Dünyanın önemli deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alan Türkiye’nin deprem riskini en aza indirecek önemli bir çalışmaya Bursa’da imza atılıyor. Bursa Teknik Üniversitesi tarafından sıvılaşma riski gözlenen zeminlerin iyileştirilmesi için geliştirilen bor katkılı enjeksiyon malzemesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle ilk kez kentin sıvılaşma riski yüksek bölgelerinden olan Gemlik ilçesi Kurşunlu bölgesinde denendi.
Birinci derece deprem kuşağında yer alan Bursa’yı olası depremin yıkıcı etkilerine karşı daha dirençli hale getirmek isteyen Büyükşehir Belediyesi, JICA ile birlikte başlattığı Deprem Riskini Azaltma ve Önleme Planlaması Projesi’nin yanı sıra Bursa Teknik Üniversitesi ile de zemin sıvılaşmasını önleme projesini yürütüyor.
Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eyüphan Avcı’nın geliştirdiği patentli bor katkılı zemin enjeksiyon malzemesi, sıvılaşma riski gözlenen zeminlere uygulanacak. Laboratuvar testleri başarıyla tamamlanan malzeme, zemindeki sıvılaşmayı önleyip, zeminin mukavemetini arttıracak. Proje kapsamında özel malzeme ilk olarak Gemlik ilçesi Kurşunlu sahilinde uygulandı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Teknik Üniversitesi’nden yetkililerin de katıldığı çalışmada, sondaj makinesiyle zemin delinerek enjeksiyon malzemesi aktarıldı. Daha sonra araziden alınacak numuneler tekrar çeşitli testlere tabi tutulacak. Testlerin ardından bor katkılı malzeme, başta Bursa olmak üzere Türkiye’nin ve dünyanın her yerinde depreme karşı güvenli yapılar için kullanılmaya başlanacak.
TÜM YAPILAR İÇİN KULLANILMAYA BAŞLANACAK
Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı Deprem ve Zemin İnceleme Şube Müdürlüğü’nden Jeoloji Mühendisi Akın Karabudak, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Teknik Üniversitesi arasında imzalanan protokol kapsamında zemin iyileştirme çalışmasını ilk olarak Kurşunlu Sahili’nde uyguladıklarını söyledi.
Bu inovatif yaklaşımın, Bursa’nın deprem dayanıklılığını artırmada önemli bir rol oynayacağını belirten Karabudak, “Laboratuvar testleri başarıyla sonuçlanan malzemeyi arazide uygulamaya başladık. Yaptığımız denemelerin ardından araziden numunelerimizi alıp, tekrar teste tabi tutacağız. Ardından özel olarak geliştirilen malzeme ülkemizde ve yurt dışında depreme karşı güvenli yapılar için kullanılmaya başlanacak” dedi.
“SIVILAŞMA ORTADAN KALKIYOR”
Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eyüphan Avcı, bor katkısıyla elde edilen malzeme üzerinde 10-15 yıl laboratuvar çalışması yaptıklarını ifade etti. Saha analiz aşamasını ise fay hattının da geçtiği Gemlik Kurşunlu bölgesinde yürüttüklerini anlatan Avcı, “Gemlik Kurşunlu bölgesi, sıvılaşma riskinin yüksek olduğu bir alandır. Ayrıca ciddi oranda akış halinde yer altı suyu var. Yani en zorlanacağımız arazilerden birinde malzemeyi görmek istedik. Arazinin tahsisi ve ekipman konularında bizlere destek olan Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz. Sıvılaşabilir zeminlerin önlenmesine yönelik yaptığımız çalışmada hayli yol kat ettik.
Önceliğimizi Bursa’ya verdik ve yaklaşık bir aylık çalışmamız kaldı. Daha sonra gerekli raporları yayınlayacağız. Kocaeli ve Bursa gibi yerlerde sıvılaşabilir alanların bulunduğunu biliyoruz. Deprem anında bu bölgelerde ciddi hasar oluşabilir. Çimento kökenli malzemeler yeraltı suyunun bulunduğu ve akış halinde olduğu yerlerde zamanla dayanımını kaybediyor veya katılaşmayabiliyor. Geliştirdiğimiz malzeme ise yeraltı suyunun bulunduğu alanlarda boşluklara enjekte edilirken çok hızlı katılaşıyor ve çok hızlı şekilde dayanım kazanıyor. Bunun sonucunda da sıvılaşma ortadan kalkıyor” dedi.
ÇEVRE DOSTU MALZEME
Sıvılaşma riski olan zemin boşluklarına geliştirdikleri özel malzemeyi doldurduklarını belirten Avcı, malzemenin zamanla katılaştığını ve zemin içindeki boşlukları doldurduğu anlattı. Bu sayede sıvılaşma tehdidinin de ortadan kalktığını dile getiren Avcı, “Bu müdahale sayesinde binaların deprem anında göreceği hasarı en aza indirmeyi hedefliyoruz. En son Kahramanmaraş merkezli depremlerde ciddi yıkımlar meydana geldi. Deprem bölgesinde de 2 yıldır çalışma yürütüyoruz. Özellikle Hatay bölgesinde sıvılaşma nedeniyle hasar oranı çok büyük oldu. Geliştirdiğimiz malzeme ayrıca mevcut binalarda da kullanılabilecek. Binanın içindeki temellerden, demirlere zarar vermeden küçük delikler açarak rahatlıkla müdahalelerde bulunabileceğiz. Aynı zamanda yaptığımız ön çalışmalar tekniğimizin son derece ekonomik olacağını gösteriyor. Bor katkısından elde ettiğimiz malzememiz çevre dostu bir malzemedir” dedi.