Bursa Teknik Üniversitesi Rektörlüğü, geçtiğimiz hafta İstanbul-Silivri’de yaşanan 5.7’lik depremin ardından Marmara Bölgesi ile ilgili dikkat çeken bir açıklama yayınladı. Marmara Denizi Havzası’nda 26 Eylül 2019 saat 13.59’da meydana gelen 5.7 yerel büyüklüğündeki depremin Bursa’da da etkili bir şekilde hissedildiği belirtilirken, şu bilgilere yer verildi:
“Bursa Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi’mize deprem sonrası pek çok soru yöneltilmiştir. Bu bağlamda bir açıklama yapma ihtiyacı duyulmuştur.
Kuzey Anadolu Fayı’nın Silivri’nin doğusunda kalan parçası 1766 yılındaki büyük depremden beri kırılmamıştır. Kırılmayan bu fayın 7 ve üzeri büyüklüğünde bir deprem üretebileceği (17 Ağustos 1999 Depremi’nin büyüklüğüne benzer) bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştur. Bu olası depremden, başta Marmara Denizi kıyılarındaki ve kıyıya yakın bölgelerdeki yapıların, değişen tasarım ve imalat özellikleri ile zemin koşullarına bağlı olarak etkileneceği öngörülmektedir.
Bursa’mız, yukarıda bahsedilen Marmara Denizi havzasındaki fay sisteminden etkileneceği gibi farklı fay mekanizmalarının da etkisi altındadır. Bursa ili son büyük depremini 1855 yılında yaşamıştır. 28 Şubat 1855’de 10 şiddetinde ve yaklaşık olarak 7.1 büyüklüğünde ana deprem ve 11 Nisan 1855’de 9 şiddetinde ve yaklaşık 6.3 büyüklüğünde artçı deprem gerçekleşmiştir (Ambraseys, 2000). Bir yerde büyük bir depremin tekrar etmesi için yüzyıllar geçmesi gerekir ki 1855 yılından bu yana yaklaşık 165 yıl geçmiştir.
Bursa’yı etkileyen tarihi depremler ve etkilediği yerler
Marmara Denizi Bölgesi’nde meydana gelen depremlerin yeri ve büyüklüğüne ait yazılı belgeler Milattan Sonra 1. Yüzyıla dayanmaktadır. Bu belgelerde Bursa’nın MS 32 yılında gerçekleşen (Ambraseys, N., 2002) ve günümüze kadar tekrar eden pek çok yer sarsıntısına maruz kaldığı ve bu sarsıntılarda maddi hasar ve can kaybı meydana geldiği belirtilmektedir. Bu depremler, Uludağ’ın kuzey eteklerini içine alan, doğuda Kestel’den batıda Karacabey-Mustafakemalpaşa’ya kadar uzanan geniş bir alanı etkilemiştir. 1855 yılında gerçekleşen ana ve artçı sarsıntılardan dolayı oluşan tahribat doğuda Kestel’den batıda Uluabat Gölü’nün güneyine ve Karacabey’e kadar uzanır.
Bursa’nın zemin problemine tarihte düşülen notlar
Bursa’yı etkileyen bir diğer tarihi deprem 1850 yılında Marmara Bölgesi’nde gerçekleşmiştir. Merkez üssü bilinmeyen 6.1 büyüklüğündeki bu deprem Kütahya’dan İstanbul’a kadar hissedilmiştir. Uluabat Köyü’nün ağır hasar gördüğü, Mustafakemalpaşa’da pek çok evin devrildiği, yerdeki açıklıklardan su ve toprağın fışkırdığı, yer yüzeyine aktığı belirtilmiştir (Ambraseys, N., 2002). 1970 yılında Bursa’nın 135 km güneyinde, Kütahya-Gediz’de meydana gelen depremde ise Bursa ovasının muhtemel zemin probleminden dolayı inşaatı devam etmekte olan bir otomobil fabrikasının garaj ve boya atölyeleri yıkılmıştır (Tezcan, S. S., & Ipek, M., 1972). 1850 ve 1970 yıllarında yaşanan bu iki olay, sırasıyla zeminin sıvılaşmasına ve deprem dalgaları üzerindeki zemin büyütme etkisine işaret etmektedir.
Deprem öncesi yapılması gerekenler
Vatandaşlarımızın imkan dahilinde mühendislik hizmeti almış yapılarda yaşaması, güvenliğinden kuşku duyulan yapıların güvenliğinin test ve analizlerle tespit edilmesi gereklidir. Bu tespitlerin sonucuna göre de gerek duyulması halinde yapıların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden inşası gerekmektedir. Vatandaşlarımızı ayrıca AFAD web sayfasında sunulan bilgiler dahilinde https://afadem.afad.gov.tr/tr/18128/Afete-Hazir-Turkiye depreme hazırlık konularında bilgi edinmelerinde fayda vardır.
İlimizde, başta deprem sonrası kullanılması öncelikli binaların (Hastaneler, sağlık ocakları, itfaiye bina ve tesisleri, PTT ve diğer haberleşme tesisleri, ulaşım istasyonları ve terminalleri, enerji üretimi ve dağıtım tesisleri, vilayet, kaymakamlık ve belediye yönetim binaları, ilk yardım ve afet planlama istasyonları, okullar, eğitim binaları, yurt binaları, yatakhaneler, askeri kışlalar, cezaevleri, müzeler, toksik patlayıcı ve parlayıcı özelliği olan maddelerin bulunduğu binalar) daha önce gözden geçirilmemişse teknik incelemesinin yapılması gereklidir.
Bursa Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezimiz (http://deprem.btu.edu.tr/index.php) Bursa ve diğer illerde yapı güvenilirliğinin değerlendirilmesi, yapı ve zemin güçlendirilmesi alanlarında faaliyet göstermektedir ve sahip olduğu birikimle teknik hizmet ve destek vermeye hazırdır”
KARACABEY DEPREME NE KADAR HAZIR?
İşte her deprem sonrası aklımıza gelen başlıca soruları, İlçe Kaymakamı Yusuf Gökhan Yolcu ve konunun diğer muhataplarına soruyoruz!
1) İlçenin tüm giriş çıkışlarında bulunan; a)Canbalı, b) Hanife, c) Karadere, d) Taşlık, e) Harmanlı, f) Hayırlar Köprüleri olası depremlere ne kadar dayanıklı? Testleri yapılıp, zayıf olanlara güçlendirme yapıldı mı?
2) Başta Devlet Hastanesi ve Sağlık Ocakları olmak üzere kamu binaları test edildi mi? Durumları nedir?
3) Toplanma Merkezleri nereler? Bu merkezleri çevreleyen binalar depreme dayanıklı mı?
4) AFAD, Sivil Savunma, Belediye, 112 Acil, Polis ve Jandarma teşkilatlarının organize veya bağımsız acil eylem planları var mıdır? Bunlar nelerdir?
5) Tedaş, Telekom, Buski ve Ovagazın acil eylem planları var mıdır? Varsa nelerdir?
6) Olası bir afet anında asayiş nasıl sağlanacaktır. Jandarma ve Emniyetin afet senaryosuna göre asayiş önlem planları var mıdır? Varsa nelerdir?
7) Uzmanlarca belirlenecek yaş haddine göre belli yaşın üstündeki tüm binalara belediyemizce deprem testleri yapılamaz mı? Bu testler hizmet tedarikçisi firmalarca değil de belediye bünyesinde çalışmakta yada çalışacak olan personellerce yapılarak tasarruflu bir şekilde bu işlemler gerçekleşemez mi?
8) Vatandaş ne kadar bilinçli? Vatandaştaki bilinci arttırmak için ne gibi çalışmalar yapılmakta?