Günümüzde dijitalleşme, gözlerde farklı birtakım sorunları da beraberinde getirdi. Tüm dünyanın hızla adapte olduğu, tüm bilgi, ticaret ve sosyalleşmenin dijital ortamda yaşandığı bu çağda gözler doğal yapısının dışında bir etkileşimin içinde. İnsan gözünün doğal odak uzaklığı uzak mesafe iken, dijitalleşmeyle birlikte görme gereksinimleri bu yeni duruma uyum sağlama adına değişimler geçirdi.
İş, sosyal yaşam, iletişim, etkileşim, eğlence, haber ve günlük araştırmalar dijital dünyayı içine alan akıllı telefon, tablet ve gittikçe küçülen, fonksiyonları artırılan diz üstü ve masa üstü bilgisayarların içinde, parmaklarımızın ucunda. Özellikle daha çok evde olduğumuz, tüm iletişimi akıllı telefonlar ve uygulamalar üzerinden kurduğumuz, işleri bilgisayar, tablet ve telefonlarla yürüttüğümüz bugünlerde gözleriniz kızarıyor, kuruyor, bulanıklaşıyor, omuz ve sırt ağrıları gibi sorunlar yaşıyorsunuz.
Bu süreçten gözler nasıl etkileniyor? Gözleri korumak için neler yapılmalı? Dijitalleşen dünyaya gözler hazır mı?
Günümüzde hayatın vazgeçilmezi oldu akıllı telefon, tablet ve bilgisayarlar. İşimiz telefon, tablet ve çeşitli uygulamalar sayesinde fiziki olarak ofiste bulunmaya gerek kalmaksızın mobil hale geldi. Bilgiye erişim kolaylaştı. Çeşitli uygulamalarla iletişim ve etkileşim akıllı telefonlar üzerinden daha da yoğunlaştı. Sosyal medya kullanımı günün büyük bir bölümünü kapladı. Film ve diziler dijital platformlardan izlenmeye başladı, hatta dijital platformlara özel film ve diziler gündem oluyor. Her yaştan insana özel geliştirilen oyunlar milyonlarca indirilme oranlarına ulaşıyor. Tüm bu dijital dünyaya gözlerin adaptasyonu doğal bir akış içinde gerçekleşmiyor. Telefon, tablet ve bilgisayar karşısında geçirilen süre arttıkça dijital ekran kullanımına bağlı gelişen semptomlarda artmaya başladı. Dijitalleşme ile literatüre yeni bir kavram girdi: ‘Dijital Göz Yorgunluğu’
Modern dünyada dijitalleşme sonucunda ortaya çıkan ‘Dijital Göz Yorgunluğu’ nedir? ‘Dijital Göz Yorgunluğu’ gerçekten bir toplum sorunu mudur?
‘Dijital Göz Yorgunluğu’, dijital ekranlara 2 saat veya daha fazla süre bakmaktan kaynaklı olarak hissedilen ve yaşam konforunu olumsuz etkileyen göz yorgunluğu olarak tanımlanıyor. Akıllı telefon ve tabletler diğer ekranlara göre normal okuma mesafesinden daha yakın görüntüleme mesafelerine (20-30cm) sahip. Küçük yazı boyutları, yakına bakıldığında gözlerin birbirine yaklaşmasıyla, buna uyum sağlamak (akomodasyon ve konverjans) için daha yüksek yakından-yakına geçiş eylemi ve uzun süre yakın mesafe aktiviteleri ‘Dijital Göz Yorgunluğu‘nu oluşturuyor.
Bulanık görüş, gözlerde batma, sulanma, çift görme, ışık hassasiyeti, yorgunluk, kuruluk, gece görüş zorluğu ve kaşıntı gibi semptomlar oluşturan ‘Dijital Göz Yorgunluğu’ baş, boyun, sırt ve omurga ağrıları gibi ekstraoküler ve oküler sorunlara sebep olarak yaşam konforunu olumsuz etkiliyor. Dünya çapında 60 milyona yakın kişiyi etkileyebilen bu sendrom, artık bir toplum sorunu haline gelmiş durumunda. Dijital cihaz kullanım saati bir günde 3 saatten 9 saate çıktı. Yapılan araştırmalara göre dijital cihaz kullanımı bir günde 3 saatten 9 saate, akıllı telefon üzerinden giderek artan ortalama dijital medya kullanımı ise 5 yılda ikiye katlanarak 3 saatten 6 saate çıktı.
Baş, boyun, omurga ağrılarının sebebi göz problemleri olabilir
“Ekranlar giderek küçüldüğü için normal okuma mesafesinden daha yakın görüntüleme mesafeleri hayatımıza girdi. Gözlerde yakından-yakına geçişler başladı ve uzun süre yakın mesafe aktiviteleri nedeniyle artan yorgunluk belirtileri baş gösterdi” diyen Seiko Optik Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Faruk Ulusoy, “Gözlerin tüm bu dijital dünyaya adaptasyonu doğal bir akış içinde gerçekleşmiyor. Dijital ekranlardan yayılan mavi ışığın göze zarar vermesini ve gözde kuruluğu önlemek ve akomodasyona destek olmak açısından özellikle yoğun dijital kullanıma maruz kalanların herhangi bir kırma kusuru bulunmasa da gözlük kullanması son derece önemli. Normalde dakikada 25 kez gözlerimizi kırpıyoruz. Dijital cihazlara sürekli odaklanarak bakıldığında bu sayı dakikada 10’un altına, hatta dikkatli bakıldığında 5-6’ya kadar düşebiliyor. Bu da gözlerin kurumasına ve gerekli nemi sağlayamamasına neden oluyor. Dijital ekranlar karşısında geçirilen uzun saatler bulanık görüş, gözlerde batma, sulanma, çift görme, ışık hassasiyeti, gözlerde yorgunluk, kuruluk, kaşıntı gibi semptomların yanı sıra baş, boyun, omurga ağrılarına sebep olarak yaşam konforunu da olumsuz etkiliyor. Dijitalleşmenin yarattığı problemlerin farkında olan Seiko Optik, günümüz dijital dünyasına çözüm olarak geliştirdiği SmartZoom SuperResistantBlue (SRB kaplama) ile daha uzun saatler bilgisayar ve ekranlar karşısında rahatlıkla ve herhangi bir semptoma maruz kalmadan çalışılmasına olanak sağlıyor” dedi. Ulusoy, yaşam konforunun artırılması açısından özellikle daha çok evde olduğumuz ve dijital ekranlar karşısında uzun saatler geçirdiğimiz bu günlerde göz sağlığına dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, “Bu sürecin sonunda göz muayenelerini atlamayın” şeklinde uyardı.
Dijital Göz Yorgunluğu iş gücü kaybına sebep oluyor
Yoğun dijital ekran kullananların birçoğu gözlerde yorgunluk, yanma, kızarıklık, kuruluk, kaşıntı, sulanma, bulanık veya bazen çift görme, nesnelerin etrafında hareler görme gibi oküler semptomların yanı sıra duruş bozukluğu, baş ağrısı, omuzda ve sırtta ağrı ile konsantrasyonda azalma gibi ekstraoküler şikâyetler yaşamaktadır. Görmede yaşanan bu semptomlar vücut ve mental yorgunluk yaratarak işgücü kayıplarına neden olmaktadır. Yapılan çalışmalar bu durumun iş yaşamındaki üretkenliği %40’a kadar azaltabileceği yönündedir.
Yoğun dijital cihaz kullanımı çocukların göz sağlını tehdit ediyor
Yeni nesil çocuklar doğal olarak dijital dünyaya doğuyor. Bir önceki nesile göre çok daha fazla dijital cihaz kullanıyor. Hatta eğitimleri bile dijital olarak görüyor. Oyunlarla bilgisayar, tablet ve telefonlarda çok fazla zaman geçiriyor. Çocukların %65‘e yakını günde 2,%33‘e yakını 3 saatten fazla dijital cihaz kullanıyor. Dijital ekranlarda aşırı zaman geçiren çocuklarda miyopi, astigmat, alerji, kirpik dibi iltihabı ve göz kuruluğu gibi rahatsızlıkların oluşma riski oldukça yüksek. Bunun yanı sıra çift görme, bulanıklık, göz yorgunluğu gibi etkiler öğrenme güçlüğü ve konsantrasyonda azalma gibi problemler yaratacağından ebeveynlerin dikkatli olması çok önemli. Görme duyusu çocukluk döneminde öğrenilen bilgilerin %80’den fazlasının algılanmasına yardım ediyor. Bu açıdan çocukların düzenli göz muayenelerinin yaptırılması, farklı aktiviteler ile çocukların dijital odaklardan uzaklaştırılması ve belirli aralıklarla gözlerin dinlendirilmesi oldukça önemli. Burada çocuğun da bilinçli yaklaşım sergileyebilmesi ve kendini koruyabilmesi açısından bilgilendirilmesi de çözümün en önemli parçası olacaktır. Çocuğa bunun bir dayatma olmadığı, sağlığı için bir gereklilik olduğu duygusu ve sorumluluğu verilmeli.
Bu adımları atarak yaşanan şikayetler minimize edilebilir
*Kırma kusurları, özellikle mavi ışıktan kaynaklı ağrılar ve yakından yakına geçişlerin olumsuz etkilerini azaltmak için gözlük kullanılmalı.
*20 dakikada bir yaklaşık 20 saniye boyunca gözleri 20 feet (yaklaşık 6 metre) uzağa odaklayarak dinlendirmeli.
*TV ve bilgisayar ekranları ile minimum 50 cm mesafesi korunmalı. Duruş pozisyonunu korunarak dik oturulmalı.
*Ekran parlaklığı gözleri rahatsız etmeyecek şekilde ve ortam ışığına göre ayarlanmalı. Yansımaları azaltan ekran veya ekran koruyucular kullanılmalı.
*Üst kapağın dinlenmesi, gözyaşı ile gözün nemlenmesi ve temizlenmesi, kornea yüzeyinin kayganlaşarak net ve berrak görüşün sağlanması için düzenli olarak gözler sık sık kırpıştırılmalı.
*Her iki saatlik çalışmadan sonra yaklaşık 10 dakika kalkıp dolaşılmalı.
*Rutin göz muayeneleri aksatılmamalı, şikayetler yaşandığı taktirde gerekli merkezlere müracaat edilmeli.
*Gerekirse hatırlatıcı alarm kurulmalı ya da uygulamalardan ekran kullanım süresi takip edilmelidir.