Karacabeyli genç siyasetçi Sinan Çiftçi, salçalık domates üreticisinin içler acısı halini gazetemizle paylaştı. Çiftçi, domates üreticisinin adeta kan ağladığını ve iflasın eşiğinde olduğunu söyledi.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Sinan Çiftçi, şu ifadelere yer verdi: “Soğanı ile meşhur Karacabey ovası, son yıllarda salçalık domates üretimi ve sanayisinin başkenti oldu. Fakat bu yıl domates üreticisi için oldukça karanlık geçiyor. Domates yok pahasına satılıyor, çiftçinin zararı çok büyük. Peki geçtiğimiz yıl altın gibi aranan domates bu hale nasıl geldi?
Geçtiğimiz yıl, kilosunu 14 kuruşa alacağız sözü ile ektirilen şeker pancarı, ‘şeker oranı düşük’ bahanesi ile sadece 9 kuruşa alındı. Devlet verdiği sözü tutmayınca, çiftçi büyük zarar etti ve bu yıl şeker pancarı ekmedi.
Gelelim mısıra. Mısırın fiyatı 10 yıldır yükselmiyor. Gübre, mazot, işçilik gibi girdiler her yıl zamlanırken, çiftçi mısırını 10 yıldır aynı fiyata satıyor. Bandırma Limanı’na, Hindistan’dan mısır geliyor. Mısır bile ithal edilince, çiftçi en çok sevdiği mahsul olan mısıra da küstürüldü.
Pancar ve mısırdan zarar eden çiftçi, bu yıl domates ekimine yoğunlaştı. Domates ekimi geçtiğimiz yıla göre %50’ye yakın bir miktarda arttı. Bu artış nedeniyle piyasalar maliyeti bile karşılamıyor. Kiloda maliyeti 15 ila 18 kuruş arasında değişen domates, 13-14 kuruşa alıcı buluyor. Kökü zarar hale gelen domates fiyatları her geçen gün daha aşağı iniyor. Korkarım ki, yakında domates bedavaya bile satılabilir!
Fabrikalar tarafından sözleşmeli olarak ektirilen domatesin durumu da içler acısı. Kilosu 25 kuruşa ektirilen domates, serbest piyasa düşük olduğundan dolayı fabrikalar tarafından alınmak istenmiyor. Taahhütler düşürülüyor, sözleşmeler iptal ediliyor. Serbest domatesin fiyat yaptığı yıllarda, taahhütlü domatesini getirmeyen çiftçiyi icraya veren fabrikalar, bu yıl ise 25 kuruşa taahhütlü olarak ektirdiği domatesi almak yerine, 13-14 kuruşa serbest piyasadan domates alıyor. Gariban çiftçiyi ise kimse düşünmüyor.
Üretmek, alın terinin karşılığını almak adeta suç oldu. Karacabey çiftçisi, domatesine gözü gibi bakıyor, öz evladından ayırmıyor. Bu acı tablo devam ederse, domates eken çiftçinin yarısı iflas edecek. Fabrikalar önümüzdeki yıl salça yapmak için domatesi nereden bulacak? Çiftçiyi küstürmek demek, üretimin durması anlamına geliyor. Salçalık domatesin başkenti olarak anılan Karacabey ovasına bu tablo yakışmıyor.
Ziraat Odası, kooperatifler ve siyasiler bu durumu değiştirmek zorunda. Domatesin mutlaka ve mutlaka bir taban fiyatı olmalı. Pancar ekimi devlet desteği ile yeniden arttırılmalı. Mısır ithalatı acilen durdurulmalı. Bilinçli ve planlı bir üretime geçilmeli. Yoksa bu işin cılkı çıkar, güzelim Karacabey ovası heba olur gider.
13 yıldır adeta çiftçiye düşman olan bir düzen var. Girdiler her yıl yükselirken, ürettiğin mahsulü zararına satarsan nasıl para kazanabilirsin? Üreticini her yıl zarar ederken, şirketler, aracılar ve alıcılar zengin oluyor. İşçi ücretleri, gübre, mazot, kredi faizleri her yıl yükselirken, ürettiğin mahsulün fiyatı ise tam tersine düşüyor. Çiftçinin borcu gırtlağına kadar dayanmış durumda. ‘Ananı da al git’ politikası ne zaman sona erecek? Çiftçinin çığlığı acilen duyulmalı ve bu yağma düzenine de en kısa sürede son verilmeli. Çiftçilerimiz de fabrikalara karşı birlik olmalı, boyun eğmemeli. Bölge milletvekillerimiz ve Ziraat Odası başta olmak üzere, sorumlu olan herkesi göreve çağırıyorum. Kulaklarınız iyi duysun, domates üreticisi can çekişiyor.”