Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde basın açıklaması yaptı. Gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye’de 31 Mart’ta yapılacak yerel seçim için geri sayıma geçilirken, siyasi partiler de çalışmalarına hız verdi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Gazetecilere açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ümit Özdağ, şunları söyledi; “Bu ziyaret sırasında Adliyeye gideceğim. Adliyede bir dava açacağım. Diyarbakır’da 12 km’lik bir bulvara kayyım vali tarafından, terörist vatan haini Şeyh Sait’in isminin verileceği duyuruldu. Bu konuda yürütmenin durdurulması kararı alınmasını isteyeceğim. Bu konu Türkiye’nin gündeminden çıkana kadar konuyu gündemde tutmaya devam edeceğiz.
Birkaç gün önce gazeteciliği şüpheli ama istihbaratçılığı kesin olan Fuat Uğur adlı zat bir tweet atarak, benim Erzurum ziyaretim sırasında Şeyh Sait meselesini kaşıyabileceğimi ifade etmiş. Biz, Türkiye’nin her yerinde ne söylüyorsak Erzurum’da da, Hakkari’de de, Sinop’ta da onu söyleriz. Şeyh Sait, Abdullah Öcalan bunlar Türkiye’nin her yerinde vatan haini ve teröristtir. İçişleri Bakanını, Erzurum Valisini göreve çağırıyorum. Fuat Uğur karanlık ilişkileri olan bir zattır. Bu yapmış olduğu açıklama Erzurum’da bir provokasyon hazırlığının göstergesi olabilir. Bundan dolayı Erzurum’da herhangi bir provokasyona imkan verilmemesi için güvenlik güçlerinin kendilerine düşen görevi yerine getirmeleri gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Her sabah Zafer Partisi’ne ve bana hakaret ve iftiralarla manşet süsleme alışkanlığı edinmiş olan Yeni Şafak adlı saray borazanı kağıt parçasının bugünkü manşetinde de teğmenler cuntasının benimle irtibatlı olduğu manşeti atılmış. Bir; teğmenlerden cunta olmaz. Ben, ordu-siyaset ilişkilerini çalışan bu konuda dersler vermiş, tezler yönetmiş, tezler yazmış birisi olarak ordu-siyaset ilişkilerini çok iyi biliyorum ama teğmen cuntası olmadığını sizinle rahatlıkla paylaşabilirim.
Olan şudur; göğsüne Gazi Mustafa Kemal Atatürk resmini takmak istemeyen bir Türk subayı olma haysiyetini taşıyamayacağı, şerefini taşıyamayacağı anlaşılan zata karşı gerçek Türk subayları aynı 15 Temmuz gecesi FETÖ’ye gösterilen ruhla tepki göstermişlerdir. Bu dört subayın disipline sevk edildiklerini ihraç istemiyle duyuyoruz. Teğmenlerimize dokunmayın diyoruz. Bunu söylemeye devam edeceğiz.
Milli Eğitim Bakanı’nın Meclis’te yapmış olduğu konuşmada tarikat ve cemaatleri milli eğitime sokmaya devam edeceği doğrultusunda suç itirafıdır. Onlar çocukların dağa gitmesini engelliyor diyorlar. Tarikat ve cemaatlerin işi midir çocukların dağa gitmesini engellemek? Sen Milli Eğitim Bakanı olarak ne yapıyorsun? Bu kabul edilebilir değildir. FETÖ’cüler dağa gitmediler ama Genel Kurmayı bastılar. Özel Kuvvetleri bastılar. Meclis’i bombaladılar. Siz ecdadın, Osmanlı’nın devlet bilincinin on binde birine bile sahip değilsiniz. 600 senede Osmanlı bir kez tarikat ve cemaatleri devlet işlerine müdahale ettirmemiştir. Müdahale etmeyi düşünen tarikatları ya sürmüş ya da kılıçtan geçirmiştir.
Devlet ciddiyet ister. Milli Eğitim bakanı gayri ciddi bir adamdır. Bütün kariyeri önü açılarak ideolojik nedenlerle hak etmediği yerlere getirilmiş, hak etmediği şekilde profesörlük unvanı almış, hak etmediği şekilde rektörlüğe getirilmiş ve hak etmediği şekilde Milli Eğitim Bakanlığına getirilmiş bunları da hep tarikat ve cemaatlerin desteğiyle sağladığı için bugün Türk çocuklarını ne idüğü belirsiz tarikat ve cemaatlerin eline teslim etmeye çalışmaktadır. Gençlik buna direnecektir. Direnmeye de başlamıştır. İlkokul, ortaokul, liseleri siyaset alanınıza çevirmeye çalışmayın. Şundan emin olun ki bu Milli eğitim Bakanı Türkiye’de hukuk devleti kurulduğu gün mahkeme önünde hesap verecektir”