”
Takip okurlarım bazı zaman anlamları aynı olmasına rağmen farklı sözler bana değişik çağrışımlar getirir. Cezaevi mesela; basit dolandırıcılar nedense aklıma gelir. Cezasını çekip topluma tekrar kazandırma yeri olarak beynim algılar.
Hapishane bir diğer kelimedir. Girenin sanki müebbet aldığı iflah olmaz kişilerin bir daha çıkmamak üzere konulduğu yerdir.
Mahpushanede ise siyasi suçlular ve Cem Karaca aklıma geliverir. Hani o meşhur şarkı vardır. “Düştüm mahpus damlarına öğüt veren bol olur, toplasan o öğütleri buradan köye yol olur”
Dam örneğinde ise birazda eski Türk filmlerinin etkisinde kalarak soba bacası camdan çıkmış camları buğulu kalpleri iyi fakat kader mahkûmlarının yattığı, yatarken de boncuklarla tespih kibritten gemi yaptıkları bir yerdir.
Kodes vardır birde, argo bir sözcüktür. Korku anlamı içerir. Mesela filan kodaman hakkın da böyle konuşma kodesi boylarsın derler.
Ceza infaz kurumları yerleşkesi çok enteresandır bu kelimede ise aklıma bilim adamı, rektör, gazeteci, paşa, yazarlar aklıma geliverir. Yatanın kendisinin dahi neden yattığını bilmediği bir büyük yer.
Yerleşke denmesinin sanırım sebebi! Rektör kendini kampuste, paşa kendini garnizonda hissetsin diye..
Sayın okurlarım birde Tutukevi vardır. Tutuklunun birbirini tutmayan uzun süreler kaldığı yerdir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin sağır ve dilsiz olduğu yerdir. Tutuldukları yerden yazdıkları kitaplarla en çok satanlar listesinde satış rakamlarını tutturdukları yerdir.
Cumhuriyete ve Gazi Mustafa Kemal Paşa hazretlerine tutkun oldukları için tutuldukları yerdir. Kısacası ülkesini hiçbir karşılık beklemeden sevdikleri için tutuklu kalınan yerdir.
Yazarınız olarak bu kelimeler benim beynimde böyle çağrışımlar getirmektedir. Siz ne dersiniz. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle…..
Not: Vatan NAMUSTUR.
“