CHP Parti Meclisi Üyesi Gökhan Günaydın, geçtiğimiz hafta Karacabey’e gelerek Sultaniye Mahallesinde çiftçilerle buluştu.
“Türkiye’de çöken tarımsal üretim, iflas eden çiftçi kader değildir” başlıklı toplantıya, CHP Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş, Bursa Milletvekili Erkan Aydın, Eski Milletvekili İlhan Demiröz, Balıkesir-Bursa Pancar Kooperatifi Başkanı Hasan Karahasanoğlu, Karacabey İlçe Başkanı Ayfer Şahin ve parti örgütü katıldı.
Sultaniye Mahallesinde gerçekleşen toplantıya, ova köylerinden gelen çiftçiler de katıldı. Yoğun katılımın sağlandığı toplantıda açılış konuşmasını CHP Karacabey İlçe Başkanı Ayfer Şahin Çiftçi yaptı.
Çiftçi, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Değerli Sultaniyeliler ve çevre köylerden gelen çiftçilerimiz. Bugün PM Üyemiz Sayın Gökhan Günaydın’ın katılımı ile çok güzel bir çalışma gerçekleştireceğiz. Katılımınız için başta muhtarlarımız ve oda başkanlarımız olmak üzere hepinize çok teşekkür ediyorum. Hepinizin bildiği üzere, özelleştirme şampiyonu olan AKP iktidarı Türkiye’de satacak hiçbir şey bırakmadı şimdi de gözünü şeker fabrikalarımıza dikti. Şeker vatandır satılamaz. Şeker fabrikalarının zarar ettiğini bahane ediyorlar. Yandaş işadamlarının milyonlarca lira vergi borcu silinirken tek sorun şeker fabrikaları mı? Şeker vatandır satılamaz. Cumhuriyet mirası şeker fabrikalarımızı sattırmayacağız. Çocuklarımızın geleceğini nişasta bazlı şekere ve ABD firmalarına teslim etmeyeceğiz.
Karacabey çiftçisi gırtlağına kadar borç batağına saplanmış durumda. Birçok köyümüzü neredeyse bankalar satın aldı. Parasızlıktan kimse kimseye çay söylemiyor. Çiftçimiz ektikçe, alın teri döktükçe zarar ediyor. Tek kazanan komisyoncular ve aracılar. Hayvancılıkla uğraşan kardeşlerimiz sütlerini yere döküyor. Et fiyatları da çok düşük. Kimse hayvanını kestiremiyor. Çiftçiye ve hayvancıya en büyük düşman AKP iktidarıdır.
CHP olarak sorunlarınızın farkındayız. Bende Akhisar köyünde geçimini çiftçilikten sağlayan bir kişinin eşiyim. Ama bu zor günler geçecek. Atatürk’ün dediği gibi köylü yeniden milletin efendisi olacak. Yandaşlar değil üreten kazanacak. CHP iktidarında bunların hepsini yeneceğiz ve güzel günler göreceğiz. Yeter ki bize destek verin. Karacabey Belediyesi köyünüzün bütün malvarlığını ve araç gerecini aldı adeta el koydu. Sultaniye Köyü mezarlığı bile bizim çabalarımız ve gündeme getirmemiz sonucunda temizlendi. Köylere hizmet gelmiyor. Önümüzdeki yerel seçimlerde Karacabey Belediyesi’ni kazandığımız takdirde en büyük hizmeti köylerimize yapacağız. Köyden kente göçü engelleyeceğiz. Köy kahveleri yeniden canlanacak. Destek verin güç verin önce Karacabey’de sonra Türkiye’de halkın iktidarını hep birlikte kuralım.
Dolar 4, Euro 5, Mazot 5, Benzin 6 lira. Teknelere 2 liraya verilen mazot çiftçiye gelin 5 liraya veriliyor. Hani mazotun yarısını devlet karşılayacaktı? Çiftçisine bu kadar yalan söyleyen ve ihanet eden başka bir iktidar görülmemiştir. Katılımınız için hepinize teşekkür ediyorum daha fazla uzatmadan sözü PM Üyemiz Sayın Gökhan Günaydın’a bırakıyorum”
Çiftçi’nin konuşmasının ardından ise CHP Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş söz alarak, katılımcılara teşekkür etti ve her zaman çiftçinin yanında yer aldıklarını, bundan sonra da çiftçinin sesi olacaklarını söyledi.
CHP Parti Meclisi Üyesi Doç. Dr. Gökhan Günaydın ise, Türkiye’de tarımın çöktüğünü ancak bunun kader olmadığını söyledi. Günaydın, bu düzeni CHP’nin üretime dayalı tarım politikası ile değiştireceklerini söyledi ve çiftçilerden destek istedi.
Günaydın, sözlerine şöyle devam etti: “Amacımız, bu topraklarda tarıma elveda dememek için, daha fazla geç olmadan, üretici ve tüketicilerin el birliği/güç birliği/akıl birliği yaparak tarımı tasfiye hareketini savuşturmasına katkı sağlamaktır. Türkiye, kasıtlı politikalarla çökertilen tarım bağlamında, tarihinin en acı günlerini yaşıyor. Gerçekler istatistiklerle çarpıtılamayacak kadar açık.
Üretmek yerine ithal ettik
2003-2015 döneminde Türkiye, tarım ve gıda ithalatı için yabancı ülkelere 400 milyar TL para savurdu. Türkiye; Rusya, Almanya, Fransa, Ukrayna’dan buğday, İngiltere ve Hırvatistan’dan arpa, Gürcistan’dan saman, ABD, Yunanistan, Türkmenistan ve Hindistan’dan pamuk, Arjantin’den soya, ABD, Arjantin ve Brezilya’dan mısır, ABD Vietnam, İtalya ve Tayland’dan çeltik ve pirinç, Etiyopya, Bangladeş, Mısır ve Çin’den kuru fasulye, Kanada’dan nohut ve yeşil mercimek, ABD, Ukrayna ve Kanada’dan bezelye, Bulgaristan’dan kurbanlık koyun, Şili, Uruguay ve Fransa’dan büyükbaş hayvan, Bosna Hersek’ten lop et ithal eden bir ülke haline düşürüldü.
Çiftçi iflas etti
2003-2015 döneminde Türkiye, tarım desteğine ayırdığı paranın 5 katını ithalata savurmuştur. Sözü edilen dönemde, tarım ve gıda ithalatına 400 milyar TL ödeme yapılmışken, aynı dönemde iktidarın tarıma verdiğini iddia ettiği toplam nakit destek miktarı 79 milyar TL düzeyinde kalmıştır.
Tarım Kanunu hükmü uyarınca, iktidarın çiftçiye 50 milyar TL borcu vardır. 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu’nun 21 inci madde hükmü, her yıl GSMH’nın % 1’inin tarım desteği olarak ödeneceğini hükme bağlamıştır. Buna karşılık, 9 yıldır bunun ancak yarısı ödenmiş olup, iktidar çiftçinin 50 milyar TL’sine el koymuş durumdadır.
Mazot zulmün en açık örneğidir
Türkiye’deki pahalı mazotun sebebi yüksek petrol fiyatları değil, yüksek vergilerdir. Türkiye’de mazotun rafineri çıkış fiyatı 1,80 TL’dir. Buna 1,60 TL ÖTV, 44 kr bayii ve dağıtıcı karı ve 64 kr KDV eklenmekte ve mazot 5 TL’den satılmaktadır. ÖTV ve KDV toplamından oluşan vergi yükü 2,24 TL’dir.
Tarıma verilen desteğin tamamı yalnızca mazot vergilerinden geri alınmaktadır. Türkiye’de çiftçi toplam 4 milyon ton (4 milyar litre) vergi kullanmaktadır. Mazot kullanan çiftçinin ödediği dolaylı vergi miktarı: 4 milyar litre X 2,24 TL = 8,96 milyar TL’dir. Tarıma verildiği iddia edilen toplam destek miktarı 2014 yılında 9,2, 2015 yılında 10,7, 2016 yılında 11,2 milyar TL olarak açıklanmıştır.
Görüldüğü gibi, desteğin neredeyse tamamı, yalnızca mazot üzerindeki dolaylı vergilerle geri alınmaktadır. Tarımdaki diğer vergiler de düşünüldüğünde, AKP’nin tarımı desteklemediği, tersine vergilendirdiği açıkça ortaya çıkmaktadır.
Mazot desteğinin tam 12 katı, çiftçiden mazot vergisi olarak alınmaktadır: AKP’nin mazota verdiğini iddia ettiği destek miktarı 2014 yılında 646, 2015 yılında 700, 2016 yılında ise 740 milyon TL’dir. Sözü edilen her bir yılda, mazot üzerindeki dolaylı vergiler nedeniyle çiftçiden alınan haraç miktarı 9 milyar TL dolayındadır. Verdiğinin 12 katını alıp, buna rağmen destek verdiğini iddia etmek, AKP’nin sıradan propagandaları arasındadır.
Hayvancılık çöktü, besici iflas etti
Çok değil 30 yıl evvel hayvancılıkta hem kendine yeten hem de komşu ülkelere canlı hayvan ve lop et ihraç eden Türkiye, AKP sayesinde hem net ithalatçı hem de dünyanın en pahalı kırmızı etinin satıldığı ülke haline gerilemiştir.
Türkiye’nin sığır, manda, koyun ve keçiden oluşan canlı hayvan varlığı toplamı 1980 yılında 85 milyon iken, bugün 53 milyona gerilemiş, başka bir deyişle 32 milyon azalmıştır. Oysa aynı dönemde nüfusumuz 34 milyon artmıştır.
Türkiye’nin mera varlığı, 50 yıl evvelki düzeyin yarısına gerilemiştir. 1960 yılında 28,7 milyon hektar olan mera alanları, bugün 14,6 milyon hektar düzeyindedir.
Son 5 yılda 4 milyon baş canlı hayvan ithal edilmiş, canlı hayvan, et ve et ürünleri ithalatına 4 milyar dolar para ödenmiştir. Halen, Konya kadar bir memleket olan Bosna Hersek’ten et ithalatı yapılmaktadır.
Bir sanayi ülkesi molan Almanya, kendi nüfusunu kendi ürettiği kırmızı et ile doyurmakta, kg fiyatı4 Euro olan kırmızı etten ortalama bir Alman yılda 75 kg tüketmektedir. Güya bir tarım ülkesi olan Türkiye ise, dünyanın dört bir yanından hayvan ve et ithal etmekte, kıymanın kilosu Almanya’dan en az 3 katı pahalı olarak 42-43 TL’den satılmakta, vatandaşımız pahalı eti sofrasında bayramdan bayrama görebilmekte, insanımızın yıllık ortalama et tüketimi bir Alman’ın 1/6’sı düzeyi olan 12 kg da kalmaktadır”