajlısından başlayarak yurttaşına refah sağlayan bir dönemi bu ülkenin önüne açacaktır”