Karacabey Ziraat Odası Başkanı Erhan Erdem, düzenlediği basın toplantısında, tarım ve hayvancılıkta yapılan ithalatı eleştirdi.
Özellikle domates, mısır, buğday ve salça ithalatına çiftçiler olarak bir anlam veremediklerini söyleyen Başkan Erdem, tam bir üründe hasat başlarken bu üründe ithalat yapılmasının çiftçileri olduğu kadar sanayicileri de zora soktuğunu belirtti.
Karacabey Ziraat Odası’nda düzenlediği basın toplantısında, tarım ve hayvancılıktaki sorunlara değinen Başkan Erhan Erdem, Ziraat Bankası’na olan borçların da ertelenmesi gerektiğini söyledi.
Hasat zamanı ithalat açılıyor!
Domates hasadı başladığında 25 bin ton salça ithal edilmesine bir anlam veremediklerini ifade eden Başkan Erdem, şunları söyledi; “Tam bir üründe hasat başlıyor, hemen ithalat yapılıyor. Mesela domates hasadı başladı, 25 bin ton salça ithal edildi. Bu yapılan sadece çiftçileri değil, sanayicileri de etkiledi. Sanayiciler sözleşmeleri 60 kuruş yapmak isterken, 50 kuruşa geri çekti.
Öte yandan, zaten domateste 2019 girdi maliyetleri, 2018’e göre yüzde 70 arttı. Fiyatlarda geri çekilince çiftçi büyük yara aldı. 2018’de 148 bin ton salça ihraç eden bir ülke olarak, 2019’da 25 bin ton salça ithal edilmesini çiftçiler olarak hazmedemiyoruz. Kaldı ki, bu sadece Bursa bölgesini değil, Balıkesir, Manisa, İzmir ve Konya çiftçi ve sanayicilerini de etkiledi.
Aynı şekilde mısır ve buğdayda da tam hasada başlarken ithalat kapıları açılıyor. Devlet, mısır ekiminde önceki yıllarda kg başına 70 kuruş destek verirken şimdi destelemeler düştü. Neden düştü? Demek ki mısır üretimindeki hedefe ulaşıldığı için. Madem hedefe ulaşıldı neden ithal mısır getiriliyor bunun bir açıklaması olmalı.
Girdi fiyatları düşürülmeli!
Mısır fiyatları hep geri giderken, yem fiyatları sürekli artıyor. Çiftçilerinin mısırdaki girdi maliyetleri geçen yıla göre yüzde 50 artarken, mısır fiyatlarında değişiklik olmuyor. Geçen yıl 1,24 kuruşla başlayan mısır fiyatları bu yıl 1,15 kuruşla başladı ve giderekte aşağıya düşüyor. Size soruyorum, çiftçi buna ne kadar direnebilir. Girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor. Çiftçinin mahsulüne bakılacağına, göz dikileceğine, ithal gübre, ilaç ve tohumlara bakılsın.
Banka borçları ertelenmeli!
Bunun dışında bir de doğal afetlerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu sene zeytin de büyük sıkıntı yaşıyoruz. Domates hasadı döneminde büyük sıkıntılar yaşadık. Bu anlamda, çiftçilerin borçlarının 1 yıl daha ertelenmesini istiyoruz. Zaten domates, mısır, buğday ve birçok üründe zarar ederken, kavun ve karpuz tarlada kalırken banka borçlarını nasıl ödeyeceğiz. Bu yüzden biran önce Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifi borçlarının ertelenmesini talep ediyoruz.
Hayvancılar da zorda!
Aynı şekilde hayvancılıkta da sorun çok. 2 yıl önce bir çuval yem 45 TL’ye alınırken, et 30-32 TL’ler bandındaydı. Şimdi bir çuval yem 90 TL’ye çıktı ama et yine aynı yerde. Peki böyle giderse hayvancılar bu işe ne kadar dayanabilecek. O zaman bir çiftçiliği, hayvancılığı bırakalım her şey ithal gelsin. Biz üretmek istiyoruz, bunu da başarabiliriz. Ama üreticinin önünün açılması gerekirken ne yazık ki ithalatla beli bükülüyor.
Hara çiftçiye açılmalı!
Öte yandan, çiftçilerimiz yer konusunda da sıkıntılar yaşıyor. Yer yetmediği içinde icar fiyatları yükseliyor. Ama Hara, tohum şirketlerine talebe göre yer verebiliyor. Onlara bu yapılabiliyorsa, çiftçilerimize de aynı ölçekte yer verilebilir. Böylelikle Hara çiftçiye uygun fiyatla yer açtığında diğer icar fiyatlarının da makul seviyelere ineceğini düşünüyoruz”