İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, Samanlı Mahallesi’ne yapışması planlanan Lojistik Merkezi’nin, Bursa Ovası’nın son değerlerinin de sonunu getireceğini vurgulayarak, “Rant hesaplarıyla yaptığınız bu tecavüzü derhal durdurun” dedi.
Ova Koruma Alanı’nda kalan, aynı zamanda 1. sınıf Tarım Arazisi olan bölgenin ayrıca Taşkın Alanı’nda da bulunduğunun altını çizen Türkoğlu, “Bakanlık ve yerel yönetimler marifetiyle ince hesaplarla yapılan plan değişiklikleriyle, kılıfına uydurulan bir rant oyunuyla daha karşı karşıyayız. Yargı daha önce bu bölgeye hastane yapılmasına dahi izin vermedi. O itirazı yapan Akademik Odaları, bu plan değişikliğinin iptali için de derhal göreve çağırıyoruz” dedi.
“YARGI HASTANEYE ‘HAYIR’ DEDİ”
Başkan Türkoğlu, İYİ Parti Bursa Teşkilatları adına yaptığı konu ile ilgili açıklamada şunları söyledi; “Bugün burada güzelim Bursa Ovası’nın ‘canına nasıl okunduğunun’ trajik bir örneğini yüksek sesle dile getirip tarihe not düşmek için toplanmış bulunuyoruz. Öyle bir trajik öykü ki bu, içinde ne ararsan var. Talan hırsı var, rant oyunları var, kente karşı açık açık işlenen suç var, ihanet var, var oğlu var…
Nasıl mı? Hadi gelin biz yine Hilal’e anlatır gibi anlatalım: Şimdi, bir arazi düşünün. ‘Ova Koruma Alanı’nda olsun. Yetmedi; ‘1.Sınıf Tarım Arazisi’ olsun. O da yetmedi; Bir de ‘Taşkın Alanı’nda bulunsun.
İşte o arazi bu arazi kıymetli dostlar. Burası aslında bir zamanlar bir köy merasıydı. Ne zaman ki ‘Bütünşehir Yasası’ çıktı, Bursa Ovası’nın tam ortasındaki bu kıymetli mera üzerinde rant hesapları başladı.
Köy statüsünden mahalle statüsüne geçen Samanlı sınırları içindeki bu devasa mera, o yıllarda Yıldırım Belediyesi mülkiyetine geçti ancak ilk hamle Büyükşehir’den geldi. Bursa Büyükşehir Belediyesi çevredeki alanları da işin içine katarak bölgeyi ‘Sağlık Alanı’ ilan etti ve Şehir Hastanesi buraya yapılmak istendi.
Bu amaçla yapılan plan tadilatı, Akademik Odalar ve Tabipler Odası’nın itirazı ile açılan davada, İdari Mahkemece iptal edildi. Yargının gerekçesi tabi ki çok netti: Arazi hem Ova Koruma Alanı’nda, hem 1.Sınıf Tarım Arazisi, hem de Taşkın Alanı’nda. Daha ne olsun. Evet buraya kadar her şey normal.
ÖNCE KONUT REZERV ALANI OLDU!
Sevgili Dostlar; Güzelim ovanın tam da orta yerindeki bu bölge için ‘Ali Cengiz Oyunları’. İşte bundan sonra başladı. Büyükşehir Belediyesi bu bölgeye önce ‘Park ve Rekreasyon Alanı’ olarak plan tadilatı yaptı ve bu plana herhangi bir itiraz gelmedi.
22-07-2017 tarihinde bu kez sahneye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çıktı ve İl Müdürlüğü aracılığıyla yüksek yoğunluklu ‘Konut Rezerv Alanı’ olarak plan yaptırdı. Bu yetmedi, Yıldırım Belediyesi’nin, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na yaptığı başvuruyla burası, 25-05-2021 tarihinde ‘Lojistik Tesis Alanı’na çevrildi.
Plan değişikliğine bir de ‘iklim değişikliğine katkısı olur’ notu eklenerek ilginç bir gerekçe sunuldu. Mimarlar Odası bu plana, 02-09-2021 tarihinde, ‘Söz konusu olan plan değişikliğinde, taşkın alanında yapılaşmanın doğru olmadığı tespit edilmiştir’ diyerek Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne itiraz ediyor.
İtirazında bir de somut gerekçe sunuyor. Diyor ki, ‘11-08-2021 tarihinde Batı Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan ve başlıca Kastamonu, Sinop ve Bartın illerinin afet bölgesi ilan edilmesine neden olan sel felaketi göz önüne alınmalıdır’.
Ee sonra ne oluyor? Hiç bir şey olmuyor! İlginç biçimde, nedendir bilinmez, bu itiraz mahkeme aşamasına taşınmıyor. Bu noktada Mimarlar Odamızın mutlaka diyecek bir çift lafı olmalı değil mi? Bunu özellikle bekliyoruz.
Bitti mi? Tabi ki bitmedi! İtiraz, sıradan bir dilekçe misali, dostlar alış verişte görsün türünden sadece kağıt üzerinde kalınca, bölgede süregelen rant oyunları, adeta şeytana pabucunu ters giydirircesine yeniden başladı.
Yıldırım Belediyesi, daha çok gelir elde etme amacıyla bu yeri kat karşılığı ihaleye çıkardı. 10 kadar firma dosya almasına rağmen ihaleye 2 firma girdi ve yüzde 47 ile BAK-YAPI’da kaldı. Yıldırım Belediyesi bir de bonkörlük yaptı ve bölgedeki derenin tüm ıslah maliyetini üstlendiğini taahhüt etti? Ki bu yüzde 47’lik pay, tam 2,5 kilometrelik alanda yapılacak ıslah maliyetini asla karşılayamıyor. Üstelik yıllardır Samanlı Mahallesi sakinleri için yapmayı düşünmediğiniz dere ıslahı, Lojistik Merkezi olunca mı aklınıza geldi? Siz hangi akla veya kime hizmet ediyorsunuz?
Sözün özü; İlmek ilmek örülen rant kurgusu maalesef gözlerimizin önünde tıkır tıkır işledi. Peki sonuç? Toplam 183.300 metrekare arsa üzerinde tam 107.884 metrekarelik kapalı alan inşaatı için kollar çoktan sıvanıp, ince ince hesap edilen rant oyunları için eller ovuşturulmaya başlandı bile.
Şu rezalete bakar mısınız? Yargının, sağlık tesisine dahi müsaade etmediği ova koruma alanındaki bu yere, bakanlık da müdahil edilerek türlü türlü plan oyunlarıyla ihaleler açılıp, binalar kondurulmaya çalışılıyor.
TECAVÜZ PLANI’NA DUR DEYİN!
Lafı hiç eğip bükmeden söyleyelim. Bunun adı zaten büyük çoğunluğu katledilen Bursa Ovasının, elde kalan son yeşil alanlarına da resmen tecavüz etmektir. Dahası; Bu tecavüzle, emsal uygulamalar oluşturarak, Bursa Ovası’nın tamamını ranta açmak ve tümden yok olmasına neden olmak ve altında siyasi partiler dahil tüm kurum ve kuruluşların imzası bulunan Ova Koruma Protokolü’nü hiçe saymaktır.
Şimdi çıkıp diyecekler ki; Efendim işte plan tadilat belgemiz, işte yapı ruhsatımız ve işte bütün resmî belgelerimiz. Biz de diyeceğiz ki; Belgeleriniz de, resmiyetiniz de yerin dibine batsın!
Rant oyunlarınızı istediğiniz kadar imzalatıp mühürletin, belgelendirip kendinizi aklamaya çalışın. Tanımıyoruz, asla da kabul etmiyoruz. Ayrıca hem bu dünyada hem de ahirette, hem vallahi hem billahi iki elimiz de yakanızda diyoruz.
Bir çift sözümüz de, bu şehre olan tarihi sorumluluklarını yerine getirdiklerine olan inancımızı koruduğumuz, elbette ki Akademik Odalara. Özellikle de İnşaat Mühendisleri Odası’na, Mimarlar Odası’na ve Şehir Plancıları Odası’na sesleniyoruz.
Yıllar önce yaptığınız itiraz ile hastane yapılmasını engelleyen yargı, şimdi de sizden lojistik merkezi yapılmasına set çekecek, acilen yürütmeyi durduracak başvurunuzu bekliyor. Bursalılar adına biz de buradan yüksek sesle soruyoruz; Siz daha neyi bekliyorsunuz?”