CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa’daki doğa katliamına isyan etti. Su firmalarının yarattığı doğa tahribatına şimdi de Bursa Büyükşehir Belediyesinin katıldığını iddia eden Sarıbal, “Bursa BUSKİ Deliçay’ı besleyen suları çekti ve Deliçay kurudu. Kızılderili atasözündeki gibi son nehir kuruyana, son ağaç kesilene kadar durmayacaklar. Ülkenin doğasına, suyuna, ormanına bu düşmanlık ne zaman son bulacak? Buna artık dur denmeli” dedi.
Sarıbal’a göre, su firmalarının Uludağ eteklerindeki su kaynaklarını tahribatı devam ederken, Bursa Büyükşehir Belediyesi de bu kervana katıldı. BUSKİ eliyle Alaçam Şelalesini ve Deliçay’ı besleyen su kaynağını borularla taşıyan Bursa Büyükşehir Belediyesi, hem Alaçam Şelalesini hem Deliçay’ı kuruttu. Turizm uğruna daha önce de Karagöl tahrip edilmiş ve kurutulmuştu.
Son zamanlarda artan doğa tahribatına tepki gösteren CHP Milletvekili Orhan Sarıbal, “Bu gidişe dur denmeli. Bu doğa katliamı bir son bulmalı” dedi.
CHP’li Sarıbal şunları söyledi: “Bursa’daki doğa tahribatı inanılmaz boyutlara ulaştı. Bursa’nın havasından ormanına bütün doğal güzellikleri ranta kurban ediliyor. Karagöl’ü daha önce turizme kurban veren Bursa, şimdi de su kaynaklarını kaybediyor.
Birçok su firması Uludağ’a dadanmış durumda. Su firmalarına şimdi de BUSKİ katıldı. Su kaynaklarını borularla taşıyan BUSKİ önce Alaçam Şelalesi’ni kuruttu, şimdi de aynı firma Deliçay’ı kurutma seviyesine kadar getirdi. Benekli alabalıkların yaşam alanı olan Deliçay’daki su seviyesi o kadar düştü ki balık ölümleri başladı. Bu ülkenin doğasına, suyuna, ormanına, havasına bu düşmanlık nereye kadar sürecek? Bu ne bitmez bir rant hırsıdır.
Kızılderili Şefi Seattle’ın ABD Başkanına gönderdiği mektubunda ‘Son ırmak kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde, son balık tutulduğunda, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak’ demişti. Anlaşılan Bursa’nın doğasını tahrip etmeye devam edenler son dere kuruyana, son ağaç kesilene kadar durmayacak.
Yetkililerin derhal buna el atması ve bu doğa katliamına son vermesi gerekiyor. Bu gidiş, gidiş değil. Bu doğa katliamı bir son bulmalı. Aksi takdirde yarın çok geç olacak”