CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Mayıs ayından beri ülkenin farklı illerinde yaşanan doğal afetler için “Yaşadığımız doğal afetler tarımsal üretimi ciddi zarar verdi. Bunun faturası hem üreticiye hem tüketiciye ağır olacak” dedi.
CHP Tarım Politikaları ve Tarım Örgütlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, dolu ve aşırı yağışların yarattığı tahribatı yerinde görmek için Karacabey’i ziyaret etti.
KAYIP BÜYÜK
Karacabey’deki dolu ve aşırı yağış sonrası oluşan su baskınlarının üretim alanlarında zarar verdiğini kaydeden Sarıbal, yaptığı temaslarla ilgili şu bilgileri verdi: “23 Haziran günü öğlen saatlerinde başlayıp bütün gün devam eden aşırı yağış, dolu, rüzgâr Karacabey’in Beylik, Ovaesemen, Hamidiye, Sazlıca ve Sarıbey mahallelerinde ürünler ciddi zarar gördü. Beylik ve Ovaesemen mahallelerinde dolunun etkisi görülürken Hamidiye, Sazlıca ve Sarıbay mahallelerinde aşırı yağış meydana gelmiş. Özellikle dolunun olduğu yerlerde domates başta olmak üzere mısır, biber, buğday, karpuz, ayva, armut gibi ürünler zarar görmüş. Aşırı yağmurlar sonrası tarlalar su altında kalmış.
CHP Karacabey İlçe Başkanı Gönül Avil ve İlçe Örgütünden arkadaşlarımızla birlikte Ziraat Odası Başkanı Erhan Erdem ziyaret ederek bilgi aldık. Yaklaşık 4 bin dekar alanda zarar oluştuğunu, çiftçinin çok zor durumda kaldığını söyledi.
Daha sonra Beylik Mahallesi Muhtarı Levent Çınar ziyaret ettik. Doludan en fazla zarar gören köyün kendi köyleri olduğunu söyledi. Daha sonra zarar gören alanları gezdik. 1000 dekar alanda zarar olduğu söylendi. Domateslerde çok büyük zarar olduğunu gördük. Yeni çiçek açmış olanlar var, ürün vermeye başlamış olanlar var. Bunların hepsi zarar görmüş. Dallar yerlere düşmüş. Biber ve mısır tarlalarında da ciddi zarar oluşmuş durumda. Su baskını olan yerlerdeyse bir kısım ürün tamamen yok olacak.
Ürününü sigorta yapanların oranı çok düşük. Dolayısıyla büyük bir mağduriyet yaşıyorlar. Konuştuğumuz çiftçiler domatesin dekar başına 4 bin-4 bin 500 TL masrafı olduğunu söylediler. Verimin nasıl olacağını bilmiyorlar ve yeniden diktemin de zor olduğunu ifade ettiler. Domateslerde %30 ile %100 arasında var. Borçları var. İlaç almışlar, gübre almışlar, fide ekimi borçları, damla sulama borçları duruyor. Onun için de ciddi bir desteğe ihtiyaçları var.
ÇİFTÇİ YALNIZ BIRAKILMAMALI
Ardından Ovaesemen Mahallesini ziyaret ederek Muhtar Ersin Ayyıldız’dan bilgi alıp üreticilerimizin sorunlarını dinledik. Beylik’teki sorunların benzeri Ovaesemen’de de yaşanmış. Ziyaret ettiğimiz iki köyde de muhtarlar dolu ve sel zararının yanı sıra bu yıl domateslerde görülen hastalıklardan da şikayet ettiler. Çok sayıda üreticinin domates tarlasını bozup başka ürün ekmeye yöneldiğini söylediler. Bu durum maliyetleri daha da arttırmış durumda. Dekar başına 4000–4.500 hatta 5000 TL’ye kadar maliyet olduğunu söylüyorlar.
Buradaki üreticilerimiz sözleşmeli tarım yapıyorlar. Şimdi yaşanan bu afetlerden sonra durumları daha da ağırlaştı. Sözleşmeli ekim yapıldığı için dava konusu olabilirler. Tarım Bakanlığının, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün bu konuda ciddi bir çalışma ve tespit yapmaları, çiftçiyi kaderine terk etmemeleri gerekiyor. Üreticiyi şirketlerle muhatap bırakmamalı, fide firmaları da bu konuda gerekli çalışmaları yapmadılar. Bu da önemli bir sorun”
AĞIR FATURA
Doğal afetlerin öncelikle üretici olmak üzere herkese ağır bir fatura çıkaracağını belirten Sarıbal, şunları söyledi: “15 Mayıs 2020 tarihinden bugüne ülkemizin bütün bölgelerinde ve şimdiye kadar 63 ilde ki bu her hafta artıyor, doğal afetler yaşandı. O tarihten bu yana ani ve aşırı sıcaklar ve sonrasında nemi kurutan poyraz, aşırı yağmur, dolu, don, fırtına gibi doğal afetler insanlarımızın yaşamını olumsuz etkilerken, tarımsal üretime ise büyük bir zarar verdi.
15 Mayıs 2020 tarihinden sonra yaşanan doğal afetlerin zararlarını tespit etmek için Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun talebiyle, CHP’li milletvekillerinden oluşan heyetler Haziran’ın ilk haftası 23 ilde araştırma yaptı. O heyetlerin içinde yer alan biri olarak şunu gördüm, zarar gören alanlarındaki üretim kaybı çok büyük. Bazı alanlardaki ürün %80’lere %90’lara hatta %100’lere ulaştı. CHP’li milletvekili arkadaşlarımla inceleme ziyaretlerine başladığımızda 47 ilde afet yaşanmıştı. Bugüne kadar bu sayı 63’e çıktı.
Ülkemizde yaşanan doğal afetlerden Bursa çok daha ağır şekilde etkilendi. Bursa’daki doğal afetlerden sadece ürün kaybı yaşanmadı maalesef can kaybı da oldu. Hafta başında Kestel’deki aşırı yağışlardan 5 vatandaşımızı kaybettik. 1 kişi ise halen kayıp. Doğal afetler sonrası çok ağır bir tablo oluşmuş durumda”
ÜRETİCİ KORUMASIZ
Üreticinin çok ciddi kayıp yaşadığını ancak yasal olarak korumasız olduğu belirten Orhan Sarıbal, “Üreticiyi koruyacak yasal bir mevzuat yok. TARSİM diye bir tarım sigorta havuzu var o da özellikle bu yıl yaşanan çok sayıda afeti kapsamına almıyor. Zaten zararları karşılamakta yetersiz olduğu için üreticiler TARSİM yapmak istemiyor. Doğal afetlerden çiftçiyi korumak için 1977’de çıkarılan 2090 sayılı yasa ve ona bağlı 2006 yılında çıkarılan yönetmelik var ama o da çok yetersiz. Adeta ‘çiftçiye nasıl ödeme yapılmaz’ diye yönetmelik yapmışlar. TARSİM ve 2090 sayılı yasa derdine deva olmaktan çok uzak. Oysa çiftçi bir yıllık emeğini dolayısıyla bir yıllık gelirini kaybetti. Ama bazı ürünler örneği narenciye ve diğer meyve bahçeleri için masraf yapmaya devam edecek.
Elbette bunun tüketiciye de olumsuz etkileri olacak. Çok daha pahalı ürün yiyeceğiz. Zaten her alanda ithalatçı bir ülkeyiz. Tahminime göre ürünlerde rekolte düşüklükleri nedeniyle ithalata da daha fazla para ödeyeceğiz. Ama her şeye rağmen sorunlar çözülebilir. Yeter ki ülkemizden toprağımızdan insanımızdan çiftçimizden yana sağlıklı bir tarım politikası ortaya koyalım”
DOĞA İLE DOST OLMALIYIZ
Daha sık görülmeye başlanan doğal afetler için de değerlendirmede bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sarıbal, küresel ısınma ve iklim değişikliği sonrası doğal afetlerin artık hayatımızın bir parçası olduğunu belirtti. Uzmanların yıllardır bu konuda uyarılarda bulunduğunu ama yeterince ciddiye alınmadığını hatırlatan ama Sarıbal, ülkelerin bunu göre politikalar oluşturması gerektiğini belirtti. Sarıbal, “Doğal afetler kader değil, insanın doğaya verdiği zararın bir sonucu. Bununla yaşamayı öğrenmemiz gerek. Doğa ile mücadele değil, uyum içinde yaşamanın yolunu bulmamız gerek” dedi.