“
‘’Tarih, Karanlık
Olan Gelecek Bilinmezliğinde, Önümüzde Meçhulle Olasıları Sezmedir’’
Tarih biliminin, yaşadığımız dönemle ve gerçek
hayatımızla çok yakın ilgisi vardır, iç içe bir özelliği bulunmaktadır. Bu
nedenle, öğrencilere veya toplum bireylerine bilim olan tarihin algılatılması, onun hangi konu veya
alanla meşgul olduğunun kavratılması,
insanlar açısından değerinin ne olduğunun öğretilmesi
büyük önem taşımaktadır.
Biz insanlar, hayatlarımızda
sosyal sorunlarla (iletişim-ilişkiler) karşılaştığımız zaman, o sorunları
çözümleyebilmek noktasında, tarihin işlevlerini daha çok anlamaktayız. Zira
bizler, bilim olan tarihin çıkarımları sonucunda ancak, günlük sorunlarımıza
çözüm üretebilmekte, hayata güvenle bağlanabilmekteyiz.
Biz insanların hayatlarının
bir anlam ve değer kazanması, kimliklerinin belirlenmesi, güç ve
kabiliyetlerinin, zevklerinin, hüzünlerinin, vs.., duygularının farkına
varılabilmesi, ağırlığı bugüne kadar pek hissedilememiş olmakla birlikte, tarih
bilimi sayesinde olmaktadır.
Doğal olarak, insanların
mensup oldukları ulusların kimlikleri, becerileri ve zevklerinin
tanımlanabilmesi de bu bilimle gerçekleşebilmektedir. Tarih sayesinde, yaşama
sanatı hakkında bilgi ve güç elde ederiz. Bu yöntemi, kuvvetle kendi öz
dünyalarında gerçekleştirebilenler, sağlam bir kişiliğe, başarılara dengeli bir
hayata erişebilmekte, toplum sorunlarının üstesinden kolayca
gelebilmektedirler.
Bilim olan tarih hakkında
açıklamaya çalıştığım bütün bu hususların, bizler tarafından algılanması ve
bilinmesi, toplum sağlığımız açısından çok önemlidir. Öğrencilerimize tarihin bu
şekilde algılatılması, tarihin zevkle ve heyecanla okunmasına, öğrenilmesine
hatta başkalarına öğretilmesine imkan vermektedir.
Zira yaşadığımız dünyanın her
türlü zorluklarına rağmen, güzelliklerini ve çirkinliklerini, iyiliklerini ve
kötülüklerini keşfetme imkanını sağlayan, ancak ve ancak tarihtir.
Ebru ELVEREN / İstanbul Dershanesi Tarih Öğretmeni
“