“
Merhaba Takip okurlarım. Bu haftada yoğun bir gündemle
karşınızdayım. Buradan sizlere bir kaç konu hakkında yorumda bulunacağım.
Geçenlerde okuduğum bir köşe
yazısından yola çıkarak değiştirilen statlar hakkında bir kaç söz söyleyeceğim sizlere.
Nasılda gözümüzden kaçtı ama gözünden kaçmayanlarda var.
Malumunuz bir futbol aşığı
ülkemizde artık büyüyen taraftar guruplarına statlar yeterli gelmiyor. En son
Ali Sami Yen yıkılarak ismini Roma’dan alan TT Arena’ya taşındı. Eskiden
statlar bulunduğu şehir isimleriyle anılırdı. Adana 5 Ocak stadı, Ankara 19
Mayıs stadı gibi örnekleri çoğaltabiliriz.
Bu genişleme ve isim
değiştirme ilk önce Şanlıurfa stadının ismiyle başladı ve ismi Gap Arena
oluverdi. Sonra Kayseri Atatürk Stadı yıkıldı ve ismi Kadir Has stadı yapıldı.
Kadir Has, ismi ve yardımseverliğiyle tüm Türk insanın gönlünde ayrı bir yeri
vardır ama keşke ardından gelenler olaylara birde bu gözlükle baksaydılar bu
durumun içine düşmeseydiler.
Sonra Rize Atatürk stadı
yıkıldı. Yeni isim arayışına girdiler. Başbakanın ismini verelim diyenler
çıktı. Sayın Başbakan ‘yok benim zaten ismim olan bir stadım var’ dedi. Stat
şimdi Rize stadı olarak faaliyet göstermekte. Bunlar olurken Bursa boş durur
mu, oda yıkım faaliyetine hızlı bir şekilde girdi.
Şimdiki yerinden başka bir
yere taşınacak olan Bursa Atatürk Stadı yeni ismiyle karşımızda bulunacak.
Timsah Arena. Tüm bunlar tesadüfümü bilmem ki, yazarınız olarak hayatta
tesadüflere inanmamışımdır. Sanki Atatürk isimleri bilinçli-siz- olarak
siliniyor gibi. Bazı şeyleri toplum olarak geç öğreniyoruz atı alan her zamanki
gibi geçiyor Üsküdar’ı.
Sizce bunun altında bir
çapanoğlu aramamak çok mu masum bir istek olur, birde bu yönünü görün isim
değiştirmenin.
Geçelim diğer bir konumuza 28
Ocak günü Kıbrıs’ta bir miting düzenlendi. Bildiğiniz üzere Türkiye aleyhine
”Kurtarıldık mı? Has..tir” ve ”Ankara ne memurunu ne paranı nede askerini
istiyoruz” pankartları asıldı.
Ayıptır günahtır. Başbakan
haklı olarak buna tepki gösterdi. Türkiye bu pankartları hiç bir zaman elbette
ki hak etmemiştir ve etmeyecektir. Ama insanın aklına birkaç soruda gelmiyor
değil.
Ben Türkiye’nin Kıbrıs
politikalarını az çok bilirim ve bu konuda da meraklı biriyim. Bu eylemi
gerçekleştirenler eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat zamanında
palazlanmışlardır. Peki bunu buraya getiren kimdir acaba? Asırlık dava adamını
Kıbrıs Başbuğ’u Rauf Denktaş’ın yapmayın etmeyin demesine karşı ABE YES’çilere
arka çıkanlar kimlerdir.
Yunanistan’dakilere
‘dostlarım’ diyeceksin Kıbrıslılara ‘besleme’! Bunları da unutmayın ki
olayların başlangıcını Kıbrıs’ta değil tohumun Türkiye’de atıldığını bir kere
daha hatırlayın.
Benden bu kadar sayın Takip okurlarım,
bir sonraki hafta görüşmek dileğiyle. Sağlıcakla kalın…..
“