“
Çiçek ile eğlence ile haşır neşir Başkan Koç'un güllük
gülistanlık Avrupa şehri Karacabey(!)
Hastane projesi iptal edilen, ancak Türkiye'deki ilk ve
tek Hayvan Hastanesi açılan Kocaköy(!)
Evet bir KOCAKÖY olan
Karacabey ilçemizin hizmetsizliğine, siyasilerin umursamazlığına Karacabey
sevdalısı idarecilerimizin başarısızlıklarına bir göz atalım bu yazımız da
diyerek tüm okurlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
İki ayrı blok halinde,
eleştirilere kapalı, kendilerinin hoşlarına gidecek haberleri yapanları
gazeteci, eleştirenleri muhalif gören, hatta bir kez olsun kendiliklerinden
bizlerle iletişim kurmamaya özen gösteren idareci kadrosuna sahip Karacabey
Devlet Hastanesindeki uygulamalar kafalarda soru işareti bırakırken, 2010 yılında
ortaya siyasilerce atılan yeni bir hastane projesi ile ilgili verilen sözlerin
de kof çıktığına şahit oluyoruz bu günlerde.
Yapılacak hastane inşaatının
100 yataklı olmaması için ilçede gündem oluşturarak ilçe halkının duyarlı
olmasını sağlama çabaları gösteren Muhtarlar topluluğu maalesef Belediye
Başkanı Ergün Koç beyefendinin ahkam kesen, insanların çabalarını küçümseyen
tavır ve davranışlarıyla kesilmişti.
Ardından sözüm ona üç ay
içinde(!) bitirilecek olan Kent Meydanı inşaatının 26 Ağustos 2010 tarihindeki
temel atma töreninde dönemin Bursalı Bakanı Faruk Çelik’te hastane inşaatına 3
ay içinde mutlaka başlanacağını müjdelemişti(!) ilçe halkına.
Muhtarların çabasını boşa
çıkaran Belediye Başkanının üstün gayretlerine, Bakan Çelik'in siyasi sözleriyle
avuttuğu biz Karacabeylilere yine avucumuzu yalamak düştü. İlçe halkının
ihtiyacını karşılayamayacak olduğuna inandıkları 100 yatak kapasiteli hastane
inşaatının ihalesi iptal edildi. Hayırlı Olsun.
Yapımı bir türlü bitirilemeyen,
150 bin liralık bir desteği bir türlü sağlayamayan eski Bursa Milletvekili Ali Koyuncu’nun
sözlerine karşın bir türlü tamamlanamamış ve adeta yapılan masraflarla çürümeye
terk edilen mısır kurutma tesisinin ortada kalmasına alışık olan biz
Karacabeyliler hastane inşaat ihalesinin iptaline de kendimizi alıştırırız.
Gelelim son günlerde yapılan
toplantılar ile gündeme gelen otoyol projesine. Hastane inşaatındaki çıkışıyla
Avrupalı bir hüviyete bürünen Başkan Koç bu konuda da açmış ağzını, yummuş
gözünü. “ Otoyol projesinin sen ben kavgasına dönüştürülmesini çok basit ve
ilkel buluyorum, aklıselim olalım, sağduyu ile değerlendirelim, dünyanın sayılı
projesi “ gibi sözlerle.
Ya Başkan Koç. Hastaneyi
hallettin de şimdi otoyola mı sıra geldi? Zaten Karacabey’deki sana muhalif
düşüncedeki herkes hep basit ve ilkel düşünceli olmuş, sen ise Avrupa mürekkebi
yalamış olman hasediyle Karacabey sınırlarını aşmışsın. Adını Büyük ve Altın
harflerle kentin girişine yazdırmak lazım(!) aslında.
Sen önce kendi özel
çiftliğindeki yapılmakta olan yapısal eksikliklerini tamamlat belediye iş makinelerine,
ardından zamanın kalırsa ilçenin sokaklarındaki köstebek yuvalarını onar ve
bizi şöyle bir Avrupa’ya doğru yaklaştır! Sonrası mı; sonrası Allah kerim,
“keser döner sap döner, gün gelir hesap döner “ ne diyelim?
“Leyleğin ömrü lak lak ile
geçermiş” Karacabeyliler olarak bizim ömrümüz de verilen sözlerin gölgesinde
avutularak ve aldatılmakla geçiyor. Komşu Mustafakemalpaşa’nın neredeyse her
dönem çıkarttığı milletvekilleriyle aldıkları hizmetler ortada, adeta bir şehir
havası olan komşuya karşın Karacabey’e baktığımızda KOCAMAN BİR KÖY görmek
mümkün.
Şehir içi köstebek yuvası
haline gelmiş yollardan geçilemezken, kural tanımayan inşaatların yarattığı
gürültü kirliliğine kulaklarını tıkayan idareciler ilçeye suskunluklarıyla
hizmet ürettiklerini zannediyorlar. İdarecisinden bürokratına, her dönem pembe
tablolarla önümüze gelen siyasilerin ilgisizliğinden verilen ama unutulan
sözlere, kendi yollarını kendisi yapmaya çalışan köylerimizin bir türlü
alamadıkları hizmetlere, verilen sözlere rağmen batının terk edilmişliği
görüntüsünü veren köy yollarımıza kadar, geleceği parlak olan gibi süslü
sözlerle aldatılan, avutulan halkıyla KOCA BİR KÖY KARACABEY umut vermeyen bir
gelecek çizmeye devam ediyor.
Ancak “yiğidi öldür ama
hakkını ver “ atasözümüzü unutmamak gerekir. Bu kadar hizmetsizliğe, unutulmuşluğa,
bizlerin sırtına basarak belli mevkilere gelmiş idarecilerimize rağmen unutulmamalıdır
ki iptal edilen ve yenisi yapılmayan hastane proje ihalesi insana verilecek
hizmetlerin ertelendiği Karacabey’imizde geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin ilk ve
tek Hayvan Hastanesi, Bakan Veysel Eroğlu tarafından açıldı.
Bu açılışa aynı zamanda
Karacabey'in düşman işgalinden kurtuluşunun kutlandığı törenler ile (yılda bir
kez) her yıl 29 Mayıs tarihlerinde Uluabat Köyü’nde yapılmakta olan İstanbul’un
Fethinde surlara bayrağı dikerken şehit olmuş Uluabat’lı Hasan’ı anma
törenlerinde bir türlü görmek kısmet olmayan Bursa Valisi Şahabettin Harput'ta katıldı.
Türkiye’nin hiçbir kentinin
sahip olamadığı, ancak Karacabey’e yakışır bu Hayvan Hastanesinin açılışıyla
bizi onurlandıran ve gururlandıran idarecilerimize, yöneticilerimize,
siyasilerimize, Bakan ve Valimize binlerce kez teşekkür ediyoruz. Eh ne diyelim
Kocaköy olmaktan kurtulamasak ta bir türlü yapımı gerçekleştirilemeyen hastane proje
ihalesinin iptal edilmiş olmasına karşın, çürümeye terk edilen Mısır Kurutma
tesisleriyle, çiçekle, düzenlenen eğlencelerle, börtü böcek ile avutulan biz
Karacabeyliler olarak yıllardır yaşadığımız ilçemizde hiçbir zaman, Avrupa
görmüş Karacabey sevdalısı Başkan Koç kadar Karacabey sevdalısı olamasak ta(!)
bu ilçeyi terk etmesi söz konusu bile olmayan Karacabeyliler olarak umut ile
Karacabey’de yaşamaktan mutluyuz.
Ne mutlu gerçek Karacabey
sevdalısı olan, Karacabey’de yaşayan, Karacabey’i seven herkese…
“