Bursa’da tamamı gönüllülerden oluşan ve yaşanılabilir bir çevre için ses getiren eylemlerde bulunan sivil ekoloji örgütü Bursa Su Kolektifi üyeleri, hafta sonu Karacabey’in Bakırköy Mahallesi’nde sulama suyuna karışarak ürün kaybına ciddi oranda zarar veren ‘bor’ hakkında basın açıklaması yaptı.
Bakırköy Mahalle Muhtarı Kazım Önen ve köylülerin de destek verdiği eylemde konuşan Bursa Su Kolektifi üyeleri, “Mustafakemalpaşa Çayı’ndan ve bu çaydan beslenen sulama kanallarından akan borlu suyun yıllardır ürünlere verdiği zarar ortada. Bu da bu bölgede bulunan Mustafakemalpaşa ve Karacabeyli üreticileri çaresiz bırakmaktadır. Nereye başvursalar sonuç alamadıkları için kimi köylüler zararının karşılanması için dava açarken, bazıları da sudaki bor miktarını belirlemek için analizler yaptırmıştır. Bu analizlerde sudaki bor miktarı bilimsel sınırın 4,5 kat, önerilen değerin ise 13 kat üzerinde olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu soruna bir an önce ‘dur’ denmelidir” çağrısında bulundu.
Konuyla ilgili yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Dünya bor madeni rezervlerinin büyük çoğunluğuna sahip olan bir coğrafyada yaşıyoruz. Bor yataklarının bulunduğu Eskişehir, Kütahya, Balıkesir ve Bursa’daki ocakları Etimaden adlı devlet şirketi tarafından işletilmektedir. Bor, cam ve seramik başta olmak üzere pek çok sanayi dalında kullanılıyor. Etimaden resmi internet sitesinde anlatıldığına göre, toprakta bor eksikliğinin tarımsal ürün verimliliğini düşürdüğü konusunda çok sayıda açıklamalar bulunmaktadır.
Ancak aynı sitede toprakta ya da suda bor fazlalığının daha doğrusu bor kirliliğinin nasıl sonuçlar doğurduğu konusunda açıklama bulunmuyor. Ne yazık ki, suda ve toprakta bor fazlalığının ne gibi kötü sonuçlar doğurduğunu, kenarında bor madeni bulunan derelerden su kullanan üreticiler acı deneyimlerle öğrendi. Şu anda bulunduğumuz Karacabey’in Bakırköy ve çevre köyleri bu acı deneyimi yıllardır yaşamakta, dertlerine çare bulamamaktadırlar. Karacabey’de Bakırköy, Paşa Çayırı, Orta Çayır, Çakılı Kuyu mevkileri, Mustafakemalpaşa’da Yeşilova, Tepecik, Azatlı, Ormankadı köyleri bor kirliliğinden etkilenen yerler arasındadır.
Bor madeni topraktan çıkarıldıktan sonra yıkanır. Bu nedenle maden bir dere kenarında açılır. Maden yıkandıktan sonra ortaya çıkan pasa ve atık su, slam barajı da denen çamur havuzlarına alınıp çökertilmesi, sudaki bor miktarının bilimsel sınırlara düşürülmesi gerekmektedir. Mustafakemalpaşa Çayı’nın Orhaneli Çayı’ndan ayrıldığı Kestelek Köyü yakınlarında Etimaden’e ait bor madeni bulunmaktadır. Mustafakemalpaşa Çayı, menderesler çizerek Uluabat Gölü’ne boşalır. Çay göle boşalmadan önce DSİ tarafından yapılan sulama kanallarına su verilir.
İşte bu kanallardan su alması gereken çiftçilerimiz bunu yapmak ya da yapmamak arasında büyük bir çaresizlik içinde kalmaktadır. Çiftçilerin daha önceki deneyimleri kanaldan su alıp topraklarını suladığında borla kirletilmiş suyun üründen alacağı verimin büyük oranda düşeceğini, masrafını bile kurtaramayacağını bilir. Bu nedenle çiftçiler, yanı başına kadar gelen kanal suyunu kullanmak yerine tarlalarında kuyu ya da artezyenden su kullanır. Kuyusu artezyeni olmayan çiftçiler çaresiz ya kanaldan su alacak ya da mahsulünü göz göre göre kurumaya bırakacaktır.
Mustafakemalpaşa Çayı’ndan ve bu çaydan beslenen sulama kanallardan borlu suyun çok uzun yıllardan bu yana ürünlere verdiği zarar Mustafakemalpaşa ve Karacabey köylülerini çileden çıkarmaktadır. Nereye başvursalar sonuç alamadıkları için kimi köylüler zararının karşılanması için dava açarken bazıları da sudaki bor miktarını belirlemek için analizler yaptırmıştır. Bu analizlerde sudaki bor miktarı bilimsel sınırın 4,5 kat, önerilen değerin ise 13 kat üzerinde olduğu ortaya çıkmaktadır.
AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Esgin’in Nisan 2022’de basında çıkan açıklamalarına göre, bir süredir işletilmediğini bildirdiği Kestelek Bor Madeni’nde var olan çamur havuzunun tamamen dolu olduğu, 2021’de başlanan yeni çamur havuzu (slam barajı) ve derivasyon kanalı inşaatının iki ay içinde tamamlanacağını bildirmektedir. Ancak eğer maden işletilmiyorsa Mustafakemalpaşa Çayı’ndan gelen suyla sulama yapan çiftçinin sudaki bor fazlalığından dolayı şikayetleri bitmesi gerekirdi.
Ancak böyle olmadı. O halde bunun tek bir anlamı vardır. Dolu olduğu bildirilen eski çamur havuzundan Mustafakemalpaşa Çayı’na geçen sızıntı ya da kaçak kanal bulunmaktadır. Bunun başka bir açıklaması olamaz. Dolayısıyla Kestelek Bor Madeni’ne yapılmakta olan yeni çamur havuzu, eski çamur havuzundan dereye karışan borlu sudaki kaçağı kapatmayacaktır.
Bu nedenle derhal sızdırmazlık derecesi çok yüksek, yağmurla birlikte barajdan taşkın tehlikesi olamayan çamur havuzu yapılmalı ve eski havuzdaki çamur ve atık sular bu yeni havuza taşınmalıdır. Maden çalıştırmaya başlandığında dereye bırakılacak suda bilimsel düzeyin üzerinde bor elementine izin vermemek için her türlü önlem alınmalı ve gerekli filtrasyon sistemleri yapılmalıdır. Maden çalışacak diye köylülerin tarlaları susuz bırakılamaz. Köylülerin ürünlerinin zarar görmesi sineye çekilemez. Eğer derelere bilimsel sınırların altında su verilemeyecekse maden bir daha çalıştırılmamalıdır.
Bununla birlikte Kestelek Bor Madeni aracılığıyla devlet eliyle kirletilen Mustafakemalpaşa Çayı’ndaki borlu suyla sulama yapmak zorunda kaldığı için ürünü yanan, verimi düşen ya da kirli suyla sulama yapmaktan çekindiği için ürünü kuruyan üreticinin hasarından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Etimaden sorumludur. Bu sorumlular üreticinin zararını karşılamalıdır”
“CİMER’E BAŞVURDUK ANCAK ÇÖZÜM BULUNAMADI”
Basın açıklamasının ardından bordan olumsuz etkilenen bir tarlada incelemelerde bulunan Bursa Su Kolektifi üyeleri, bu sorun yüzünden ürün kaybı ve maddi zarar gören çiftçilere devletin destek vermesi gerektiğini vurguladı.
Bakırköy Mahalle Muhtarı Kazım Önen ise, Mustafakemalpaşa Sulama Birliği sahası içinde yer alan ve Karacabey’in Bakırköy ile Uluabat Mahalleleri’ndeki çiftçileri yıllardır olumsuz yönde etkileyen sorunu Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne ilettiklerini, ancak olumlu yönde cevap alamadıklarını söyledi.
Yıllardır çözülmeyen bu soruna karşı ciddi önlemler alınmasını isteyen Muhtar Önen, “Adeta zehir salan borlu suya bir an önce çare bulunması gerekiyor. Son yıllarda artarak devam eden ve Bor Madeni’nden kaynaklanan sorun, tarım arazilerimizi adeta yok ediyor. Özetle Kütahya’nın Emet ilçesindeki Eti Madencilik A.Ş.’ye ait BOR madeninin işlemesinde kullanılan su Emet Çayı’na bırakılıyor.
Bu kirli su daha sonra Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesinde bulunan Kirmasti Çayı’na karışıyor. Kirmasti Çayı, ilçemizin en önemli tarımsal üretim merkezlerinden olan Mustafakemalpaşa ve Karacabey’deki çiftçilerimizin tarlalarını suladığı çay. Yıllardır çiftçilerimiz bu bor atıklarının bulunduğu suyu tarlalarında kullanıyor. Sudaki bor atığı topraklarımızı zehirlediği gibi ektiğimiz ürünlerde de verim kaybına yol açıyor. Bölgemizde ekilen başta domates, biber, karpuz, kavun, mısır vb. ürünler söz konusu sudan büyük zararlar görerek biz çiftçilerin maliyetlerini dahi karşılayamayacak duruma getiriyor.
Son yıllarda ülkemizde gıdanın önemi artarak devam etmekteyken bu tip problemler biz çiftçileri derinden yaralıyor ve içinden çıkılamayacak hal alarak maddi ve manevi kayba yol açıyor. Bu sebepten dolayı özellikle bu yıl aşırı bir şekilde yaşanan bu sorun karşısında konunun ivedilikle çözüme kavuşmasını yetkililerden talep ediyoruz” dedi.