CHP’li Vekiller, AK Parti’nin bilerek ve isteyerek çiftçiyi üretimden uzaklaştıran politikalar uyguladığını iddia etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, “Üretim istemeyen, adeta üretmeye karşı olan bir iktidarla karşı karşıyayız” derken, CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal da, “AKP iktidarı üretim yerine ithalatı tercih ettiği için ülke tarımımız ve hayvancılığımız bu durumda” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın ile Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, ‘Tarımın Sorunları ve Çözüm Önerileri’ konulu bir toplantı için Karacabey’de üreticilerle buluştu. CHP Karacabey İlçe Başkanlığı’nca düzenlenen toplantı, Ticaret Borsası Salonu’nda gerçekleştirildi. Tarım ve hayvancılığın detaylı bir şekilde ele alındığı toplantıda dikkat çeken mesajlar verildi.
CHP Bursa Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Erkan Aydın ve Prof. Dr. Yüksel Özkan’ın yanı sıra toplantıya İYİ Parti İlçe Başkanı Fatih Karabatı, DEVA Partisi İlçe Başkanı Şaban Önen, Karacabey Ziraat Odası Başkanı Erhan Erdem, siyasiler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar ve çok sayıda üretici katıldı.
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren CHP İlçe Başkanı Gönül Avil, çiftçinin kazanması halinde ülkenin kalkınabileceğini vurguladı. Avil, “Annelerimiz, babalarımız, büyüklerimiz ve öğretmenlerimizden sonra eli öpülesi olanlar siz üreten çiftçilerimizsiniz. Sizler varsanız bizler de varız. Yaşasın kendi kendine yeten tam bağımsız Türkiye” diye konuştu.
“BUNLAR ‘ADALET VE KALKINMA’ DİYE GELDİLER AMA ‘ADALETSİZ VE KALKINMA İSTEMEYEN PARTİ’ OLDUKLARINI GÖSTERDİLER”
AK Parti iktidarının yanlış tarım politikaları yüzünden her zaman çiftçiye bedel ödetildiğini ileri süren CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, üretenin cezalandırıldığı bir yönetim anlayışıyla karşı karşıya olduklarını söyledi. Akın, “Bir zamanlar ülkemiz kendi kendine yeten bir ülkeydi. Ancak AKP ile birlikte bu durum yok oldu. Üstüne her bedeli de çiftçiye ödeten bir yönetim zihniyeti sayesinde tarım ve hayvancılığımız büyük tehlike içindedir. Tarım ve hayvancılıkta maliyetler her geçen gün artarken, üretim nasıl olacak?
Dolar düştü ama fiyatlar düşmüyor. Bu çiftçiye hakarettir. Bu çiftçiye, ‘üretme’ demektir. Üretim istemeyen, adeta üretmeye karşı olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Aklımızla dalga geçiyorlar. Bir Tarım Bakanı var ki, sanki ülke tarımını bitirmek için göreve getirilmiş. Bu ülkenin en büyük sıkıntısı AKP’dir. Bu ülkenin en büyük sorunu AKP’dir. Her ülke tarım ve hayvancılığına ciddi destekler verirken, AKP iktidarı çiftçisini borç batağına sürükledi. Bunlar ‘Adalet ve Kalkınma’ diye geldiler ama ‘Adaletsiz ve Kalkınma İstemeyen Parti’ olduklarını gösterdiler. Ama onlar da çok iyi biliyor ki, ilk seçimde bu millet onları sandığa gömecek.
CHP iktidarında tarım ve hayvancılıktaki tüm sorunlar tek tek çözülecek. Her şeyden önce tarımsal desteklemeler arttırılacak. Yine tarımsal destekleme araçlarından vergi kesilmeyecek. Çiftçinin traktörü, tarlası haczedilmeyecek. Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası çiftçi lehine yeniden yapılandırılacak. Çiftçi borçlarının faizleri silinecek. Planlı ve programlı bir tarım politikası uygulanacak. Herkes ne ekeceğini ve ne kazacağını bilecek. Ürünler devlet tarafından desteklenecek. Bize güvenin ve inanın. İktidara geldiğimizde göreceksiniz Türkiye her alanda kalkınan bir ülke konumuna gelecek” ifadelerine yer verdi.
“TÜRK TARIMINI VE HAYVANCILIĞI YOK ETMEK İSTİYORLAR ANCAK İZİN VERMEYECEĞİZ”
Karacabey ve bölge tarımının yakından tanıdığı, her daim sahada olan, sürekli vatandaşla ve üreticiyle bir arada bulunan CHP’nin Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, TÜİK verileri doğrultusunda ülke tarımının ve hayvancılığının son 19 yılda geldiği durumu anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Ülke tarımının bilinçli politikalarla bitirilmek istendiğini iddia eden Sarıbal, özellikle 1980 sonrasındaki uygulamalarla bunun net bir şekilde görüldüğünü vurguladı.
1920’deki Atatürk Türkiye’sinin kalkınmayı tarımdan başlattığına dikkat çeken Orhan Sarıbal, “Karnı aç olan, tenceresi kaynamayan bir insanın ülkesi de olmaz. 1980 sonrasında devlet, tarımdan yavaş yavaş çekilmeye başladı ve şirketler ortaya çıktı. Serbest piyasa düzeni adı altında Türkiye tarımını bitirecek hamleler yapıldı ve halen de devam ediyorlar. Bunları tek tek planladılar. Köyden kentte göç arttı, çiftçi üretmekten vazgeçer hale geldi. Kapitalizm demek, köylüyü topraktan uzaklaştırma politikası demektir.
Çiftçi perişansa bir ülkedeki tüm insanlar perişandır. Çiftçi kazanamazsa kimse kazanamaz. Ama maalesef ülkemiz tarımı, son 19 yılda yüzde 50 oranında değer kaybetti. Şuan Türkiye, dünyada en yüksek enflasyona sahip ilk 10 ülke arasındadır. 19 yılda 2 milyon 780 bin çiftçiden, 780 bini tarımı ve üretimi bıraktı. 2002’den bu yana bu ülkede 34 milyon dönüm arazi tarımdan çıktı, yani artık ekilmiyor. Hayvancılığın özü ottur, yemdir.
2002’de 146 milyon dönüm olan mera arazisi, son 19 yılda hep aynı kalmış. TÜİK verilerine bakar mısınız! Sanki hiç mera kaybı olmamış! Ama sadece Karacabey’de binlerce dönüm mera arazisi bu Büyükşehir Yasası nedeniyle tek tek satılmadı mı? Yüzde 91 oranında meramız verimsiz. Mera ıslah çalışmaları çok yetersiz. Tarım ve hayvancılığın tek kurtuluşu küçük çiftçilerdir.
2002 yılında çiftçinin bankalara olan toplam borcu 2.4 milyar TL’ydi. Şimdi bu borç, 780 bin çiftçinin tarımı bırakmasına rağmen 155 milyar TL’ye yükseldi. Ülke çiftçisi tam 65 kat borçlandı. Tabii bunlara Tarım Kredi, elektrik, mazot vs gibi borçlar daha eklenmedi. Yaklaşık şuan çiftçinin borcu 200 milyar TL civarındadır.
Bir kanun çıkardılar ve tarıma verilen destekler gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 1’nin altında olamaz dediler. Ancak kendi çıkardıkları kanunu bile uygulamıyorlar. Çiftçinin devletten 276 milyar TL alacağı var. Bu hükümet tamamen zengini korumak ve kurtarmak için kararlar alıyor. Çiftçiyi ve esnafı kesinlikle düşündükleri yok.
Tarımsal girdilerdeki yüksek artışlara ‘dur’ demiyorlar. Bunu bilerek ve isteyerek yapıyorlar. Çiftçinin tek derdi ürettiğinden kazanmaktır. Ama AKP iktidarı üretim yerine ithalatı tercih ettiği için ülke tarımımız ve hayvancılığımız bu durumda. Ben her şeye rağmen, bu vahşi düzende rekabet gücünü hala gösteren siz çiftçilerimize yürekten teşekkür ediyorum.
CHP iktidara geldiğinde; üretim planlaması yapılarak kaynakları en iyi şekilde kullanacağız. CHP iktidarında çiftçi çok kazanacak. Topraklarımızı koruyacağız, tarım arazileri başka alanlara kesinlikle feda edilmeyecek. Tarımsal girdiler desteklenecek. Tarım politikalarına devletçi model uygulayacağız ve her daim çiftçiyi ve üreticiyi koruyacağız. Su kaynaklarımız çok önemli. Su kaynaklarımızı heba etmeyeceğiz. Tüm meralar ıslah edilecek ve yem kaynaklarını bu topraklarda üreteceğiz. Yerel tohumlar ıslah edilecek, tohumu yabancı şirketler değil biz üreteceğiz.
Büyük şirketlere çalışma devri kapanacak. Tarımda kooperatifleşme anlayışını güçlendireceğiz. Küçük çiftçi mutlaka tarımın içinde olacak ve desteklenecek. Son 19 yılda bu ülke tam 123 milyar TL ithalata para harcamış. Bu parayı kendi çiftçisine vermiş olsa ne olurdu hiç düşündünüz mü? Bizim ülkemiz kendi kendine çok rahat yetebilecek bir ülkedir. Devletin görevi de aslında budur. Bir ülkede tarım öncelikli olmazsa, o ülke var olamaz. İşte CHP iktidar olduğunda tercihini çiftçiden ve üretimden yana kullanacaktır. Onlar Türk tarımını ve hayvancılığını yok etmek istiyorlar ancak buna izin vermeyeceğiz” şeklinde sözlerini noktaladı.