Tüsiad Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Karacabey Ticaret ve Sanayi Odası ile Ticaret Borsası’nı ziyaret etti.
Tüsiad Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, kendi firması Sütaş’ın da merkezinin bulunduğu Karacabey’de, Ticaret ve Sanayi Odası ile Ticaret Borsası’nı ziyaret etti. Burada oda ve borsa başkanlarından faaliyetleri ile ilgili bilgi alan Yılmaz, daha sonra Borsa Lokantası’nda düzenlenen iftar yemeğine katıldı.
Burada konuşan Yılmaz, demokrasiyle toplumsal refahın ayrılmaz bir parça olduğunu belirterek, “Demokrasiden feragat edemeyiz. Bizler iş dünyası olarak mutlaka refah ortamıyla demokrasi ortamını paralelliğiyle gözetmek zorundayız. Bu faaliyetlerimizin en etkili şekilde gerçekleşeceği alan, serbest piyasa ekonomisidir. Bunun olabilmesi için tabi ki piyasanın o yasanın kurum ve kuralları olmalı. Düzenleyici otoritesi olması gerekiyor. Ama unutmayalım ki isteğiniz düzenlemeyi yapıp kurumları kuruluşları ile bir piyasa ekonomisini dizayn edin. Orada müteşebbisin özgürlüğünü, teşebbüs ruhunu tesis edemezseniz mümkün değil o piyasa ekonomisi hareket sağlamaz. Onun için dünya bugün neyin farkında’ Dünya girişimciliğin önemini fark edip girişimci geliştirelim ve eğitimlerin önem ve gayret içinde. Biz de kendi ihtiyacımız olan bu girişim ortamının temin edilmesi bakımından hem piyasa ekonomisinin kurum ve kurallarıyla adil bir yarışa ve kaynakların en verimli kullanımına sonuçlarını vesile olacak bir düzenleme içinde olmasını gözetmeliyiz. Başarımızın devamını istiyorsak bunu da yapmak zorundayız” şeklinde konuştu.
BAŞARININ ARKASINDA BÜTÇE DİSİPLİNİ VAR
Türkiye’nin son 10 yılda serbest piyasa ekonomisinin kurum ve kuralları tesis edilesi konusunda önemli yollar aldığını kaydeden Yılmaz, BDDK, TMSF ve Rekabet Kurumu gibi düzenleyici ve denetleyici serbest piyasa otoritesi kurumunun geliştirildiğini kaydetti. İş hayatına girdiğinde bugünkü faiz ve enflasyon rakamlarını hayal edemeyeceğini dile getiren Yılmaz, Türkiye’nin dünyanın gelişmiş ülkelerinin standartlarına yaklaşan makro dengeler seviyesine ulaştığını söyledi. Yılmaz, faiz, enflasyonun Türkiye ekonomisinin belirsizlik oluşturan unsurları olmaktan çıktığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“15 sene önce ticaretimiz ile ilgili karar verirken, iş hayatımızla kararlarla ilgili ne kadar risk içindeydik, değil mi’ Buralarda çok ezildik ve dayak yedik. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle çok önemli parametreler bakımından ülkemiz iyi bir yere geldi. Biz girişimciler olarak bu bakımdan memnunuz. Bunun arkasında bütçe disiplini var. Bu disiplini kaybetmeyelim. Önümüzde seçim var. Bunlar sıkıntılı dönemlerdir. Bu dönemlerde bazen, çok şükür son yıllarda yaşamadık ama bütçe disiplini ve kamu harcamaları biraz sistemi zorlar. Ama dikkatli olmalıyız. Bu enflasyon belasından kurtuluşumuzun ve faizlerin öngörülebilir ve yönetilebilir seviyesini arkasında kamu maliyesinin, bütçe dengesinin tesis edilmesidir. Bunun devamını hep birlikte hangi partiden olursak olalım talep edeceğiz ki bu çalışma ortamı da sürsün.”
ÜRÜNLERİMİZİN DEĞERİNİ ARTTIRMALIYIZ
Sadece makro dengelerle dünyanın bugünkü düzeninde rekabetçi olmanın mümkün olamayacağını söyleyen Yılmaz, inovasyona vurgu yaparak, “Bizi dünyadaki rekabette ayakta tutacak ilave önlemlere de ihtiyacımız var. Bunlara da mikro yapısal alan dersek eğer, orada bir takım temel kavramların altını çizmeliyiz. Eğer biz ürettiğimiz ürünün değerini artıracak, bir seviyeye gelemezsek, yani ürünümüzün değerini artıramazsak, o zaman dünyadaki rekabette ilerleyemeyiz. Biz mutlaka ürünümüzün değerini artıran faaliyetler içinde olmalıyız. Bu da inovasyon oluyor. Yaptığımız her ürünü daha yenilikçi yapmalıyız” diye konuştu.
KAZANCIMIZI YÜKSELTMELİYİZ
Konuşmasında Türkiye’nin cari açık sıkıntısına da vurgu yapan Yılmaz, “Türkiye çok mütevazi yüzde 4’ler seviyesindeki büyüdü. Türkiye yüzde 4 büyümede sosyal problemlerini bile halledemiyor. Genç nüfusa iş bulmak mümkün değil. Bu konjonktürde yüzde 4’ün finanse edilmesi için Türkiye’nin 50 ile 60 milyar dolar dış kaynağa ihtiyacı var. 150 milyar dolar ihracat hedefine ulaştık. Bunu hayal bile edemezdik. Büyümemizi sürdürecek kaynakları kendi kendine oluşturabilme kabiliyetimiz düşük ürettiklerimizin karı düşük. Bu da olunca tasarruf da düşük oluyor. İş dünyası olarak bilelim ki Kazancı yükseltmeliyiz. Ancak böylece Türkiye’mizin ihtiyacı olan yatırımları yapabiliriz. Yoksa her sene 50 – 60 milyar dolar dış borca ihtiyacımız var” dedi.
DÜNYA EKONOMİLERİNDE YAVAŞ YAVAŞ TOPARLANMA VAR
Dünyadaki ekonomik gelişmeler ile ilgili de değerlendirmede bulunan Yılmaz, dünyada büyümenin düştüğü gelişmiş piyasa ekonomilerine para enjiekte edildiğini ifade ederek, “Türkiye, bu paranın daha çok para kazanacağı bir alandı. Biz de faizleri nerelerden yüzde 7’lere kadar düşürdük. Yüzde 5’e düşürdük. Başımız da döndü. Tekrar 7’ye çıktı. Bu imkan artık bitiyor. Dünya ekonomilerinde yavaş yavaş toparlanma var. Başta ABD. Amerika yavaş yavaş parayı geri çekiyor. Yoksa bol para enflasyon oluşturur. Bu acı tecrübeleri yaşayan ülkeler olarak bundan korkmalıyız. Dünyada bu bitiyor. Dünyada bol para bittiğine göre bizim geçmişe göre bu kaynakları bulma imkanımız azaldığına göre ülke olarak daha çok kaynak oluşturmalıyız. Bu kaynakların en önde geleni tarım” diye konuştu.
ÇİN DÜNYANIN LOKOMOTİFİYDİ
Dünya ekonomisindeki gelişmeleri takip ederken Çin’e dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen TÜSİAD Başkanı Yılmaz, “Çin, dünyanın lokomotifiydi. Talep bunu oluşturdu. Almanya ekonomisinin en büyük çekici güçlerinde birisiydi. Çin, 10 yıldır 8’in üzerinde büyüyor. Bu sene 7’ye doğru düşmeye devam ediyor. Yapısal sebeplerle. Bankacılık orada iyi çalışmıyor gözüküyor. Bizim bankacılık sistemimizin kıymetini çok iyi bilmemiz lazım. Çin’i tepe taklak götüren finans sistemidir. Çin’i dikkatle incelemeliyiz. Biz, finans kurumlarımızı ekonomik faaliyetin en temel direklerini işimize gelse de gelmese de koruyup kollamalıyız. Yoksa bunun bedelini hep beraber biz ödüyoruz. Bu bilinç içinde ülkenin geleceği konusunda üstlendiğimiz zorunluluğun farkında olmalıyız” dedi.
TÜRKİYE’NİN ELİNDE BÜYÜK FIRSAT VAR
Türkiye’de Ar-Ge kaynaklarını yeterince kullanılmadığına dikkat çeken Yılmaz, iş dünyasının bu imkanları iyi değerlendirmesi önerisinde bulundu. Türkiye’deki son gelişmeler ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, “Yerel seçim süreci erken olmasına rağmen ben yine de Türkiye’nin elinde büyük fırsat olduğun düşünüyorum. Meclisimiz temsil gücü yüksek bir meclis. Bu baraja rağmen böyle bir şey var. Bu meclis çok doğru bir irade ortaya koyuyor. İktidar partisi dedi ki ‘Bu Anayasa konusunda uzlaşalım. Uzlaşmak için de hepimiz eşit üye verelim.’ Bu uzlaşma komisyonu Türkiye için bir şans. Bu uzlaşma komisyonundaki engellerin kaldırılmış olmasının hatta sayın Başbakan’ın başkanlık konusunu uzlaşma komisyonunu önünden çekmek istemesini çok önemli buluyorum. Bu uzlaşma iradesinin bizi kucaklaşma ve çağdaş dünyaya ulaşma, uyumlaşma, anayasasına kavuşturmasını diliyorum. Bu zor bir iş ama umut” diye konuştu.
DEVLETE KARŞI BİREYİ DAHA ÜST SEVİYEYE KOYAH ANAYASA’YI İNŞALLAH BAŞARIRIZ
Yeni anayasa çalışmaları ile ilgili de değerlendirmede bulunan Yılmaz, “Bizim en önemli meselelerimizden birisi olan terör ve şiddetten de yıldık. Bundan sıyrılma ve arınma imkanı da yeni bir Anayasa’dır. O bakımdan Türkiye bu çözüm sürecine girdiği bu yoldan inşallah başarıya ulaşır. Bunu kalıcı kılacak bir Anayasa ile de bağlar. Hatta taçlandırırız. Türk toplumunun 21. yüzyıla bakışını yansıtacak nasıl bir toplum olduğumuzu dünyaya ilan edecek, devlete karşı bireyi daha üst seviyeye koyan bir Anayasa’yı inşallah başarırız. Memlekette huzur ve barışı bu şekilde sağlarız. Hepimizi üzen bu kan ve gözyaşını sona erdirecek süreci başarıya ulaştırırız diye umut ediyorum” diye konuştu.
AB İŞİNDEN CAYMAYALIM
Türkiye’nin AB üyeliği süreci ile ilgili değerlendirmede bulunan ve bu süreçten vazgeçilmemesini arzu ettiklerini ifade eden Yılmaz, “Türkiye ne kadar reform yaptıysa son yıllarda inanınız bunun arkasında AB’ye gösterdiğimiz irade var. AB Entegrasyon sürecinde sıcaklık var. Bu yoldan da dönmememiz lazım. 40 sene olmuş, ‘Şöyle etmişler, böyle etmişler’ deniyor ne yapalım? Ama medeni dünyanın tecrübesi orada. Onun için bu toplumun öncüleri olarak dikkatli ve uyanık olmalıyız. Bu treni kaçırmayalım. AB işinden caymayalım. Cayılmasında müsaade etmeyelim” dedi.
Konuşmanın ardından Yılmaz’a plaket çeşitli hediye verdiler.