CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Zeytinyağına olan talep yüksek olmasına rağmen gerekli ihracatı gerçekleştiremedik” dedi.
Sarıbal, Gemlik’te gerçekleştirdiği basın açıklamasında, “Zeytinimize ve çiftçimize sahip çıkalım” diyerek, konuyla ilgili şunları söyledi; “Ölmez ağacımız zeytin, sofralık ve yağlık zeytin olmak üzere iki şekilde üretim yapılmaktadır. Zeytin tane ve zeytinyağı olarak hiçbir kimyasal işlem görmeden yenebilen önemli besin kaynaklarımızdandır. Sağlık açısından içeriğinde bulunan birçok vitamin ve koruyucu maddeler, biofenoller içeren sağlıklı ve dengeli beslenmede çok önemli bir gıdadır. Kanser, sindirim sistemi hastalıklarına karşı vücudu koruyan bir üründür.
Zeytin ve zeytin ağacı, tarihi, inançsal ve sosyal açıdan binlerce yıl yaşamış geçmişe tanıklık etmiş kutsal bir ağaçtır. İklim ve toprak seçiciliği açısından da özel bir üründür. Sofralık ve yağlık zeytin ve zeytinyağı iç ve dış piyasada ticari değere sahip olup, ihracat ürünlerimiz arasında yer almaktadır.
ABD, İspanya ve Suudi Arabistan, ihracat yaptığımız ülkelerin başında gelmektedir. Ancak dökme varil zeytinyağı ihracatı, son 3 yılda 4 kez yasaklanmış, 1 kez de fon uygulanmıştır. İç piyasada fiyat artışı bahane edilerek getirilen bu yasaklar ve kısıtlamalar, çiftçinin aleyhine gelişmiştir.
Üretici fiyatlarında düşüş olmasına rağmen, enflasyonu geriletmek için yapılan bu kısıtlamalar, ihracat gelirlerimizin ve pazar payımızın düşmesine neden olmuştur. Yağ fiyatları kısıtlama sonrası kilogramı 180TL’den kısıtlama sonrası 350TL’ye kadar çıkmıştır.
Bu uygulamalarla iç piyasada beklenilen düzeyde tüketim gelişmemiş, elde yağ stoğu birikmiştir. Çünkü temel sorun enflasyon ve düşük gelir seviyesiydi. Yapılan bu uygulamalar, çiftçiye fayda yerine zarar getirdi. Bir yandan RTE ekonomi politikası, diğer yandan Mehmet Şimşek’in ekonomi politikası ile çiftçi, enflasyon canavarına kurban edildi. 1 Ağustos 2023’te dördüncü kez zeytinyağı ihracatına önce 3 ay yasak getirildi, ardından bu süre sınırsız bir yasak haline çevrildi. 14 Eylül 2024’te bu kısıtlama tamamen kaldırıldı ve yaklaşık 14 ay süren ihracat yasağı sona ermiş oldu.
Bu süreçte AB’de zeytinyağına olan talep yüksek olmasına rağmen gerekli ihracatı gerçekleştiremedik. 2023 yılı Ocak-Temmuz ayları arasında 53 bin ton tane zeytin, 103 bin ton zeytinyağı ihraç edilmişti. 2024 yılının aynı döneminde ise tane zeytin ihracatı 41 bin tona, zeytinyağı ihracatı ise 47 bin tona gerilemiştir. Tane Zeytin ihracatında 12 bin ton, yağlık zeytinde ise 56bin tonluk düşüş yaşanmıştır.
2024 yılında ise 150 bin ton stok elde kalmıştır. TÜİK’in tahminine göre, 2024 yılı tane zeytin rekoltesi 2,9 milyon ton olarak öngörülmektedir. Ortalama %30’u sofralık, %70’i ise yağlık zeytin olarak ön görülmektedir. Bu yıl, iklim koşulları nedeniyle yağlık zeytin oranının daha fazla olması beklenmektedir. Kuraklık ve su eksikliği üretimde belirleyici olmuştur.
2024 HASAT DÖNEMİ BAŞLAMAKTADIR
Bursa Zeytin Üretiminde ülke veriminin %10 unu karşılamaktadır. Sofralık zeytinde ise yıllara göre değişen bu oran çok daha yukarılardadır. Aynı zamanda Gemlik Zeytini Coğrafik İşaret olarak kendine has tadı rengi özellikleriyle bu bölgenin ve körfezin tüm zeytinini temsil etmektedir.
2024 hasat dönemine başlamak üzereyiz. Yaptığımız gözlem ve incelemelere göre, Gemlik, Mudanya, Orhangazi ve İznik ilçelerinde 250 bin tonun üzerinde bir rekolte beklenmektedir. Bu yıl, yağlık zeytin oranının daha fazla olduğu görülmektedir. Bu ilçelerin ana gelir kaynağı zeytin ve zeytinyağıdır.
Zeytin, var yılı ve yok yılı olarak bilinen bir ürün olup, bir yıl verimli, bir yıl ise verimsizdir. Bu nedenle verimli yıllarda, çiftçinin iki yılın gelirini karşılayacak geliri sağlaması gerekmektedir. Verimsiz yıllarda ise maliyetlerin ancak karşılanması beklenir.
BİR YILLIK ENFLASYON ORANLARI TÜİK’E GÖRE %60, ENAG VERİLERİNE GÖRE İSE %100 SEVİYELERİNDE GERÇEKLEŞMİŞTİR
Zeytin üretim maliyetlerinde işçilikte (budama ve hasat) %100’ün üzerinde artış yaşanmış, ücretler 600-1200 TL’ye çıkmıştır. Sulanabilir arazilerde sulama maliyeti 500 TL ile 1500 TL/dekar arasında değişmiştir. Tarım ilaçları, gübre, mazot gibi girdilerde %30 ile %50 arasında fiyat artışı olmuştur. Üreticinin yaşam ve refah maliyetleri de buna bağlı olarak yükselmiştir. Bu yılın iklim koşulları nedeniyle kuraklık ve yüksek sıcaklıkların etkisiyle yağlık zeytin miktarının fazla olacağı, ancak tane büyüklüğünün üst baremi sağlayamayacağı öngörülmektedir. Bu nedenle, uygulanacak alım fiyat politikası kritik bir öneme sahiptir.
TALEP, BEKLENTİ VE ÖNERİLER
1- Merkezi Hükümetten ve Tarım Bakanlığından Beklentiler
- Tane desteğinin beş yıl boyunca 15 kuruştan 20 kuruşa çıkarılması yetersiz kalmıştır. Hızla daha yüksek bir seviyeye çıkarılması gerekmektedir. Zeytinyağı desteğinin ise 7 yıldır kilogram başına 80 kuruştan 1 TL’ye çıkarılması da yeterli olmamıştır ve daha gerçekçi bir seviyeye yükseltilmesi beklenmektedir.
- İhracatta kaybedilen pazarın geri kazanılması için kota, yasak ve kısıtlamaların yeniden gündeme getirilmemesi; yurtdışı pazarına güven veren söylem ve politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir.
- Dış ticarette kaybedilen rekabet gücünü yeniden sağlamak için zeytinyağı ihracatçılarına özel teşvikler sağlanmalıdır.
- Zeytin ve zeytinyağı alım-satımını yapan kurum, kuruluş ve işletmelere 1 yıl düşük faizli kredi sağlanmalıdır.
- Bakanlık, zeytin ve zeytinyağının önemini ve değerini kavratacak eğitim, reklam ve kültürel yöntemler uygulayarak başta okullar olmak üzere tüm kamu kurumlarında zeytin ve zeytinyağı tüketimini teşvik etmelidir, özendirmelidir.
2- Piyasadan Beklentiler
- Bölgemizde zeytin alanında belirleyici ve etkin olan Marmarabirlik ve Tarım Kredi Kooperatifleri, güçlerini kullanarak fiyatları maliyet + refah payı gözeterek, enflasyonu da göz ardı etmeden belirlemelidir. Piyasadaki fiyat belirsizliği hızla giderilmelidir.
- Tarım Kredi Kooperatiflerinin, zeytin alım sürecinde bir çiftçi kurumu olarak bu kritik yılda çiftçinin yanında yer alması ve sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir.
- Zeytin alımında Marmarabirlik ve diğer kurumlar, 180 adet/kg ile 230 adet/kg için kota uygulanmamalı, yağlık ürün alımları kota dışı tutulmalı ve kısıtlama getirilmemelidir.
- 230 ile 300 barem için fiyat yüksek belirlenmelidir çünkü bu barem, ağırlıklı ortalamayı belirleyen ürün baremi olduğu için çiftçinin gelirinde önemli rol oynamaktadır.
- Piyasadaki tüm alıcılar, ekonomik koşulları, çiftçinin girdi maliyetlerini ve verimli yılı göz önünde bulundurarak çiftçinin ihtiyaçlarına hitap edecek şekilde fiyatlandırma yapmalıdır.
Zeytin hasat sezonunun çiftçimize, halkımıza, ülkemize yararlar getirmesini bereketli olmasını diliyoruz”