İYİ Parti Grubu, Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu’nun Sinan Ateş suikast dosyası ile ilgili olarak verdiği Araştırma Önergesini TBMM Gündemine taşıdı. Dava dosyasında henüz iddianamenin dahi hazırlanmadığını vurgulayan Türkoğlu, “Sinan Ateş cinayeti Türk milliyetçilerinin Kerbelasıdır” dedi.
Dava dosyası ile ilgili savcı görevlendirilmesinde dikkat çeken gelişmelerin yaşandığını belirten Bursa Milletvekili Türkoğlu, “Teröristlerin ayakkabı numaralarını bildiğini gururla ifade eden irade, başkentin ortasında cinayet işleyen şebekeyi tüm unsurlarıyla ortaya çıkarmalıdır, çıkarmak zorundadır” şeklinde konuştu.
Türkoğlu, İYİ Parti Grubu’nun TBMM gündemine getirdiği araştırma önergesiyle ilgili olarak şu görüşlere yer verdi: “Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri. Sizin hiç oğlunuz acımasız pusularda katledildi mi? Sizin hiç can parçanız, kurşun yağmuruna tutularak sizden koparıldı mı? Siz hiç yaralı yüreğinizin acısıyla bir ömür yaşamaya mahkûm edildiniz mi?
Ben Bursa Milletvekiliyim ve böyle bir acılı babayı, yüreği yaralı anayı, gözü yaşlı eşi, boynu bükük iki yavruyu çok iyi tanıyorum. Onların, asla dinmeyecek acılarını paylaşmaya çalışıyorum. İtiraf edeyim ki; kelime dağarcığım, onları teskin edecek söz bulmakta aciz kalıyor.
Kıymetli milletvekilleri; 30 Aralık 2022’de, Türkiye’nin vicdanını yaralayan, vatandaşın yüreğini sızlatan acımasız bir suikast yaşandı. Ankara’nın tam ortasında meydana gelen saldırıda, genç bir akademisyen, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü.
Biliyor musunuz ki; yürek yangınındaki acılı baba Musa Amca’nın bizden, sizden, hepimizden bir beklentisi var!
Duyuyor musunuz ki; her doğan güne kan ağlayarak uyanan Saniye Annenin, Ayşe Bacı’nın bu Yüce Meclis’e bir çağrısı var!
Görüyor musunuz ki; boynu bükük iki günahsız yetimin; Bengisu ve Banuçiçek’in çaresiz bakışları, ‘Baba, Babaa’ diye haykırışları var…
Yaşadıkları tarifsiz travmaya rağmen her görüştüğümüzde, er ya da geç Türk adaletine güven duymak istediklerinin tanığı oluyoruz.
En son söyleyeceğimiz sözü en başta söyleyelim ki safımız belli olsun: ‘Sinan Ateş cinayeti Türk milliyetçilerinin Kerbelasıdır’
Günümüz teknolojisinde, MOBESE’lerin, HTS kayıtlarının, plaka takip sistemlerinin, bu derece gelişmiş olduğu bir dönemde bu cinayetin tüm ayrıntılarıyla çözülememiş olması hiçbir biçimde izah edilemez.
Teröristlerin ayakkabı numaralarını bildiğini gururla ifade eden irade, başkentin ortasında cinayet işleyen şebekeyi tüm unsurlarıyla ortaya çıkarmalıdır, çıkarmak zorundadır.
İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırıdan birkaç saat sonra bombacı kadını evde yakalayan bu devletti.
Sultanahmet bombacısı Nebil Fadli’nin Suriye’de hangi aşiretten olduğunu kamuoyuna aktaran devletti.
Bir yılbaşı gecesi basılan Reina’daki katliamı birkaç gün içinde çözerek IŞİD’çi katili yakalayan bu devletti. Daha örnekler çok.
Şimdi Sayın Adalet Bakanına soruyorum: Emniyet ayağında gösterilen benzer başarı, yargı ayağında neden gösterilmiyor? Aradan bir yıla yakın süre geçmesine karşın, henüz bir iddianame dahi neden hazırlanabilmiş değil? Dava dosyası için halen daha gizlilik kararının bulunmasının sebebi nedir?
Olay anında nöbetçi savcı sıfatı ile adli işlemler başlatılmış, sonrasında yerine bir Başsavcı vekili ile bir Cumhuriyet Savcısı görevlendirilmiştir. Olaydan yaklaşık 7 ay sonra ise bu iki savcının dosyadaki yetkileri alınmış, bu kez yeni bir Başsavcı vekili koordinatör olarak atanarak; olayın başındaki nöbetçi savcı tekrar dosyada görevlendirilmiştir. Dosyadaki bu denli savcı hareketliliği normal midir?
Sayın Adalet Bakanı, Bursa Ulu Camii’nin bahçesindeki musalla taşından milletin gönlüne yerleşen Sinan Ateş gerçekte ne zaman ölecektir biliyor musunuz?
Ben cevap vereyim size: Adalet tam olarak tecelli ettirilmediğinde ölecektir. Türk yargısı, Sinan Ateş’in o iki küçük kızının feryatlarını duymadığında ölecektir.
Suikast dosyasına ilişkin manidar gelişmeler ve dosyaya dair tehdit iddiaları, adalete inanç ve güveni sarsmaktadır. Suikastın aydınlatılmasını isteyen Ateş Ailesi’nin yüreğini bir nebze soğutabilmek ve topluma teskin edici bir açıklama yapabilmek için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını, konunun bütün boyutlarıyla araştırılıp soruşturularak incelenmesini, Yüce Meclis’imizden saygılarımızla arz ediyoruz”