Karacabey Küçükkaraağaç Mahallesi’nde faaliyet gösteren Tamek Fabrikası’nda çalışan Tek Gıda İş Sendikası yöneticisi Yıldıray Şekerci’nin işten çıkarılması tepkilere neden oldu. Sendikal faaliyetleri ve yöneticiliği devam eden birinin işten çıkarılmasıyla Tamek’in kendilerine gözdağı vermeye çalıştığını iddia eden Tek Gıda İş Sendikası yöneticileri, fabrika önünde basın açıklaması yaptı.
Tek Gıda İş Genel Merkez Teşkilat Sekreteri İbrahim Önen, Bursa Şube Başkanı Zeki Ertürk, Mustafakemalpaşa Şube Başkanı Engin Öz, Türk Metal Sendikası Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Recep Tan ve çok sayıda yönetici ve sendika üyesinin katıldığı eyleme, CHP Karacabey İlçe Başkanı Murat Tanrıverdi de destek verdi.
OHAL kapsamında hiçbir çalışanın işten çıkartılamayacağını vurgulayan Tek Gıda İş Sendikası Mustafakemalpaşa Şube Başkanı Engin Öz, Tamek Fabrikası’nın bu noktada hukuksuz davrandığını ileri sürdü. Bu hatandan bir an önce vazgeçilmesini isteyen Öz, “Sizler, sendika yöneticisi arkadaşımızı işten çıkartarak bizlere ne gibi bir mesaj vermek istiyorsunuz? Hiçbir şey yokken işten çıkarmak da neyin nesi? Ülkemiz zaten büyük bir belanın eşiğinden döndü. Milli İrade’ye karşı bir kalkışma yaşandı. Sisteme karşı çıkabiliriz ancak hiçbir şey çözümsüz değildir. Tamek Fabrikası da bu hatasından bir an önce vazgeçmelidir.” dedi.
Demokrasi ve Milli İrade uğruna şehit olan vatandaşlar için bir dakikalık saygı duruşunun ardından konuyla ilgili basın açıklamasını okuyan Tek Gıda İş Genel Merkez Teşkilat Sekreteri İbrahim Önen, Tamek Fabrikası’nı uyardı.
“Baskılar bizi yıldıramaz”, “Yıldıray Şekerci yalnız değildir”, “Yıldıray Şekerci onurumuzdur”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Biz bu yola baş koyduk geri dönüş yok” sloganları eşliğinde basın açıklamasını okuyan Önen, şu ifadelere yer verdi: “Şu unutulmamalıdır ki, vatanımızın her karış toprağı bağımsızlık uğruna kan ile sulanmış, milletimiz bu kalkışmaya da en etkili cevabı vererek milli iradeye sahip çıkmıştır.
Bizler demokrasi ve özgürlüğe inananlar olarak, vatanımızın ve milletimizin her zaman bağımsızlığını savunmaya devam edeceğiz. Bildiğiniz üzere, yılbaşından bu yana toplu sözleşme görüşmelerini sürdürdüğümüz Tamek işvereni ile uzlaşma sağlanamamış, sendikamız üyelerimizden gelen talep doğrultusunda grev uygulama kararı almış ve işyerlerinde ilan etmiştik. Ancak işveren yetkilileri grev ilanından sonra türlü ayak oyunları ile üyelerimizi tehdit etmeye başlayarak, hatta işyerine servis hizmeti sağlayan şoförleri dahi kullanarak üyelerimiz üzerinde grev oylamasında hayır oyu çıkartmak için psikolojik bir baskı kurmuş ve bunda da maalesef başarılı olmuştur. Grev oylaması öncesi üyelerimize yapılan baskılar kayıt altına alınarak, bizzat şube başkanlığımız tarafından ilgili kurumlara gerekli şikayetler yapılmış ve takibi devam etmektedir.
İşveren yetkilileri grev oylamasından hayır çıkmasına sevinirken, işyerinde huzursuzluk baş göstermiş, sendikamız üyelerimizden gelen talep doğrultusunda mesai yapmama kararı alınmıştır. İşveren nihayet yaptığı hatanın farkına varmış ve huzursuzluğu gidermek için TİS görüşmeleri Yüksek Hakem Heyeti’ne gitmeden, uzlaşmacı bir tavır sergileyerek toplu sözleşme masasına tekrar oturmaya ikna olmuştur. Her ne kadar yapılan görüşmelerde taleplerimiz karşılanmamış olsa da, Yüksek Hakem’e gitmeden sözleşmenin imzalanması, üyelerimizin hak kaybına uğramasına engel olunmuştur.
Bu süreçten sonra işveren, üyelerimiz arasında cadı avı başlatmış ve sürecin buraya kadar gelmesinde başta sendikamızı ve işyerinde çalışmakta olan aynı zamanda şubemizin Teşkilat Sekreterliği görevini yürüten Yıldıray Şekerci arkadaşımızı sorumlu tutmuştur. Akabinde işyerindeki sendikal hareketi kırmak için Teşkilat Sekreterimiz Yıldıray Şekerci’nin iş akdini fesih etmek istemiştir. Fakat arkadaşımızın fesih kağıdını imzalamaması üzerine 22 Temmuz tarihi itibariyle arkadaşımıza noter kanalı ile iş akdini fesih ettiğini bildirilmiştir. Az önce belirttiğimiz gibi ülkemiz olağanüstü bir durum yaşamaktadır ve bu durumlarda geçerli bir sebep göstermeden işçi çıkartılması yasalarımız önünde suç teşkil etmektedir. Olağanüstü durumdan ziyade ilgili kanun gereği işyeri sendika temsilcileri ve yöneticileri koruma altına alınmış, geçerli bir sebep gösterilmeden bu faaliyetleri yürütenlerin görevleri devam ettiği sürece iş akitlerinin fesih edilemeyeceği özellikle belirtilmiştir. Haksız fesih halinde ise bu faaliyetleri yürütenlere emsallerinin aldığı kadar ücret ödenmesi ilgili kanun maddelerinde belirtilmiştir. İşveren yetkililerini uyarmamıza rağmen fesihten vazgeçmemişler, bu işin sonunda oluşacak olan cezai yaptırımlara razı geleceklerini belirtmişlerdir. Tek Gıda İş Sendikası olarak talebimiz, kesinlikle kanun hükümlerinin uygulanması ve bu fesih kararının geri çekilmesidir. Aksi takdirde hukuksal mücadelede sonuna kadar haksız yere işten çıkartılmak istenen arkadaşımızın yanında olacağımızda kimsenin şüphesi olmasın.
Şu anda işyerinde çalışmakta olan üyelerimiz de şunun farkında olmalıdır. Bugün yaşananlar sadece Yıldıray Şekerci meselesi değildir. Bugün bu arkadaşımızın yaşadığı, yarın sizlerin de başına gelebilir. Sizlerden ricamız bu bilinç ile hareket etmenizdir. Eğer bugün bu davaya sahip çıkmazsanız, yarın bu işletmelerde daha kötü durumlar ile karşılaşacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bu sebepten dolayı her zaman olduğu gibi birlik ve beraberlik içinde olmalıyız.
Son olarak işveren yetkililerine uyarımızdır; Derhal bu hukuksuzluktan geri dönün, aksi takdirde bu olayın suçlularının en ağır şekilde kanun önünde cezasını çekmesi hususunda gereğini yapacağımızdan şüpheniz olmasın. Burada bugün yaktığımız mücadele ateşi, başarıya ulaşana kadar devam edecek. Malumunuz Tek Gıda İş Sendikası, ülkemize hak mücadelelerinde önder olmanın gururunu taşımaktadır. Buradaki hak mücadelesinde de önder olmak bize ayrı bir gurur vermektedir.”